Başbakan Ünal Üstel, Azerbaycan ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, “Azerbaycan’la asırlar önce kurulan gönül köprümüz ne yazıktır ki çok uzun zamandır kullanılmamıştır. İşte biz gerçekleştirilen bu ziyaretle, o köprüleri yeniden kullanmaya başladık. Ve karşılıklı şekilde kullanmaya da devam edeceğiz” dedi.
Başbakan Ünal Üstel, ülkeye gelişinin ardından Ercan Havalimanı’nda düzenlenen basın toplantısından Azerbaycan ziyareti ve temaslarını değerlendirdi.
Başbakan Üstel, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen KKTC Kültür ve Tanıtım Etkinliği’ne tarihte görülmemiş, geniş bir heyetle katıldıklarını kaydetti.
3 devlet tek millet söyleminin sadece bir slogan olmadığını etkinliğe katılan herkesin gördüğüne vurgu yapan Üstel, “Sivil toplum kuruluşlarımız bu ziyareti o kadar önemli ve özel görmüşlerdir ki; devletimizden tek bir kuruş talep etmeden, kendi yol ve konaklama masraflarını karşılayarak bu etkinliğe katılmışlardır” dedi.
Üstel, Kıbrıs Türk halkının artık dünyada hak ettiği yeri almaya hazır olduğunu ve bunu açıkça talep ettiğini kaydederek, “Azerbaycan Ziyareti süresince, KKTC Başbakanı olarak şahsen ben de önemli temaslar gerçekleştirme fırsatı buldum. İnanıyorum ki çok yakın bir gelecekte bu temaslarımızı ülkemizde de gerçekleştirme fırsatı bulacağız” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan’la asırlar önce kurulan gönül köprüsünün çok uzun zamandır kullanılmadığına dikkat çeken Üstel, “İşte biz gerçekleştirilen bu ziyaretle, o köprüleri yeniden kullanmaya başladık. Ve karşılıklı şekilde kullanmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.
Üstel, “Azerbaycan ziyareti, kardeşliğin sadece söylemde kalmadığı, kardeşlik duygularının somut olarak tescil edildiği bir ziyaret olmuştur” açıklamasında bulundu.
Ünal Üstel’in basın açıklamasının tam metni ise şu şekilde:
“Daha önceki açıklamalarımda da, altını çizerek belirtmiş olduğum gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, diplomatik girişimler ve dış dünyaya açılma konularında, son derece önemli günlerden geçiyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar‘ın Cumhurbaşkanı seçilmesi ile birlikte, Türkiye ile ortaya koyduğumuz yeni dış politika vizyonu, 3 yıldır ciddi açılımları da beraberinde getirmiştir.
Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yeni vizyona paralel olarak BM genel Kurulunda iki sene üst üste yaptığı KKTC’yi tanıyın çağrısı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemci üye statüsü ile yer alması, ülkemizin yeni dış politik vizyonunun ortaya çıkardığı, somut göstergeleri olarak karşımızda durmaktadırlar.
Türk Devletleri Teşkilatına girişimizle birlikte başlayan diplomatik hareketlilik, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bayrağı, Türk Devletlerinde ve Azerbaycan’da artık dalgalanacaktır söylemi ile bambaşka bir aşamaya taşınmıştır.
İşte bugün, bu söze uygun olarak bayrağımızı Azerbaycan topraklarında nasıl dalgalandırdığımızı, neler yaşadığımızı ve hangi temaslarda bulunduğumuzu sizlere anlatmak için buradayız.
Cumhurbaşkanımızın başkanlığında, Başbakanlığımızın ve Turizm Bakanlığımızın katkılarıyla Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kültür ve Tanıtım Etkinliği’ne tarihte görülmemiş, geniş bir heyetle katıldık.
Daha en başından vurgulamakta fayda görüyorum. Sivil toplum kuruluşlarımız bu ziyareti o kadar önemli ve özel görmüşlerdir ki; devletimizden tek bir kuruş talep etmeden, kendi yol ve konaklama masraflarını karşılayarak bu etkinliğe katılmışlardır.
