DW’den Pelin Ünker’in haberine göre Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli banka Emirates NBD’nin, DenizBank’ın yüzde 99.85’ini satın alma işlemi tamamladı. Bankanın Rus Sberbank’tan Emirates NBD’ye geçmesiyle birlikte DenizBank, Türkiye’nin Arap sermayeli 12‘nci bankası oldu.
Emirates NBD, DenizBank’ın yüzde 99.85’ini 15 milyar 480 milyon lira, yani 2.77 milyar dolar karşılığında Rus Sberbank’tan almak için Nisan ayında anlaşmıştı.
Dördüncü kez el değiştirdi
Düzenlenen imza töreninde konuşan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, “Dünya dengelerini sarsan güç ve ticaret savaşlarının yaşandığı, ekonomimizin ise zorlu dönemden geçtiği bir süreçte, bankamızın hisseleri dördüncü kez el değiştiriyor” dedi. Ateş, bankanın dördüncü kez el değiştirmesine ilişkin ise “İleriye dönük bu son olsun bu son” ifadelerini kullandı.
“Fonlamada yanındayız”
Emirates NBD Group CEO’su Shayne Nelson, DenizBank’ın ekstra sermaye ihtiyacı olursa fonlamada yanında olacaklarını belirtti. Nelson, her ülkenin inişi çıkışı olduğunu belirterek, Türkiye’nin demografisi güçlü büyük bir ekonomi olduğunu ve burada uzun vadeli yatırımcı olmayı planladıklarını söyledi.
Emirates NBD Başkan Yardımcısı ve İdari Direktör Hesham Al Qassim de Türkiye’de, son 5 yıl içinde Türk şirketleri ve finans kuruluşlarına 2 milyar doları aşkın finansman limitleri sunduklarını söyledi.
DenizBank’ın ikinci yarı itibarıyla aktif büyüklüğü 210 milyar TL, kredileri 142,8 milyar TL, mevduatları da 146,3 milyar TL seviyesinde bulunuyor.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından yayınlanan rapora göre, Mart 2019 itibarıyla toplam aktifler sıralamasında DenizBank, Türkiye’nin onuncu büyük bankası olarak görünüyor.
Arapların ilgisi artıyor
TBB verilerine göre Türkiye’de kurulmuş yabancı sermayeli 16 banka bulunuyor. Türkiye’de şube açan yabancı sermayeli banka sayısı ise beş. Kalkınma ve yatırım bankaları arasında da yabancı sermayeli dört banka bulunuyor. Ayrıca özel bankalar arasında hakim ortak konumunda bulunmayan yabancı hisseleri de mevcut. Arap sermayesinin Türkiye’deki bankalara ilgisi ise artıyor.
Katarlı QNB, Finansbank’ı almıştı
DenizBank’ın satışından önce en son National Bank of Qatar 2016 yılında NBG Finansbank’ı satın alarak ismini QNB Finansbank olarak değiştirmişti. Dubai merkezli Abraaj ise Fibabanka’nın yüzde 9,95’lik hissesini 2016 tarihinde devraldı. The Commercial Bank of Qatar 2013 yılında Alternatifbank’ın yüzde 70,84’ünü satın alarak Türkiye’ye giriş yaptı. 2015’te halka açık hisselere çağrıda bulunarak sahiplik oranını yüzde 100’e çıkardı.
Lübnan sıfırdan aldı
Öte yandan Lübnan’ın en büyük bankası Bank Audi, 2012 tarihinde Odeabank’ı kurarak Türkiye’de 12 yıl aradan sonra sıfırdan lisans alan ilk banka oldu. Kuveyt’te kurulan Burgan Bank 2012 yılında Eurobank Tekfen’in yüzde 99,26 hissesini satın aldı. 2013 yılında da Burgan Bank AŞ olarak ismini değiştirdi. Kuveyt’in en büyük finans kuruluşu National Bank of Kuwait 2008 yılında Turkish Bank’ın yüzde 34,29 hissesini satın alırken, 2008’de Türkiye’ye giren Suudi Arabistanlı The National Commercial Bank (NCB) ise Türkiye Finans Katılım Bankası’nın yüzde 67,03’ünü kontrol ediyor.
Kuveyt 80’lerde geldi
Kuveyt sermayesinin Türkiye’ye girişi epey eskiye dayanıyor. Kuveyt’in ikinci büyük bankası Kuveyt Finans Kurumu 1989 yılında Kuveyt Türk Katılım Bankası’nı kurarak yüzde 62,24 ile en büyük hissedarı oldu.
Türkiye’nin en eski faizsiz bankalarından Albaraka Türk ise Bahreyn merkezli. Al Baraka Banking Group 1984 yılında Albaraka Türk’ün kuruluşuna öncülük etti. A&T Bank’ta, Libya Merkez Bankası’nın yüzde 100 sahip olduğu The Libyan Foreign Bank’ın yüzde 62,37, Kuwait Investment Company’nin yüzde 1,62 hissesi bulunuyor.
1985 yılında Bank of Bahrain and Kuwait’in İstanbul şubesi olarak kurulan T-Bank birkaç kez el değiştirmesinin ardından yatırım bankacılığı faaliyetlerine Ürdün merkezli Arab Bank ve Lübnan merkezli Bankmed ortaklığında devam ediyor.
Sektörde yabancı payı yüzde 46
Öte yandan Türkiye’nin en büyük özel sermayeli bankalarında da yabancı sermayedar oranı dikkat çekiyor. Garanti Bankası’nda İspanyol BBVA’nın yüzde 49,85, Yapı Kredi’de İtalyan Unicredit’in yüzde 40,95 payı bulunuyor. TEB’de Fransız BNP Paribas, Şekerbank’ta Kazakistan Varlık Fonu’nun hissesi var. Oyakbank’ı 2007’de satın alan Hollandalı ING ise Türkiye’deki varlığını ING Türkiye olarak yürütüyor.
DW Türkçe’ye konuşan Gedik Yatırım Algoritmik İşlemler Müdür Yardımcısı Gizmen Nalbantlı, son yıllarda bankacılık sektöründe gerçekleşen satışlar sonrası bankacılıkta yabancı payının yüzde 46 seviyelerine yükseldiğini vurguluyor.
“Uzun vadede riskli olabilir”
“Denizbank’ın satışı ile birlikte 12 Türk bankası Arap sermayesine geçmiş oldu” diyen Nalbantlı, şu anda bir problem olarak görülmese de sektörde yabancı sermaye oranının bu kadar fazla olmasının ilerleyen dönemlerde hakimiyet olarak riskli olabileceğine dikkat çekiyor. Nalbantlı “Satılan bankalardaki payları daha sonra geri almak çok zor. Çünkü bankacılık büyük sermaye gerektirir. Büyük sermayeyi de Türkiye’de ancak devlet ya da yabancı sermaye koyabilir. Genel olarak başka ülkelere baktığımızda, yabancıların hâkim olduğu bir bankacılık sistemiyle kalkınmış bir ekonomi görmek zor” diyor.
Borsa dahil yabancı paylarının yüzde 50 ve üzerinde olan bütün ekonomilerin gelişmekte olan ekonomiler olduğuna işaret eden Nalbantlı, bu satışların ne gibi sonuçları olacağının uzun vadede görüleceğini vurguluyor.