Kuzey Kıbrıs’ta internet hızını ve mobil cihazlar kullanılarak yapılan konuşmaların kalitesini artıracağı belirtilen 4.5G uygulamaları için yapılan hazırlıklar büyük ölçüde tamamlanmış bulunuyor. Turkcell aboneleri, 7 Eylül’den itibaren bu sistemden yararlanabilecekler. Telsim aboneleri ise aynı olanaklardan yararlanabilmek için 52 gün daha beklemek zorunda kalacaklar.
İki yıl kadar önce 4.5G kullanımı konusunda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile görüşmelere başlamış olan şirketlerin müzakere sürecindeki farklı gelişmeler, şirketleri farklı zamanlarda sözleşme imzalamak durumunda bırakmış olsa bile KKTC’de mobil haberleşme hizmeti sunan iki şirketin de gerekli alt yapı yatırımlarını tamamladıkları ve hizmet sunumuna hazır oldukları belirtiliyor. İlgili sözleşmeyi Türkcell’den daha sonra imzalayan Telsim’in işe başlamadaki bu gecikmeye karşın alt yapı yatırımlarını daha önce tamamladığı ve hizmet vermeye hazır hale geldiği halde hizmetin sunumu bakanlık tarafından engelleniyor.
Baz istasyonlarının fiber optik kablolar ile bağlanması sayesinde haberleşme hızını artıracak olan ve halk arasında 4.5G olarak tanımlanan IMT-Advanced teknolojisinin haberleşme alanındaki kaliteyi artırması beklenirken Telsim abonelerinin bundan yararlanmak için 52 gün beklemek zorunda bırakılması “büyük bir haksızlık” ve “cezalandırma” olarak görülüyor. Bu haksızlık ve cezalandırma, Telsim abonelerinin Turkcell’e geçmeye zorlanması olarak da değerlendiriyor.
Konu ile ilgili çevreler, bakanlık tarafından yapılan engellemenin Turkcell ve Telsim ile yapılan sözleşmelerin 44’ncü maddesini oluşturan “Rekabetin korunması” hükümlerine de aykırı olduğunu ileri sürmekte ve söz konusu maddede, “Bakanlık ve/veya Kurum, elindeki mevcut imkanları kullanırken ve mevcut ve bu yetkilendirmenin verildiği tarihten sonra vereceği İMT lisanslarını verirken, hakim durum doğuracak ve rekabeti engelleyecek şekilde vermeyecek, kullandırtmayacak ve kullanılmasını engelleyecek olup, diğer işletmecilere İşletmeci’ye tanınan imkanlardan, rekabet koşullarından ve yetkilendirmeden daha iyi imkan, yetki ve şartlar verilmemesini sağlamayı, aksi halin haksız rekabet yaratılması olduğunu kabul ve taahhüt eder” denilmekte olduğunu belirtmektedirler.