Bu noktada kendilerine de ayrıca teşekkür ediyorum. Bildiğiniz üzere Perşembe gün Azerbaycan’a gitmek için yola çıktık.
Uçağımızın Azerbaycan’a inişinden ayrılacağımız güne kadar, gördüğümüz saygı, sevgi ve hürmet en üst seviyede olmuştur. Bir devlete yaraşır şekilde en üst seviyede ağırlandık ve uğurlandık.
Bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarımız adına son derece önemli bir ilk adımdır.
Ziyaretimizin ilk gününde gerçekleştirilen gala gecesine, Azerbaycanlı kardeşlerimizden bakan, bakan yardımcısı, Milletvekili seviyesinde katılımlar olmuştur. Azerbaycan’ın önemli Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri ve Azerbaycan basını da etkinliğimize büyük ilgi göstermiştir.
Orada can Azerbaycanlı kardeşlerimizle kucaklaştık. Kıbrıs Türk halkının selamlarını kendilerine ulaştırdık.
3 devlet tek millet söyleminin sadece bir slogan olmadığını oraya katılan herkes gözleri ile görmüştür.
Azerbaycan’la Asırlar önce kurulan gönül köprümüz ne yazıktır ki çok uzun zamandır kullanılmamıştır.
İşte biz gerçekleştirilen bu ziyaretle, o köprüleri yeniden kullanmaya başladık. Ve karşılıklı şekilde kullanmaya da devam edeceğiz.
Azerbaycan’da Sayın Cumhurbaşkanımızın resmi bir kabulle, Sayın Azerbaycan Cumhurbaşkanı tarafından kabul edilmesi, son derece önemli ve tarihi bir olaydır.
Görüşmede, Sayın Aliyev’in, Kıbrıslı Türklerle, kültürel, siyasi ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi yönünde adımlar atılacağına yönelik yaptığı açıklama sadece bir temenniden ibaret değildir. Gerçektir.
İnanıyorum ki, bu temasların sonucun da, gerek kültürel, gerek ekonomik gerekse diplomatik ilişkilerimiz hızla gelişecek ve Kıbrıs Türk Halkı, dünya ile kucaklaşma yolunda, Anavatan Türkiye’mizden sonraki ilk adımını Can Azerbaycan’la atacaktır.
Aliyev Görüşmesi sonrası, Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar tarafından düzenlenen basın toplantısında kendisine Başbakan olarak ben de eşlik ettim.
Bu hükümetimizin Cumhurbaşkanımıza açık desteği olarak görülmelidir.
Oraya gelen onlarca basın mensubu aracılığı ile Sayın Cumhurbaşkanımız dünyaya seslenmiştir. Bu da son derece önemli ve tarihi bir olay olmuştur.
Söylemimiz ortaktır. Nettir. Açıktır.
Kıbrıs Türk Halkı artık dünyada hak ettiği yeri almaya hazırdır ve bunu açıkça talep etmektedir.
Azerbaycan Ziyareti süresince, KKTC Başbakanı olarak şahsen ben de önemli temaslar gerçekleştirme fırsatı buldum.
Azerbaycan’ın iki bakanı ile gerçekleştirdiğim temaslarda son derece önemli konuları ele aldık.
Özellikle Milli Eğitim Bakanı ile gerçekleştirdiğimiz temaslarda, üniversitelerimizin işbirliğini, kültürel ve sportif alanlarda geliştirebileceğimiz ilişkileri ele aldık.
Kendilerini ülkemize davet ettik.
İnanıyorum ki çok yakın bir gelecekte bu temaslarımızı ülkemizde de gerçekleştirme fırsatı bulacağız.
İnanıyorum ki yaşanacak gelişmelerin ardından, Azerbaycanlı gençlerle ülkemizin gençleri hem üniversitelerde hem de sportif müsabakalarda artık bir araya gelebileceklerdir.
