spot_img
17.8 C
Lefkoşa
spot_img

TDP, MECLİS’E SUNULAN ORTAK DEKLARASYON ÖNERİSİNİ İMZALAMAYACAK

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), Meclis’e sunulan ortak deklarasyon önerisinin hem Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, hem de ona destek veren halkın iradesine yönelik “rövanşist” duygularla meclise getirildiği kanaatine vardıklarını belirterek, içeriğinden bağımsız olarak, bu veya benzeri bir deklarasyona imza atmayacağını açıkladı.  

TDP, Meclis Mavi Salonu’nda bugün düzenlediği basın toplantısında TDP Merkez Yönetim Kurulu’nun deklarasyona ilişkin kararını açıkladı. 

Basın toplantısında söz alan TDP Milletvekili Zeki Çeler, Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’de başlattığı “Barış Pınarı Harekatı” sonrasında yapılan açıklamalar ve çarptırılan açıklamalar nedeniyle Türkiye Cumhuriyeti halkı ve yetkilileriyle ülkede ciddi bir kaos ortamı oluşturulmaya çalışıldığını savundu. 

Ülke içinde bölünmüşlük yaratmaya çalışanlar olduğunu ileri süren Çeler, gerek TDP’nin, gerekse TDP’nin başından beri savunduğu Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, linç girişimine ve yapılan “saygısızlığa” sessiz kalmasının mümkün olmadığını kaydetti.

 “Sükûnet” ve “bölünmüşlüğü, yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırma adına bir birliktelik” çağrılarının yapıldığı Meclis’in dünkü oturumunda ortak komite oluşturulması ve deklarasyon yayımlanması konusunda öneride bulunan UBP ile hem fikir olduklarına işaret eden Çeler, ancak tüm çağrılara rağmen UBP Parti Meclisi’nin dün akşam aldığı kararları ve yaptığı açıklamaların ortada olduğunu belirtti.

Çeler, alınan kararın, bu bölünmüşlüğü devam ettirme ve bu bölünmüşlükten bir rant elde etme, siyasi çıkar sağlama uğruna olduğunu savunarak, UBP’nin ortak deklarasyonu neredeyse mecliste imza koyan partilere bile haber vermeden imzalatıp, okutmaya çalıştığını söyledi.

“EN SON İHTİYAÇ DUYULAN ŞEY, BİRBİRİMİZE SİLAH DOĞRULTMAK”

TDP Milletvekili Zeki Çeler daha sonra, TDP Merkez Yönetim Kurulu açıklamasını okudu. Açıklama aynen şöyle:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’de başlatmış olduğu askeri hareket sonrası yaşanan gelişmeler ve dün itibarıyla Meclis’e sunulan ortak deklarasyon önerisinin taraflarınca değerlendirilmiştir. TDP olarak konuyu sadece kendi özelinde değil, Kıbrıs Türk siyasetine bugüne kadar ve bundan sonraki yansımalarını da dikkate alarak ele aldık.

Toplumcu Demokrasi Partisi, Suriye’deki gelişmelerin yanısıra, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşadığı terör belası, Türkiye’nin toprak bütünlüğü, savaş ve barış olgularıyla ilgili düşünce ve kanaatlerini defalarca dile getirmiştir.  Geçtiğimiz gün de yine bu konuda bir açıklama yayımlamıştır. Fakat kimsenin kafasında soru işareti kalmaması için, daha da önemlisi puslu siyasi ortamlardan nemalananlara fırsat vermemek için tekrar etmekte fayda görüyoruz.

Coğrafyamız savaştan, emperyalist güçlerin çıkarlarından çok çekmiştir ve bunu en yakından hissedenlerden biri de biz Kıbrıslı Türkler ve Türkiye’deki halklardır. Bizim neredeyse her konuda elimizi kolumuzu bağlayan Kıbrıs Sorunu da, Türkiye’de yaşanan tüm darbe ve terör girişimleri de bu düzenin birer parçasıdır. Fakat bizi bugünlere getiren süreçler ne olursa olsun, aslolan bin yıldır bu coğrafyada birlikte yaşayan Türk, Kürt, Arap, Helen tüm kadim ulusların birlikte kader birliği yapıp huzuru ve barışı tesis etmesidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllardır acısını çektiği, on binlerce canı yitirdiği terörle mücadelesi ve bunun kökünü kazıma isteği sadece bizlerin değil, insanlık onuru adına tüm dünyanın da destek olması gereken bir duruştur. Diğer taraftan asırlık Türkiye
Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün güvence altında olması adına ortaya konulan güçlü iradeye de saygı duyulmalıdır. Bunun yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti’nin ihtiyacı olan toprak bütünlüğünün de gözetilerek bölgemizde daha barışçıl, daha insani bir yaşamın filizlenmesi bizlerce mümkündür. Bu olasılık bu kadar zengin bir coğrafyanın yeniden medeniyetin beşiği olacağı yeni bir dünyayı hepimize vaat etmektedir. Aksi ise, hatalarımıza yeni hatalar ekleyip emperyalist güçlerin ekmeğine yağ sürmek sonucuna varacaktır. Son iki gündür Suriye’de yaşanan gelişmeler ve yeni ittifaklar da Türkiye’nin bilinçli bir şekilde çıkmaz bir sarmal içerisine çekilmeye çalışıldığını bizlere hissettirmektedir.

