TC Dışişleri Bakanlığı’ndan, Yunanistan’ın Batı Trakya’daki müftülüklere ilişkin hazırladığı yasa hakkında yapılan yazılı açıklamada, Yunanistan’ın, Batı Trakya’daki müftülüklere yönelik kabul ettiği bir yasal düzenlemeyle Batı Trakya Türk Azınlığının Lozan Barış Antlaşması başta olmak üzere, uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmış olan hak ve özgürlüklerini bir kez daha ihlal ettiği kaydedildi.
Batı Trakya Türk Azınlığının temsilcileriyle istişare edilmeden hazırlanan söz konusu yasal düzenlemenin Batı Trakya Türk Azınlığının kendi seçtiği müftüleri ve dolayısıyla Batı Trakya Türk Azınlığının iradesini ve din özgürlüğünü bir kez daha yok saydığı ifade edilen açıklamada, söz konusu yasal düzenleme hakkında Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulunun dün yaptığı açıklamanın bütünüyle desteklendiği vurgulandı.
Açıklamada, Lozan Barış Antlaşması’nın 40. maddesinin Batı Trakya Türk Azınlığına kendi dini, eğitim ve hayır-sosyal kuruluşlarını kurma, idare etme ve kontrol etme hakkı tanıdığı hatırlatılırken, Yunanistan’ın ahdi yükümlülükleri hilafına bu hakkı ihlal etmesinin geçmişte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarıyla da tescil edildiğinin altı çizildi.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Yunanistan’ın BTTA’ya Müftülerini seçme, Müftülüklerini yönetme ve yapılandırma konusunda gereken desteği ve kolaylığı sağlaması gerekirken, Müftülükleri, BTTA’nın iradesi hilafına tamamen kendi yönetimi altına almaya çalışması kabul edilemez bir durumdur.
Bu yasal düzenlemeyle Yunanistan, soydaşlarımızın uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış dini alandaki hak ve özgürlüklerini ihlal etmeyi sürdürerek, Müftülük kurumunu Yunan devletinin kontrolünde bir yapıya dönüştürmeye çalışmaktadır. Türkiye, ülkesindeki gayrimüslim azınlıkların dini kurumlarının işleyişine ve liderlerinin seçilmesine bu tür baskıcı yasalarla ve uygulamalarla müdahale etmemektedir.
Yunanistan’ı bir kez daha uluslararası hukuka saygı göstermeye, Lozan Barış Antlaşması ve diğer ilgili anlaşmalardan kaynaklanan ahdi yükümlülüklerini yerine getirmeye ve BTTA’ya yönelik baskı ve sindirme politikalarına son vermeye davet ediyoruz.”
Açıklamada, Türkiye’nin şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da soydaşlarının hak ve özgürlüklerinin yakın takipçisi olmaya devam edeceği vurgulandı.