Bakanların yanında, ülkenin iktidar partisinin en üst düzey yöneticileri ve milletvekilleri ile de bir araya geldim, görüşmeler gerçekleştirdim.
Siyasal anlamda ortaya koyabileceğimiz işbirliklerini ve iki ülkenin önündeki gelecek fırsatların konuştuk.
Bunların gerçekleşmesi için güçlü bir siyasi iradeye ihtiyaç olduğu açıktır.
Ne mutluyum ki, ihtiyaç duyulan bu güçlü irade hem bizde var hem de Azerbaycan’ı yöneten Yeni Azerbaycan Partisinde var.
Dolayısı ile gelecekten son derece umutluyum.
Kendilerini çok yakında kutlayacağımız 15 Kasım törenlerimize de davet ettim.
İnanıyorum ki Cumhuriyet coşkusunu bundan böyle hem Türkiye’den gelen kardeşlerimizle hem de Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte yaşayacağız.
Bu ziyaret uluslararası bir temas olarak da bize önemli deneyimler kazandırmıştır.
Ekonomik örgütlerimiz, üniversitelerimizin temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarımız özetle, heyette yer alan herkes, bu ziyareti kazanımlarla tamamlamıştır.
Azerbaycan, turizmimiz, üniversitelerimiz, sanayimiz, iş dünyamız ve inşaat sektörümüz adına fırsatlarla dolu bir ülke.
Azerbaycan’la yeniden kurulan gönül köprülerimizi, ulaşım alanındaki sorunlarımızı çözerek pekiştirmeliyiz.
Eğer bunu gerçekleştirirsek, buradan her iki ülke de kazanım sağlayacaktır.
İlişkilerimiz bam başka bir boyuta taşınacaktır.
Temaslarımızda hep bunları anlattık.
Mevlana’nın meşhur bir sözü vardır.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşır diye…
Biz Azerbaycan’da ikisini birden başardık.
Hem aynı dili konuştuk, hem aynı duyguları paylaştık.
Dolayısı ile can kardeşlerimizle konuştuğumuz pek çok konuda hem birbirimizi anladık hem anlaştık.
Birbirimizi anlayabiliyoruz çünkü;
Aynı milletin evlatlarıyız.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz de esareti reddettiler, biz de reddettik.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz de, vatan uğruna çok cefalar çektiler biz de çektik, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de bugünlere gelene kadar çok ağır bedeller ödediler, biz de ödedik.
Dolayısı ile devlet sahibi olmanın ve bunu yaşatmanın ne anlama geldiğini iyi biliyoruz.
Birbirimize sahip çıkmazsak kimselerin bize sahip çıkmayacağını da biliyoruz.
Son yüzyılda kurulan 3 Türk devletiyiz.
Bir olursak, birlik olursak,
Önümüzdeki yüzyıl da bizim olur.
Gerek bizim gerekse heyetimizin yaptığı temaslar son derece önemliydi.
Bunu asla laf olsun diye söylemiyorum.
Zaten birazdan heyetimizde olan arkadaşlarımız size kendi izlenimlerini aktaracaklardır.
Üniversitelerimizin kendi aralarında bir iş birliği yapma kararlılıklarını duyurmaları son derece önemlidir.
Turizmcilerimizin ve İnşaat sektörümüzün Azerbaycanlı muhatapları ile ekonomik iş birliğini geliştirme çalışmaları başlatmaları son derece önemlidir.
Kadın girişimcilerimizin, iş dünyamızın, Azerbaycanlı girişimcilerle bir araya gelmeleri, ATİB (Azerbaycan Türk İşadamları Birliği) temasları da son derece önemlidir.
Ticaret Odamızın, Sanayi Odamızın üyelerinin gerçekleştirdiği ve daha ilk ziyarette anlaşma ile sonuçlanan temaslar önemlidir.
Siyasal partilerimizin, Azerbaycan siyaseti ile geliştirdikleri diyaloglar da son derece önemlidir.
Bunlar artırılarak sürdürülmelidir.
