Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kıbrıs’ı bilen ve önem veren biridir. Zeytinoğlu, aynı zamanda, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) başkanıdır. İKV, Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından oluşturulmuş ve yıllaca Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesinin öncülüğünü yapmıştır.
Zeytinoğlu, Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi nedeni ile yaptığı açıklamada, “Bundan sonraki süreçte Türk iş dünyası olarak da KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacağız. KKTC’nin stratejik öneminin yanında bir yatırım üssü olarak da kalkınması büyük önem taşıyor. Bu şekilde uluslararası sahada da daha güçlenmesi mümkün olacaktır” dedi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi için KKTC’nin Türkiye’nin 5’nci ve 6’ncı bölgelerinde uygulanan teşvikler kapsamına alınmasını önerdi.
Tam da “nedir bu 5’nci ve 6’ncı bölge teşvikleri” diye araştırırken Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, KKTC’ye gelerek Kapalı Maraş’ın alt yapısının TOKİ ve Konya Belediyesi tarafından yenileneceğini duyurdu.
YENİ YATIRIM İKLİMİ
Gerek Doğu Akdeniz’de tırmanan gerilim, gerek Türkiye-Avrupa ilişkilerinin tam bir krize girmesi, gerekse Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaşanan kutuplaşma ve bunun Türk kamuoyuna yansımaları, Türkiye’den Kıbrıs’a bakışı etkilemiş VE HATTA DEĞİŞTİRMİŞ görünüyor. Tatar’ın kazanması, “Üçüncü Barış Harekatı” gibi bir şey oldu. Her kesim, bu başarılı harekatının sonucundan kendince yararlanmak veya bu sonuca kendince katkıda bulunmak çabasındadır. Yeni dönemin, yeni iklimi…
Bu yeni iklimin veya KKTC’nin stratejik öneminin arkasına sığınarak Türkiye yardımları ile yaşamak ve hatta “lüks içinde yaşamayı haklı göstermek” doğru değildir; sürdürülemez ve yeni kuşaklar bakımından cezbedici olamaz. Bu nedenle bu yeni iklimden, Türkiye ile olumlu ve geleceğe olumlu etkileri olacak ilişkiler geliştirmek için yararlanmak gerekmektedir.
Kalkınma için Türkiye’nin sermaye ve bilgi birikiminden yararlanmak gerekliliği açıktır ve bu yeni iklimi, “yeni yatırım ortamı” olarak şekillendirmek de mümkündür. Zeytinoğlu, yatırımcıları; Kurum kentsel dönüşümcüleri iyi bilir… Söyledikleri de buna uygundur.
SİYASİ UYGUNLUK
Ama bu yaklaşımlar, “uygun olmayan” başka şeylere yol açma potansiyeli de taşımaktadır:
- Türkiye sermayesi, KKTC’ye teşvikli olarak akacaksa, Kıbrıslı Türk sermayesi bundan ciddi şekilde olumsuz olarak etkilenecektir. Onları, birikimlerini önce Ankara’ya taşımak; sonra da teşvikli bir şekilde KKTC’ye dönmek zorunda bırakmamak gerekir!
- Kıbrıs Türk sermayesinin iş yapma olanakları azalacaksa, işlerini kaybedenler devlet kapısına dayanacak ve bugün şikayet ettiğimiz “kamu kaynaklarından beslenebilmek” için siyasi yapıyı ve kamu yönetimini ciddi şekilde zorlayacaklardır.
- İş dünyasının örgütleri, üyelerine iş olanağı sağlamak için Lefkoşa’da değil, Ankara’da kulis ve lobi faaliyetlerine başlayacaklardır.
- Bütün bunlardan sonra, KKTC’de ayrı bir hükümet veya meclise sahip olmak ciddi şekilde değer yitirecek; “gereksiz masraf kapısı” olarak görülmeye başlanacaktır.
Bütün bunların ciddi siyasi sakıncaları vardır ve bunlar, OLMAMASI GEREKEN OLABİLECEKLER olarak düşünülmelidir.
“Kim düşünecek?” diye de sorabilirsiniz tabii…
Bilmiyorum! Yeni hükümet kurulsun diye bekliyoruz ya; bu hükümet bu işlere bakabilecek mi, bilmiyorum!