Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı, yanına Başbakan Tatar’ı da alarak Türkiye’den su taşıyan boru hattının tamiratını yakından inceledi ve suyun 25 Eylül’de KKTC’ye pompalanmaya başlayacağının müjdesini verdi.

Susuz kalma korkusu çekiyorduk; rahatladık! Şunun şurasında iki hafta kadar bir süre kaldı; susuz da olsa idare edeceğiz…

Covid-19 vakaları artınca, sağlık servislerinin yetersizliğini yeniden hatırladık. Türkiye, bazı hastaları Türkiye’ye taşımaya başladı; böylece yataklar bize kaldı. Zaten geçtiğimiz haftalarda biz ne olduğunu anlamadan başlatılan bir de pandemi hastanesi inşaatı var. Yakında o da tamamlanacak. Bizim hastanenin bazı servislerine kapı yerine pencereden girilmeye başlanmış olsa da bunlar da rahatlatıcı gelişmelerdir. İdare edebileceğiz.

TEŞEKKÜRLER TÜRKİYE

Önemli iki soruna çare bulduğu için Türkiye’te teşekkür etmek gerekiyor: En içten teşekkürlerimizin kabulünü rica ederiz…

Bu arada, aklıma gelen bazı sorunları daha bilgiye getirmemi mazur görmeninizi de rica ederim ama:

• Bildiğiniz gibi bizim Teknecik Elektrik Santrali’ne bir filtre bile takamadık. Baskın pahasına elektrik alıyoruz ama topladığımız para yakıta ve personele ancak yetiyor. Ne olur Türkiye bize bir filtre taksın da zehirlenmekten kurtarsın!
• Zehirlenme denilince kapalı yerlerde sigara içme yasağını hatırladım. Denetleyen yok. Özellikle devlet dairelerine sigara dumanından girilmiyor. Türkiye birkaç ekip gönderip denetlesin; içenlere ve içirenlere bolca ceza yazsın. Cezaların ekipler için yapılacak harcamaları karşılayacağından kuşku duyulmasına gerek olmadığını da belirtmek isterim. Belki bu işi de ihalesiz olarak Taşyapı’ya verirler. Cezaları keser, yüzdeliğini alır; olur biter!
• Bu salgın gülerinde bizi devlet dairelerinin kapılarında bekletiyorlar. Türkiye e-devlet işimizi çözseydi, rahat edecektik. En kısa zamanda bunu da yapsın artık. Bizden kaynaklanan sorunlar varsa, merkezi de Ankara’da açarlar; adına KKTC desinler yeter!
• Çevre sorunlarını bir türlü çözemedik. Refüjleri bile temizleyemiyoruz. Türkiye Karayolları bu işi de programlasa olmaz mı? Bizde sıcaklar erken bastırır; Türkiye’de temizlik mevsimi başlamadan buradaki iş de bitmiş olur zaten!

En güncelleri bunlar ama isteklerimizin arkasını getirebiliriz. Malum, zaman geçtikçe yeni sorunlar ortaya çıkıyor; elbette bunları da çözecek birilerine ihtiyaç olacaktır. Örneğin, pandemi geçince ekonomiyi yeniden şekillendirmek için de Türkiye’ye başvurmak gerekecek.

NAPALIM YANİ; AÇLIKTAN ÖLELİM Mİ?

Böylece bütün yükü Türkiye’ye bırakıyoruz, diyebilirsiniz tabii…

Alıştırmasalardı…

İşgal edip gidecekler miydi yani?

Üstelik balık tutmayı bile öğretemediler. İyi bir yönetim de kuramadılar. Mevzideki askerini aç ve susuz bırakan millet mi olur? Burada sınır boyunda beklerken açlıktan ölecek değiliz elbette!