Hükümet olarak Azerbaycan ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik atılacak her adımın hükümet olarak arkasında duracağımızın burada sözünü veriyorum.
Azerbaycan ziyaretimiz çerçevesinde, Kıbrıs’ımızı tanıtan, kültürümüzü tanıtan sergi ve gösterilere de tanıklık ettik.
Folklor grubumuz Azerbaycanlı kardeşlerimize unutamayacakları anlar yaşattılar. Kendilerini tebrik ediyorum.
Fotoğraf sanatçılarımız, ülkemizi Azerbaycan’a taşıdılar. Onlara da teşekkür ediyorum.
Ses sanatçımız, sevgili Begüm etkinliklerde sesiyle hepimizi büyüledi. Ona da teşekkür ediyoruz.
Ziyaretimiz süresince, duygularımızın yükseldiği anlar da yaşadık.
Azerbaycan Ulu Önderi Haydar Aliyev’in anıt mezarını ziyaret ettik.
Azerbaycanlı şehit kardeşlerimizin yattığı şehitliği ziyaret ettik.
Vatan toprakları için omuz omuza savaşarak hayatlarını kaybeden Türk Şehitliğini ziyaret ettik.
Çok kısa bir süre önce yaşamını genç yaşta yitiren, Azerbaycan Milletvekili, Türk dostu, Kıbrıs Türk Halkının haklı davasına savunuculuk etmiş Ganire Paşayeva kardeşimizin mezarını da ziyaret ettik.
Dualarımız yanlarında olsun.
Aziz hatıralarının önünde bir kez daha eğiliyorum.
Azerbaycan ziyareti, atalarımızın geldiği coğrafya ile yeniden bağlarımızın güçlenmesi adına son derece önemli olmuştur.
Azerbaycan ziyareti, kardeşliğin sadece söylemde kalmadığı, kardeşlik duygularının somut olarak tescil edildiği bir ziyaret olmuştur.
Yeni bir gelecek bizi bekliyor.
Yüzümüzü dünyaya döndük.
Dünya ile buluşuyor, kendimizi anlatıyoruz.
Bu konudaki en büyük gücümüz haklı davamızdır.
Bu konudaki en büyük desteğimiz Anavatanın desteğidir.
Haksızlıklar altında, ambargolar altında ezilen bir halk olmaktan çıkıp, dünyada hak ettiği yeri alan bir halk olma talebini ortaya koyuyoruz ve bunu başaracağız.
Buna yürekten inanıyorum.
Bu vesileyle,
Azerbaycan ziyaretimiz ve temaslarımızın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.
Başta Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev olmak üzere, tüm Azerbaycan yetkililerine, bakanlara, milletvekillerine bizlere gösterdikleri misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Bizim dünya kapılarını aralamamızın en önemli mimarı her platformda Kıbrıs Türkünün sesini dünyaya duyuran Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum.
Ülkemizi Azerbaycan’da onurla temsil eden Sayın Cumhurbaşkanımıza hükümetimiz ve halkımız adına teşekkür ediyorum.
Bizi bir an bile yalnız bırakmayan, Türkiye Bakü Büyükelçisi Sayın Cahit Bağcı’ya ve elçilik ekibine teşekkür ediyorum.
Turizm Bakanımıza, ekibine ve kültür dairemize teşekkür ediyorum.
KKTC Azerbaycan dostluk grubuna yürekten teşekkür ediyorum.
Azerbaycan Türk İş insanlarına teşekkür ediyorum.
Azerbaycan medyasına, Türk medyasına ve yerel medyamıza teşekkür ediyorum.
Mihmandarlarımıza ve yanımızda duran bizi hiç yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza, kardeşlerimize teşekkür ediyorum.
Hilalimiz bir yıldızımız birdir.
Dilimiz bir, kanımız birdir…
Kalbimiz birdir,
Yolumuz birdir,
Gelecek bizimdir.
Bu yüzyılın da Türk yüzyılı olması dileği ile, hem halkımızı hem de Azerbaycanlı gardaşlarımızı sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum.”