Bu devleti yenilemekten söz ediyoruz… Herkes öyle diyor. Artık hiçbir şey, eskisi gibi olmayacakmış…
Tamam o zaman… Şimdi tam sırasıdır! Nasıl bir devlete ihtiyacımız olduğunu belirleyebilirsek, buna yürekten inanan ve bunu hayata geçirmeyi başarabileceğine bizi ikna eden siyasetçiler ile yolumuza devam eder;bugün yaşadıklarımızın sorumlusu olarak gördüklerimizi yolun kenarına terk eder, gideriz!
Tam anlamı ile bir revizyon! Biraz acımasız ama oldukça etkili!
ŞİMDİKİ SİYASET
Oysa, Covid-19 salgını yeni bir moda yarattı: Herkes “şimdi siyaset zamanı değil”demeye başladı. Daha önce de yazmıştım ama tekrar edeyim… Bugün en popüler ama en sorumsuz söylem, “şimdi siyaset zamanı değil”söylemidir. Bu, bizi bu çaresiz duruma düşüren bugünkü siyaset tarzını devam ettirmek isteyenlerinsöylemidir. Onlar, bugünler geçsin, halk bedel ödesin ama düzen değişmesin ve onlar da aynı şekilde siyaset yapmaya devam etmeyi istiyorlar.
Olmaz! Bu badireden ders alarak çıkacağız!
Siyasetle battık; siyasetle çıkacağız! Bizi bu duruma etkisiz, sorunları çözme konusunda yetersiz, uyarıları aldırmayan siyaset anlayışı düşürmüştür. Bu durumdan çıkmamızı sağlayacak olan ise, bu anlayışın terk edilmesi olacaktır. Bu badireye nasıl düştüğümüzü; bundan nasıl kurtulacağımızı ve bundan sonra daha düzgün yaşamak için neler yapmamız gerektiğini siyasi olarak tartışacağız.
İsteyen katılır; isteyen katılmaz ama şimdiki siyaset budur!
YENİ DEVLET İHİTİYACI
Zaten “siyaset zamanı değil” diyenlere de kanmamak lazım… Hepsi de bal gibi siyaset yapıyor ve bu ifadeyi bile siyasat yapmak için kullanıyorlar.Onlar siyaset yapmaya devam ederken, bizi siyasetten alıkoymak istiyorlar o kadar. Oysa bizim yeni bir devlete ve bu yeni devlete ulaşabilmek için yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacımız vardır.
Eflatun’a atfedilen Devlet Adamı isimli tiyatro eserinde, “yaptığımız veya kazandığımız herşey ya bir işe yarar, yahut da bizi bir dertten korur”denerek devletin işlevselliğine dikkat çekilmiştir: Devlet işlevsel olmalıdır!
Eflatun, konuşmanın ilerleyişi içinde sözü ölçüye getirir: “Çokla azı kendi aralarında değil, meydana getirmek gereken doğru ölçüyle de ölçülü kılmak zorundayız”.Devlet, olması gereken kadar olmalıdır!
Bunların 2500 yıl önce konuşulanlar olduğu halde içimizde halen yer edememiş olmaları ne yazık! Biz, devletin işinin ne olduğunu bile unuttuk. Bu işleri yerine getirmek için hangi büyüklükte olması gerektiğini de dikkate almıyoruz. Durmadan büyütüyoruz. Bir ur gibi! Esas işlevlerinden uzaklaştıracak kadar büyütüyoruz hem de.
SİYASİ LİDERLİK
Yeni dönemin esas konusu işte budur: KKTC devletinin işlevleri ne olmalıdır? Bu işleri yerine getirmesini istediğimiz devlet, hangi ölçülerdeolmalıdır?
Bu sorulara hepimiz farklı yanıtlar verebiliriz. Çoğunuz gibi benim de kendimce yanıtlarım vardır elbette. Ama bize, bunları siyasi bir projehaline getirecek, uygulama planı hazırlayacak, takım kuracak ve halktan destek arayacak kişiler lazımdır. Elbette onlar arasında da farklılıklar olacaktır. Bizim seçimimiz, hangi projenin uygulanmasını tercih ettiğimizi o rtaya çıkaracaktır.
Kuzey Kore gibi örnekleri vardır: Belki de, “devlet herşeyin sahibi olsunve hepimize baksın” diyeceğiz. Böylece yeni komünizm deneyimine girişeceğiz.
“Hayır, devlet sadece çok gerekli işleri yapsın.Adalet, güvenlik, afetlere hazırlık, ulaşım alt yapısı, sağlık ve temel eğitim gibi… Onları iyi yapsın da gerisine karışmasın… Kazancımızın çoğunu bize bıraksın; isteyen yatırım yapsın, isteyen harcasın” diyenler de olacaktır.
Önce teklifleri görmek gerekir… Bu teklifler, siyasetçilerden gelecektir.
Şimdi siyaset yapmanın tam zamanıdır!