Türkiye’de yıllarca yaşanan terörün ise artık ebediyete kadar son bulması için bölgedeki tüm halklara görev düşüyor. En son ihtiyaç duyulan şey ise birbirimize silah doğrultmaktır. Terörü bitirecek olan halkların iradesidir ve halklar bu yönde iradelerini karşılıklı olarak güçlendirmelidir”

“SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE TOPLUMUN VE DEMOKRATİK İRADESİNİN AYARLARIYLA OYNANIYOR”

Meclise sunulan ortak deklarasyon metnini ise son dönemlerde ülkede yaşanan siyasi anomalilerden bağımsız değerlendirmenin kendileri için imkansız hale geldiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi: 

“Kıbrıs Türkü yakın tarihinde coğrafyasının bir kaderi haline gelmiş demokrasisine müdahaleleri defalarca yaşamıştır. Fakat özellikle bu yılın başlarından beridir sistematik bir şekilde toplumun ve demokratik iradesinin ayarları ile oynanmaya ve kapalı kapılar arkasında toplum ve siyaset mühendisliğiyapılmaya çalışılmaktadır. Geneli tenzih ederek; uzunca bir süredir gerek siyaset gerek basıniçerisinden bir kesim baş başa vermiş bu tehlikeli oyunu oynamaktadır.

Bizlerin de fazlasıyla önem verdiği ve 4’lü hükümet dönemi tam da toplumun kendi ayakları üzerinde durması için gerekli reçeteler masaya yatırılmışken hükümetin çantadan çıkarılan bir sebeple bozulması ve Kıbrıslı Türklerin güçlü bir iradesi olan iki toplumlu iki bölgeli federatif bir çözüm fikrinden sistematik bir biçimde uzaklaştırılmaya çalışılması bizlerce bu faaliyetlerin birer ürünüdür.

Kıbrıslı Türkler kendi kaderini çizmektense, belirli siyasal kalıplara sokulmaya çalışılmaktadır.
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı’nın açıklaması ile birlikte sözlerinin bilinçli bir şekilde çarpıtılıp, linç edilmeye çalışılması altındaki niyeti sadece bizler değil, tüm halkımız görmüştür. Ulusal Birlik Partisi ile Halkın Partisinin hükümete girdikleri ilk günden beridir Sn. Cumhurbaşkanı ile bilerek ve isteyerek yaratmaya çalıştığı krizler de herkesin malumudur. Hükümetin tüm bu çabaları halkımız tarafından tepki görmüş ve fakat makamlarımızı ve devletin kurumsal saygınlığını zedelemiştir.”

“GİZLİ AJANDA DÜN AKŞAM ORTAYA SERİLDİ”

TDP açıklamasında, dün akşam ortak deklarasyon konusunun değerlendirmesini yaptıkları sırada Ulusal Birlik Partisi’nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerecilik görevini bırakması çağrısı yapıldığına işaret edilerek, “bütün gizli ajandanın ortaya serildiği” savunuldu.

Açıklamada, “Kaldı ki Kasım ayı içerisinde3’lü görüşme planlandığı sırada toplum liderini suni bir gündemle tartışılır hale getirmeye çalışmak, masada Kıbrıs Türkünün elini zayıflatmaktan başka hiçbir emele hizmet etmeyecektir” ifadelerine yer verildi. 

Açıklamada şöyle denildi: 

“Toplumcu Demokrasi Partisi olarak bizler tüm bu gelişmeler ışığında ilgili deklarasyon önerisinin, hem Sn. Cumhurbaşkanının, hem de ona destek veren halkın iradesine yönelik rövanşist duygularla meclise getirildiği kanaatine varıp, içeriğinden bağımsız olarak bu veya benzeri bir ortak deklarasyona imza atmayacağımızı bildiririz. Bir taraftan halkı sükunete çağırırken diğer taraftan insanlarımız içinde kutuplaşma ve kaos vesilesi olacak tüm adımlara derhal son verilmesini talep ederiz. Toplumcu Demokrasi Partisi bu oyuna gelmeyecek, ne de Kıbrıs Türk Halkının bu oyuna getirilmesine izin verecektir.”

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER