YENİLENME OLMAZSA REKABET EDEMEZSİNİZ! REKABET OLMADAN YENİLENEMEZSİNİZ!

0
blank

Öğretmenler ile KKTC yönetimi yine karşı karşıya geldi. Eğitim Bakanlığı, kendine göre belirlediği ihtiyaçlara karşılık gelecek bir tasarı hazırladı. Öğretmenler bu değişikliklere karşı çıkıyor, eylem ve grev yapıyorlar. Eğitimde kayıplar yaşanıyor.

Eğitim kayıpları, akıp giden yaşamımız içinde kolaylıkla telafi edilebilecek kayıplar değildir. Bu nedenle toplumlar, en zor koşullarda bile eğitimi sürdürmeye, önceki kuşakların bilgi ve deneyimlerini yeni kuşaklara aktarmaya, daha özlü bir değişle “geri kalmamaya” çalışırlar.

Bu yaklaşım KKTC için geçerli değildir. Eğitim dediğin nedir ki; harca gitsin! Çocukların eğitim hakkı sudan gerekçelerle çiğneniyor. Buna duyarlılık göstereceğimize, her kafadan bir ses çıkar şekilde tartışmaya devam ediyoruz.

Bu arada hayat akıp gidiyor; postu kamu okullarına serme olanağı bulmuş olanlar “hakkımızdır” diyerek vermedikleri hizmete karşılık maaş almaya devam ediyorlar. Siyasiler, “biz yapmak istiyoruz ama sendikalar engelliyor” diye ürettikleri gerekçenin arkasına saklanarak hayata tutunmayı sürdürüyorlar.

Olan, yeni kuşaklara oluyor. Hayata bir adım da olsa geriden başlıyorlar. Toplum verimsiz tartışmaların olduğu kadar verimsiz üretim şekillerinin pençesinde kıvranıp duruyor.

Bildiğimiz bazı genel doğrular vardır:

  1. Yenilenme olmazsa gelişme olmaz.
  2. Çağdaş dünyada, mevcut sistemleri kullanım süresi kısalmış, yenilenme ihtiyacı artmıştır.
  3. Yenilenmenin başarılabilmesi ve/veya yenilenmenin işe yarar olabilmesi için başarılı örneklerin akıl yoluyla değerlendirilmesi ve uygulanması koşuldur.
blank
Öğretmenler yine ayakta… Bunca karmaşaya neden olmanın haklı görülmeyeceğini kendileri de hissedebiliyorlar ki eylemlerin nedeni, net ve anlaşılır bir dille kamuoyu ile paylaşılmıyor.

Gerek şimdiki eylemler, gerekse geçmiştekiler bir şeyi açıkça ortaya koyuyor: Öğretmenler yenilenmek ve meslektaşları ile rekabet halinde olmak istemiyor. Aslında yenilenmek gerekiyor ama bunu bir “ihtiyaç” olmaktan çıkarmak, keyfince yenilenmek veya yenilenmemek tercihi yapmak istiyorlar. Rekabetten kaçıyorlar ama rekabet olmazsa yenilenme olmayacağını veya yeterli yenilenme olmayacağını görmezden geliyorlar.

Yenilenmeden ve her alanda rekabetçi bir düzen kurmadan bugünkü kaotik durumdan kurtulmak, herkesi kapsayacak kurallar geliştirerek kişi hak ve özgürlüklerinin kolaylıkla hayat bulacağı bir düzen yaratmak mümkün olmayacaktır. Rekabet olmazsa yıpranmanın devam etmesi, kendisini bu dünyaya ait görmeyenlerin ise kendini toplumun dışına atması, onların yerlerini farklı kültürlerden insanların alması kaçınılmaz bir şekilde devam edecektir. Buna karşılık bizim de “haklarımız” vardır tabii: Ağlamaya, yakınmaya ama herhangi bir değişiklik yapmamaya devam edebiliriz!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz