TÜRKİYE HALKI, SEÇİMİNİ HANGİ BİLGİYLE YAPACAK?

0
blank

Afgan gençlerin Türkiye’ye doğru ilerleyişinin etkisi altında “komplo teorileri” uydurmaya kalkıştım: “Erdoğan iktidarı, ABD ordusuna yardım eden Afganları Türkiye’ye kabul etme konusunda ABD ile anlaşmıştır!”

Bu komplo teorisi, “Eğer öyle değilse, Türkiye sınırlarını geçilmez kılmak için neden önlem almıyor?” sorusunun bulunamayan yanıtına dayanmaktadır. Gerçekte ortada yanıtı verilemeyen bunun gibi onlarca soru daha vardır:

  1. Türkiye’deki yüksek enflasyonun nedeni nedir? Bu süreçte ne kadar para basılmıştır? Bu paralar nasıl kullanılmaktadır?
  2. Merkez Bankası, topladığı veya yurtdışından temin ettiği Amerikan dolarlarını kime ve neden satmıştır?
  3. Bizzat içinde yaşayanlar tarafından ve makul şüphe uyandıracak kanıtlarla ortaya konan yolsuzluk iddiaları neden soruşturulmamaktadır?
  4. Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları neden uygulanmıyor? Bu sürecin sonunda Avrupa ile ilişkilerin kopması tehlikesi neden göze alınıyor?
  5. 6 Şubat depremlerinden önce ve sonra yaşanan hazırlık ve müdahale yetersizliklerinin sorumluları kimlerdir? Bu konuda bir soruşturma var mı?
  6. Türkiye’de varlığı inkar edilemez duruma gelen Kürt sorunu nasıl çözümlenecek?
  7. Suriye başta olmak üzere dış politika sorunları nasıl çözümlenecektir?
blank
Erdoğan, seçim kampanyasını para dağıtmak üzerine kurdu. Kamu görevlilerine, sigortalı çalışanlara dağıttıkları yetmezmiş gibi cebine doldurduğu matbaadan yeni çıkmış 200’lükleri çocuklara dağıtarak yoksul aileleri istismar etmekte utanılacak bir sorun görmedi.

Kılıçdaroğlu, Babala TV’de kendisine karşı olan gençlerin karşısına çıkarak sorularını yanıtladı. Aslında yukarıdaki soruları asıl yanıtlaması gereken Erdoğan’dır. Erdoğan ve ekibi ise bırakın böyle bir programa, normal ülkelerde alıştığımız türden programlara bile katılmıyorlar. Halkı karanlıkta bırakmayı tercih ediyorlar.

Türkiye seçmeni, başka ülke seçmenlerinin sahip olduğu haklara ve sorumluluklara sahipse, Türkiye’nin yaşamakta olduğu belli başlı sorunlar hakkında fikir sahibi olmak, oylayacağı adayların bu sorunlar hakkındaki tutumunu bilmek ve oyunu ona göre kullanmak ZORUNDADIR. Türkiye seçmeninin bu hakkını gözetmeyen siyasiler, onun gözüne bir avuç kum serperek, onu yanıltmakta ustalaşmış görünüyorlar. Vatan ve millet; Allah ve cennet… Hainler ve milliler… “Sadaka ekonomisi” ile yoksullaştırılan ailelerin çocuklarına 200 TL’lik banknotlar dağıtmak… Deprem mağduru insanlar arasında ayrım yaparak kimisine daha fazla veya daha güvenceli yardımlar yapmak… KAZANMAK İÇİN HER YOL MÜBAH SAYILMAKTA, SONUÇTA DA KAZANMIŞ OLMAKLA ÖVÜNÜLMEKTEDİR.

Aslında bütün bu soruları daha yaygın ve güçlü bir şekilde gündeme getirmek, Türkiye halkının seçme ve seçilme hakkının çağdaş bir şekilde uygulanması için gerekli ortamı yaratmak Türkiye aydınlarına düşmektedir. Belki de esas sorun, Türkiye aydınlarının niteliğindedir!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz