Kıbrıs meselesinin Rumların Kıbrıs Türklerini ortaklık devletinden dışlayarak adayı gasp etmeye çalıştıkları ilk girişimlerinden bu yana, uluslararası toplumun gündeminde olduğuna dikkati çeken Oktay, şöyle konuştu:
“KKTC, çetin mücadelelerle kurulduğu günden beri büyük mesafe katetmiş, demokratik, çoğulcu, insan haklarına saygılı ve müreffeh toplum sistemini her geçen gün pekiştirmiştir. Kıbrıs Türk Halkı, her türlü baskı ve zorlamaya kahramanca göğüs gererek mücadelesini sürdürmüş, haklarına sonuna kadar sahip çıkarak eşitliğinden ve egemenliğinden vazgeçmemiştir. Kıbrıs meselesine kalıcı bir çözüm bulunması için garantör Türkiye, daima yapıcı bir yaklaşımla kapıları açan taraf olmuştur. Ancak ne yazık ki, çözüm konusunda gelinen aşamada taraflar arasında ortak bir vizyon oluşmamıştır.”
Kapsamlı bir çözüm için KKTC ile omuz omuza çalışmaya devam ettiklerinin, yarım asrı aşan süredir sürdürülen sonuçsuz müzakerelere rağmen adada diplomasiye dayalı adil bir çözüm bulunması için ümitvar olduklarının altını çizen Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kıbrıs’ta çözümün de, barışın da, istikrarın ve huzurun da temelinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ekonomik ve sosyal bakımdan güçlenmesi, Kıbrıs Türk halkının refah seviyesinin artması yatmaktadır. Kuzey Kıbrıs’ın kalkınarak, kendine yetebilen, küresel koşullara uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya sahip olmasını sağlamak öncelikli hedefimizdir.
Bu hedef doğrultusunda bugüne kadar pek çok ortak çalışma yapılmış, eylem planları uygulanmış; Kıbrıs Türkü’nün yaşam standardını iyileştirecek önemli projelere imza atılmıştır.”
Reformlar Acilen Yapılmalı
Kuzey Kıbrıs’ın ekonomik açıdan kabuk değiştirmesini sağlayacak büyük çaplı altyapı projelerinin hayata geçirilmesi ve ekonomik kalkınma programlarının etkin şekilde uygulanmasının elzem olduğuna dikkati çeken Oktay, “Kuzey Kıbrıs’ta özellikle bürokratik işleyişe etkinlik kazandırmak amacıyla gerçekleştirilecek iyileştirmelere ihtiyaç duyulmaktadır. Uzun yıllardır gündemde bulunan yapısal reformların vakit kaybetmeksizin tamamlanması önem arz etmektedir. Bunun için asgari müştereklerde birleşilmesi, siyasi cesaret ve kararlılık gösterilmesi gerekmektedir. Esas yük Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin omuzlarında olmakla birlikte, yapısal reform sürecinde maddi ve teknik yardımlarımızla her zaman Kıbrıslı Türk kardeşlerimizin yanında olacağımızı buradan vurgulamak isterim.” ifadelerini kullandı.
“Sizlerin yapacağı katma değerli üretim ve iş birlikleri ile yepyeni başarı hikayelerini birlikte yazacağımıza yürekten inanıyorum. Özellikle yapısal reformlar ile ekonomi ve ticaret alanındaki tecrübelerimizi, her iki ülkenin faydasına olacak şekilde Kuzey Kıbrıslı kardeşlerimizle paylaşmaya hazırız. 82 milyonluk pazarımızla ve dünyanın 16. büyük ekonomisi olarak, Kıbrıslı Türk iş insanlarına ve yatırımcılara da kapımız sonuna kadar açıktır. Altını çizerek ifade etmek isterim ki, KKTC’nin 2 milyar liralık toplam ticaret hacmini ve Türkiye ile olan 1,1 milyar liralık ticaret hacmini kesinlikle yeterli göremeyiz. Türkiye ile imzalanan ekonomik ve mali iş birliği anlaşmalarının tam anlamıyla uygulanmasını hep birlikte sağlamalıyız. İkili ticaret hacmimizin artması için ticaretin Türk Lirası üzerinden yapılması çalışmalarını destekliyor, bürokrasiyi azaltacak e-devlet projesini önemsiyoruz. Ayrıca Kuzey Kıbrıs’taki turizm ve eğitim faaliyetlerinin KKTC’nin yerel kalkınmasına doğrudan katkı verebilmesi için kamu-özel sektör işbirliklerinin stratejik önceliklere göre desteklenmesini faydalı buluyoruz.”
Türkiye-KKTC Ticaret Odası eş başkanlarının sadece Türkiye ile değil üçüncü ülkeler ile de ortak yatırımlar ve iş yapma imkanlarının takipçisi olması gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, şunları kaydetti:
Türkiye ile imzalanan ekonomik ve mali iş birliği anlaşmalarının tam anlamıyla uygulanmasını hep birlikte sağlamalıyız. İkili ticaret hacmimizin artması için ticaretin Türk Lirası üzerinden yapılması çalışmalarını destekliyor, bürokrasiyi azaltacak e-devlet projesini önemsiyoruz.
“Bölgede Türkiye yok sayılamaz”
“Türkiye, Kıbrıs Türkünün Ada’daki siyasi, ekonomik ve ahdi tüm haklarını sonuna kadar korumaya kararlıdır ve muktedirdir. Doğu Akdeniz’de hem kendi kıta sahanlığımızdaki hak ve çıkarlarımızı, hem de Kıbrıs Adası etrafında KKKTC’nin hak ve çıkarlarını korumak için her türlü adımı atmaktan çekinmeyeceğiz. Bölgede Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin meşru hakları hilafına adım atanlar, Türkiye’yi yok saymaya kalkışanlar, emellerine asla ulaşamayacaklardır. İlk sondaj gemimiz Fatih’in faaliyetleri ve yeni sondaj gemimiz Yavuz’un çalışma alanına doğru yola çıkması, bu konudaki kararlılığımızın göstergesidir. Bizler bu kararlılıkla faaliyetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.