Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Borrell’in, AB-Türkiye ilişkilerine ‘yeni bir şans’ tanımak için diyaloğu yeniden başlatma konusunda mutabakata varmasını değerlendiren Rus uzman Kudryaşova, bu girişimin daha çok Ankara’dan kaynaklanmasına karşın, Brüksel’in de buna ilgi duyduğunu belirtti.
Rusya destekli haber sitesi Sputnik’te yer alan habere göre, Moskova Devlet Dışişleri Üniversitesi (MGIMO) İktisat Teorisi Bölümü öğretim görevlisi, Avrupa-Atlantik Güvenliği uzmanı Doç. Yuliya Kudryaşova, “Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri geliştirme girişiminin daha çok Ankara’dan geldiğini düşünüyorum. Ama Avrupa Birliği’nin de buna ilgisi var. Öncelikle Brüksel, Türkiye ile AB üyeleri arasında Doğu Akdeniz’deki yataklardan dolayı silahlı çatışmanın çıkmasını önlemek istiyor. İkincisi, Türkiye’nin dönem dönem sınırlarını mültecilere açabileceği yönündeki açıklamaları AB’yi endişe ettiriyor” yorumunda bulundu.
AB’YE BASKI YAPIYORLAR
Diğer yandan Fransa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın, Türkiye’ye yönelik yaptırım politikasının sürdürülmesi yönündE AB’ye baskı yapmaya devam ettiklerini kaydeden uzman, bu konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Türkiye’nin tartışmalı bölgeden keşif gemilerini geri çekmesine rağmen bu üç ülke bunu yapmaya devam ediyor. Oysa Türkiye’nin bu hareketi kendi başına bile bir uzlaşma sinyali olarak görülebilir. Belli ki Türkiye gerçekten de Avrupa’nın yaptırımları genişletmesinden endişe duyuyor. Çünkü sadece silah piyasasını değil, dış ticaretin diğer sektörlerini de etkileyebilir. AB de bilindiği gibi Türkiye’nin en büyük ticaret partneri. Bu nedenle eğer AB yaptırımları genişletirse kaçınılmaz olarak Türkiye’nin içindeki ekonomik durumu etkiler”.
HER ŞEY AYNI KALABİLİR
Kudryaşova, tarafların bu yıl ilişkileri düzeltme konusunda başarılı olup olmayacağı sorusuna şu yorumda bulundu:
“Türkiye-AB ilişkilerinin gelişme olasılığına gelince, Türk yetkililerinin müzakere sürecindeki buzları eritme isteğini dile getirmesine rağmen, üyelikle ilgili bazı maddelerinin yerine getirilmesi yönünde bu yıl somut adımlar atılacağını düşünmüyorum. Büyük olasılıkla, her şey böyle beyanlar düzeyinde kalacak. Hatta bazı maddelerin açılması mümkün, ama onların yerine getirilmesi ve kapanması yakın gelecekte beklenmemeli. Ayrıca vize serbestisi konusunda da AB’nin Türkiye’ye tavizde bulunmasına şüpheyle bakıyorum. Sadece Türkiye ve AB arasındaki göç anlaşmasının uygulanması için bir miktar fon tahsis edilmesi mümkün. Ama bunun da uzun ve zorlu müzakerelerin konusu olacağını düşünüyorum”.