Başbakan Ünal Üstel’in başbakanlık koltuğuna oturma sürecinin nasıl geliştiğini tam olarak bilmiyoruz. UBP Kurultayında başkan olarak seçilen Faiz Sucuoğlu, partisi seçimden birinci parti olarak çıktığı halde başbakanlıkta tutunamamış ve yerini Üstel’e bırakmıştı. Şimdi Üstel’e rakip olan Hasan Taçoy, “Ünal Bey, ‘abi’ olarak tek başına göreve getirildiği gün, geçiş dönemi abisi olduğundan dolayı ilk kurultayda aday olacağımı söylemiştim” diye konuşuyor.

Ünal Üstel’i bu göreve kim ve nasıl getirdi tam olarak bilmiyoruz ama Başbakan olarak Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile kurduğu ilişkilerin “işe yaramaya başladığını” söyleyebiliriz.

Başbakan Üstel’in şansı yaver gidiyor da olabilir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında Türkiye’de kurulan yeni hükümette Kıbrıs işlerine de bakmakla görevlendirilen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile olumlu ve yapıcı bir ilişki kurduğu gözlemleniyor. Yılmaz’ın planlamacı tutumu ve yumuşak karakteri, Üstel’e yardımcı olacak gibi görünüyor.

Başbakan Üstel, sıklıkla gerçekleştirmeye başladığı Ankara ziyaretlerinin sonuncusunu geçen gün yaptı. Belli bir çalışma ziyaretiydi; törensiz gitti ve geldi!

Üstel, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, Türkiye ile imzalanan protokol çerçevesinde ülke ekonomisi için yapılması gerekenler konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu. Uzun zamandan beri, kayda-kuyda bağlı olmayan, gününe göre yapılan açıklamalarla duyurulan işlerle uğraşıyorduk. Şimdi, çeşitli itirazlara karşın imzalanan protokol ve anlaşmalar yürürlükte olacak gibi görünüyor. Herkes yapacağını bilecek; başkaları da ne yapılmak istendiğini görecek.

Yapılacaklar arasında elektrik kapasitesinin artırılması ve yeni bir hastane inşa edilmesi de varmış… Adeta yılan hikayesine dönen bu işlerin kısa sürede başarılmasının Üstel’in siyasi gücünü artıracağını ve UBP içindeki konumunu güçlendireceğini yazmaya bile gerek yoktur sanırım. UBP’li üyeler, elbette kendilerini iktidar tutacak ve halkın belli başlı ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Ankara’dan destek alacak bir başkan isteyeceklerdir. Onların siyasi projesi zaten tam da budur!

Gazze’de yaşanan bunca olaydan sonra “partisiz” KKTC seçmenlerinin de benzer bir arayışta olmasını beklemek gerekiyor. Türkiye’nin güvencesi olmadan, sıkıştıkları zamanlarda Türkiye’den yardım geleceği düşüncesine kapılmadan bu adada yaşamak isteyeceklerini düşünemiyorum doğrusu… Bu güvenceyi hissettirebilmek ise Türkiye’deki ilgili yetkililerle iyi ilişkiler, kurmayı gerektiriyor. İşte bu nedenle Üstel’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ile kurduğu ilişki, kendisine ciddi bir avantaj sağlıyor.

Üstel bu ilişkiyi aynı şekilde sürdürebilecek mi? Bunu bilemeyiz ama Üstel’in gerek UBP içindeki, gerekse UBP dışındaki rakiplerinin Üstel-Yılmaz işbirliğinin yerine koyacak şeyleri olması gerektiğini söyleyebiliriz.

Üstel Türkiye ile yola çıktı… Aldığı destekle bazı işler yapmaya çalışıyor. Siz ne yapacaksınız? Yapacaklarınız için gerekli desteği nasıl temin edeceksiniz? Gerek UBP kurultayında, gerekse seçimlerde Üstel’in karşısına çıkacak olanlar bu sorulara ikna edici yanıtlar vermek zorunda kalacaklardır.

Türkiye’nin yardımlarının önemine inanan, özellikle Gazze’de yaşananlardan sonra Türkiye’nin koruyuculuğunun öneminin arttığını düşünen ve partiler karşısında kararsız olan KKTC seçmenleri, bu ilişkiden daha iyisini vaat etmeyen liderlere oy vermezler diye düşünüyorum. Üstel’in geliştirdiğinden daha yararlı bir ilişki geliştirme konusunda umut veremezseniz, yaşanan olumsuzluklar ne olursa olsun, seçimde işiniz çok zor olacağı kesindir.

Önümüzdeki süreci bir de bu açıdan izlemek, öngörüde bulunmamızı en azından kolaylaştırmış olacaktır.