YOKSULLUĞUN NEDENİNİ, “POLİTİK MESAJA” DÖNÜŞTÜRMEK GEREKİYOR!

0
blank

Son haber Rusya’dan geldi. Rusya Merkez Bankası, enflasyonun tırmanış eğilimini ve Ruble’nin ABD Doları karşısında değer kaybının tırmandığını görünce Ruble’ye ödediği faizi artırdı. Faizin artması ile birlikte Ruble karşı tırmanışa geçti ve ABD Doları karşısında %1 oranında da olsa değer kazandı. Rusya, parasının istikrarını korumaya, bir doların 100 rubleye denk düşmesini korumaya çalışıyor. NATO’nun ciddi şekilde desteklediği Ukrayna ile büyük bir savaş sürdürmesine karşın bu politikasını bilimsel esaslara dayanarak yürütmek için de uğraşıyor.

Rublenin ABD Doları karşısında değer kazanması, eski hazine müsteşarı, bilim insanı Mahfi Eğilmez tarafından “Rusya Merkez Bankası, enflasyonda artış eğilimini (% 4,3) gördüğü anda faizi (% 8,5’dan % 12’ye) yükseltti. Enflasyondaki artışı ilk anda faizi artırıp durdurmazsanız sonrasında faizi çok daha fazla artırıp çok daha ağır maliyetlere katlanmanız gerekir” şeklinde yorumlandı.

Eğilmez, bu mesajı ile, Türk ekonomisini yönetenlerin “bilimsel bir hata” yaptığını kanıtlamaya çalıştı ama ikna edici olamadı. Bir süreden beri izlediğim ama kim olduğunu bilmediğim bir Twitter kullanıcısı hemen cevabı yapıştırdı: “Hocam bunu bilmemek mümkün değil. Belli ki böyle olacağı biliniyordu. Yani iktisadi bir hata olduğunu düşünmüyorum. Bile isteye yapılmış şey. Demek ki politik tarafı var. Neden böyle tercih edildi? Ne uğruna? Bunu konuşmak gerekiyor.”

blank
Rusya Devlet Başkanı Putin, Ukrayna ile giriştiği savaşa ve batının ambargolarına karşın “dış güçleri” sorumlu tutarak enflasyonun nimetlerinden yararlanmak yerine Ruble’nin değerini korumak için savaşıyor. Grafik, belli oranlarda da olsa başardığını gösteriyor.
……………………………………………………………………………..

Tartışma yerine oturuyor. Sorun bilmek veya bilmemek değil. Erdoğan ve arkadaşlarının enflasyonu bilerek patlattıkları artık kesinleşmiştir. Sorun, yönetenlerin neden yüksek enflasyonu tercih ettiklerini Türkiye halkına etkili bir şekilde anlatabilmektir. Nitekim, İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu, siyasi hedeflerini açıkladığı konuşmasının önemli bir bölümünü buna ayırmak ihtiyacı hissetmiştir. Bu mesajın güçlendirilmesi ve çeşitli ağızlardan etkili bir şekilde halka iletilmesi gerekir.

Hatırlayalım… Türkiye’deki iktidar, enflasyonu “kaynakları kendi kontrollerine almak” amacıyla patlatmıştı. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşıyordu ve seçimi kazandıracak harcamaları finanse etmek için kaynak gerekiyordu. Türkiye Ekonomi Modeli icat edildi, enflasyon patlatıldı, makineler para basmaya koyuldu ve kaynak yaratılmış oldu. Deprem, kaynak ihtiyacını alabildiğine artıran bir şansızlık olarak düşünülebilir. Para basmak için makineler zorlandıkça zorlandı; kaynaklar şarıl şarıl akmaya başladı!

Nebati’nin gözlerindeki parıltı, bu dahice yaklaşımı anlatıyordu! Biraz da olsa geç kaldık ama sonunda parıltının nedenini anladık işte…

Bu arada gelirleri enflasyon oranında artmayan dar gelirliler zeytin gibi ezildi. Gelir dağılımı alabildiğine bozuldu. Kur korumalı mevduat diye bir garabet yaratıldı. Şimdi KKM sahiplerine milyarlar dağıtmak gerekiyor. Vergiler artırıldı; dar gelirleri ezim-ezim ettiler!

İktidar bunu “bilerek ve isteyerek” yaptı! Bu politik bir tercihti ve hesabının politik olarak sorulması gerekiyor. Olaylar yaşandıkça durum biraz daha netleşiyor. Şimdi halka dayatılan yoksulluğun ve yaşatılan bunca acının hesabını sormak gerekiyor. Hesap sorabilmek için işin özünü ve bunun “politik bir tercih” olduğunu iyice anlamak ve anlatmak; tartışmayı rayına oturtmak gerekiyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz