Demokrat Parti’den (DP) Lefkoşa Milletvekili seçilen Hasan Tosunoğlu, Meclis’teki yemin töreninin ardından kürsüden gündeme taşıyacağı konuları ve ekonomiyle ilgili önerilerini anlattı.
“DP, BİR İSYANIN KURULUŞ ÖYKÜSÜYLE BAŞLADI… İSYAN ÖYKÜSÜNÜ SÜRDÜRMEKTE ISRARCIYIZ”
Aile olarak, Demokrat Parti’nin 1992’deki kuruluş öyküsü içerisinde yer aldıklarını, partinin her kademesinde görev yaptığını ifade eden Tosunoğlu, “DP, bir isyanın kuruluş öyküsüyle başladı. Biz, bir o kadar daha artarak devam eden DP’nin bu isyan öyküsü misyonunun Milletvekilleriyiz. Bu misyonu unutmamak DP’ye olan borcumuz. İsyan öyküsünü sürdürmekte ısrarcıyız” dedi.
“HANGİ POZİSYONDA OLURSAM OLAYIM, YATIRIMCININ ÖNÜNDEKİ SORUNLARIN KALKMASI İÇİN ÇABA VERECEĞİM”
Eğitimini işletme yönetimi üzerine gerçekleştirdiğini ve hayatı boyunca yöneticilik yaptığını ifade eden Tosunoğlu, “Hangi pozisyonda olursam olayım, yatırımcının önündeki sorunların kalkması ve devlet politikası haline gelmesi noktasında çaba vereceğim” ifadelerini kullandı.
“BU ÜLKEDE ÜRETMEK ZORUNDAYIZ”
“Bu ülkede üretmek zorundayız” diyen Tosunoğlu, “Pandemi de bize gösterdi ki üretim vazgeçilmezdir. Pandemide hep birlikte gördük, bir anda dünya durabiliyor. İthal edecek ürün bulmakta zorluk çekiyorsunuz veya çok fahiş fiyatlara bulabiliyorsunuz. İşin içinden gelen bir vekilim. Devletin üretim politikası oluşturması gerekiyor. Üreticinin yanında olacak yasalar için gayret göstereceğim” şeklinde konuştu.
“KENDİ KENDİNE YETERLİ OLMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR Kİ AYAKLARIMIZ ÜZERİNDE DURABİLELİM”
Ülkenin her noktada üretim yapabilecek potansiyele sahip olduğunu söyleyen Tosunoğlu, “Doğru teşviklerle bu potansiyeli büyütmemiz gerekiyor. Kendi kendine yeterli olma zorunluluğumuz var ki ayaklarımız üzerinde durabilelim” dedi.
“SADECE MAAŞ ARTIŞI İLE BİR NOKTAYA VARAMAYIZ, UCUZLUĞU YARATIRSAK BİR ANLAMI OLUR”
Meclis kürsüsünde ilk dillendireceği konunun, ülkedeki hayat pahalılığı olacağını vurgulayan Tosunoğlu, alım gücünün ciddi oranda düştüğünü ve vatandaşın, mutfağına temel gıda malzemelerini bile götüremez hale geldiğini belirterek, “Sadece maaş artışı ile bir noktaya varamayız, ucuzluğu yaratırsak bir anlamı olur” dedi.
“BU ÜLKEYİ UCUZLATACAK FORMÜLLER ELİMİZDE, YETER Kİ UZLAŞI KÜLTÜRÜNE SAHİP OLALIM”
Hem devlet bütçesinin zorlanmaması, hem de ülkede alım gücünün yükselmesi için argümanlar bulmak zorunda olduklarını ifade eden Tosunoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ülkeyi ucuzlatacak formüller elimizde, yeter ki uzlaşı kültürüne sahip olalım. X iktidar Y muhalefet diyerek çözümsüzlüğe değil, çözüme ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Hayat pahalılığını asgariye indirerek tüm çalışanlarımızın alım gücünü yükseltmemiz gerek. Bunun için yasa tasarılarına ihtiyacımız var. Bu konuda öncü olacağım.”
HP’NİN DÜŞMESİ İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ… “DEVLET TEMEL GIDA ÜRÜNLERİNDEN HİÇBİR ŞEKİLDE FON VEYA KDV ALMAMALI”
Hayat pahalılığının düşmesi için ürettiği çözüm önerilerini anlatan Tosunoğlu, şöyle devam etti:
“Temel gıda ürünlerinde devlet hiçbir şekilde fon veya katma değer vergisi almamalı. Dolaylı ve dolaysız vergileri asgariye indirip, yeni vergi alanları yaratmadan lüks tüketim malzemelerinde daha fazla vergilendirmeye gitmeliyiz.”
Devletin mutlaka kaçakçılığı önleyecek yasal zorunluluklara da ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Tosunoğlu, “Bu ülke kendi ürününü kendi üretmeli ve iyi bir fiyata satabilmeli” dedi.
“BU ÜLKEDE EKONOMİK TERÖRİZM YARATILIYOR”
Hayat pahalılığının düşmesine ilişkin önerilerini sürdüren Tosunoğlu, “Bu ülkeye kaliteli ve uygun fiyatla ithal ürünlerin gelmesini sağlayacak devlet politikalarına ihtiyaç var. Çünkü bu ülkede ekonomik terörizm yaratılıyor, bu kabul edilebilir değil. Eğer siz sadece 3 – 5 kişiye yetki vererek ithalatın düzenlemesini sağlarsanız, ekonomik terörizm oluşur, tekelleşme oluşur. Tekelleşmeyi bu ülkede dengelemeliyiz” şeklinde konuştu.
“KALKINMA BANKASI BU ÜLKEDE ÇOK ÖNEMLİ BİR KURUMDUR AMA TOPLUMUN GERÇEKLERİNDEN DE UZAKTIR”
Son olarak, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinden, yeni yasama yılının başlamasıyla birlikte ayrılacağı Kalkınma Bankası ile ilgili konuşan Tosunoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kalkınma Bankası’nın, toplumun beklentilerinden uzak bir yapısı var. 1992’den beri mevcut yasalarla hayatını sürdürmekte; bu kabul edilebilir bir durum değil. Yılda ortalama 80 dosya ile topluma hizmet vermekte. Bu kabul edilebilir bir veri değildir. Bunu biz 1500 2000 sayılarına getirmek zorundayız. Bu toplumun Yüzde 75’ini oluşturan küçük Kobiler, sayılar 3 bin 500 – 5 bin arasında olduğu düşünülüyor. Hele bu pandemi ve ekonomik kriz döneminde daha faza desteğe ihtiyaçları var. Kalkınma bankacılığı belki dünyada büyük pozisyonlara hizmet vermekte ama bizim ülkemizin kendine has bir ekonomisi var. Küçük işletme sayısı yüzde 75. Bizim onları ayakta tutma zorunluluğumuz var. Ben Milletvekili seçildim, yasama dönemi açılınca görevden ayrılmak zorundayım. Oradaki tüm çalışanlara şunu söylüyorum; Kalkınma Bankası bu ülkede çok önemli bir kurumdur ama toplumun gerçeklerinden de uzaktır.”