Dava dosyasında “hukuka aykırı olduğu iddia edilen işlemin iptali ve bölgede yaşanan doğa talanının derhal durdurulması” talep edildi.
Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir, Bafra’da bazı turistik tesislere yeni orman alanlarının “yasalara aykırı” olarak tahsis edildiğini ve bölgede büyük bir orman istismarının yaşandığına ifade ederken,
Eski Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten ise, Girne’de yaşanan doğa tahribatına karşı verilen mücadelenin ardından, bu kez, Bafra’da “hukuksuzlukla” bir çevre talanının yaşandığını öne sürdü.
Çevre örgütleri adına bugün YİM’e dava dosyalayan gönüllü avukatlardan Ürün Solyalı, Bafra bölgesinde emirname kapsamında koruma altında olan ve yasa tarafından orman arazisi olarak kaydı yapılan bir bölgede, “yetkileri aşan, kamu yararını görmezden gelen bir işlem yapıldığını” savunarak söz konusu işlem sonucu bölgede ortaya çıkan çevre tahribatının derhal durdurulması ve ilgili işlemin iptali için başvuru yaptıklarını söyledi.
YİM’e bugün yapılan başvuruda, Yeşil Barış Hareketi Başkanı Feriha Tel, Genel Sekreter Doğan Sahir, Biyologlar Derneği Başkanı Gizem Mulla ve eski başkanı Hasan Sarpten, Şehir Plancıları Odası Genel Sekreteri Berkay Ramiz ile gönüllü avukatlar Ürün Solyalı ve Emer Efendi hazır bulundu.
Davanın dosyalanması öncesinde çevre örgütlerinin temsilcileri ile gönüllü avukatlar Lefkoşa Kaza Mahkemesi önünde basına açıklamalarda bulundu.
SAHİR: “BAFRA’DA BÜYÜK BİR ORMAN İSTİSMARINI DURDURMAK İÇİN BURADAYIZ”
Yeşil Barış Hareketi’nden Doğan Sahir, “Bugün yine mahkemenin kapısına dayandık. Bu ne ilk ne de son davamızdır. Büyük ihtimalle arkası gelecektir çünkü gördüğümüz kadarıyla aslında ne Anayasa’yı ne Çevre Yasası’nı dinleyen var. Üzücü olan tarafı da ağırlıklı olarak da ihlalleri yapanlar da devlet kurumları olmasıdır.
Bu nedenle büyük bir orman istismarını durdurmak için buradayız” diye konuştu.
“Küresel ısınmanın etkisiyle yangın felaketlerinin arttığı, ağaçların azaldığı, sıcaklıkların arttığı bir dönemde ağaçlara, ormanlara önem verilmediğini ve hatta ormanların içerisindeki ağaçlar sökülerek, başka işler yapıldığını” ileri süren Sahir, “Bunun artık durması bir an önce önlenmesi gerekiyor. Bu nedenle, Bafra’da bazı turistik tesislere yeni orman alanlarının tahsis edildiği gerekçesiyle bir dava açıyoruz” ifadesinde bulundu.
SARPTEN: “HUKUKUN, HÜKÜMETİN HUKUKSUZ KARARLARINA BİR KEZ DAHA ‘DUR’ DİYECEĞİNE İNANIYORUZ”
Eski Biyologlar Derneği Başkanı Hasan Sarpten söz alarak, “Yine bir peşkeş, yine mahkemedeyiz. Hükümetin almış olduğu çok sayıda hukuksuz karar var ve bunların neticesinde ülkenin dört bir yanında ciddi çevre tahribatları yaşanıyor. Doğa adeta ortadan kaldırılıyor” diye konuştu.
Sarpten, “Girne’de yaşanan doğa tahribatına karşı verilen mücadelenin ardından, bu kez, gönüllü hukukçuların değerlendirmesiyle çok acık ve net bir şekilde hukuksuzlukla bir çevre talanının yaşandığı ve yine ormanın ortadan kaldırıldığı Bafra’da bir otele verilen orman arazisi konusundaki kararın iptal edilmesi için yine buradayız” dedi. Saprten, sivil toplum örgütleri olarak doğa tahribatına karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, “Biz hukukun, hükümetin yapmış olduğu hukuksuz kararlarla bir kez daha dur diyeceğine yürekten inanıyoruz” dedi.
SOLYALI: “BAFRA BÖLGESİNDE, YETKİLERİ AŞAN, KAMU YARARINI GÖRMEZDEN GELEN BİR İŞLEM YAPILMIŞTIR”
Gönüllü avukatlardan Ürün Solyalı ise, “Gönüllü avukatlar ve ilgili çevre örgütlerinin değerlendirmeleri ile, Bafra bölgesinde emirname kapsamında koruma altında olan ve yasa tarafından orman arazisi olarak kaydı yapılan bir bölgede, kanaatimizce yetkilerini aşan, amaçlarını ve kamu yararını görmezden gelen bir işlem yapılmıştır.
Bu işlemi elbette öğrenmemiz her ne kadarda işlemden bir süre sonra olsa da yeni gündeme gelen bir işlem olarak güncelidir.
Bununla alakalı çevre talanının derhal durdurulması ve ilgili işlemin iptali için başvuru yapmak üzere geldik” diye konuştu.
“Çevre konularında gerek mahkemelerin gerek Anayasa’nın ortaya koyduğu ilkeler ve tavırlar bellidir” diyen Solyalı, bu baskılarla, hem çevre konusunda toplumsal farkındalığın hem de yönetenlerin hukuka bağlılığının sağlanmasını ümit ettiklerini söyledi.