Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, İlhan Kılıç’ın moderatörlüğünde, İsmail Karakaş, Seyfi Alp ve Ömer Polat’ın katılımıyla gerçekleşen görüşmede Sivil Toplum Örgütleri İletişim Koordinatörü Latif Akça da hazır bulundu.
“1974 BİR MİLATTI… KALICI VE HERKESİ MUTLU EDECEK BİR DENGE OLUŞTU”
Cumhurbaşkanı Tatar, Yunanistan’ın “Büyük Yunanistan” hayaline atıfta bulunarak, Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlama hedefiyle ENOSİS’i gerçekleştirmek için Kıbrıslı Türklere Kanlı Noel dahil birçok zulüm yapıldığını, 103 köyü boşaltmak zorunda bırakıldıklarını ve yurt dışına göç etmek durumunda kaldıklarını ancak Kıbrıslı Türklerin direndiklerini ve 1974’te Mehmetçik’in adaya gelmesiyle adada kalıcı ve herkesi mutlu edecek bir denge oluştuğunu anlattı.
1960 anlaşmalarına değinerek, İngilizlerin Osmanlılar’dan aldığı egemenliği devrederken, iki halka devrettiğini belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Rumların ENOSİS’e giden yolu anlaşmanın daha ilk gününden zorladıklarını kaydetti.
“1974 bir milattı. Kıbrıs Türkü’nün tekrar doğduğu 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı ile Kıbrıs’a barış gelmiştir. Bu barış, Sayın Ecevit’in de dediği gibi hem Türklerin hem de Rumların yararına olmuştur. 1974 yılında adaya gelen barış, Rum ekonomisinin de gelişmesine yardımcı olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, yıllardır süren ve sonuçsuz kalan federasyon görüşmelerinin tükendiğini, egemen eşitlik temelinde yan yana yaşayan bağımsız iki devletin iş birliği ile vizyonunu Türkiye’nin de desteğiyle bütün dünyaya duyurduklarını ifade etti.
“AB, KIBRISLI TÜRKLERE VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI”
AB’nin Annan Planı referandumunda evet diyen Kıbrıslı Türklere izolasyonların kaldırılması yönünde verdiği sözleri tutmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının referandumda hayır demesine rağmen tek taraflı AB üyeliğine alındığını, AB’nin Rum tarafına “referandumda ne sonuç çıkarsa çıksın, sizi AB üyesi yapacağız” dediğini anlattı.
Rum tarafının, adayı Yunanistan’a bağlama hedefini AB üyesi olarak gerçekleştirdiklerine yönelik açıklamaları olduğunu kaydeden Tatar, “Rumlar hiçbir zaman güç ve zenginlikleri bizimle paylaşmak istememektedirler” diye konuştu.
Rumların, Türkiye’nin adadan bir zaafiyet durumunda çekilmesi veya çekilmek zorunda bırakılmasını ve adanın tamamen Rum hakimiyetine geçmesini istediklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Karşı taraf, ENOSİS’e gidecek yolu tıkamayacak bir anlaşmaya imza atmaları gerektiğini düşünüyorr” dedi.
“EGEMENLİK OLDUĞU SÜRECE KENDİMİZİ KORUYABİLİRİZ”
Federasyonda tek egemenlik olduğunu ve Rum tarafının siyasi eşitliği kabul etmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, empoze bir çözümün sürdürülemeyeceğini, Türkiye’nin olmadığı AB’de tek egemenlikle Kıbrıslı Türklerin varlıklarını sürdürmelerinin uzun vadede mümkün olmayacağını ifade etti.
Tatar, Kıbrıslı Türklerin kendi egemenlikleri olduğu sürece kendilerini koruyabileceklerini, Avrupa Birliği’nde de olsalar Türkiye ile savunma anlaşması dahil ikili anlaşmalar yapabileceklerini dile getirdi.
“Ortak hiçbir yanın yoksa, ihtiyaca bağlı bir federasyon modelin yoksa ortak bir federasyon kurmak mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, yıllardan sonra ilk defa kendisinin seçimi kazanmasıyla gelişen konjonktürde Türkiye ile yüzde yüz mutabakatla egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki bağımsız devletin iş birliği modelini müzakere masasına taşındığını belirtti.
“Bütün bu süreçlerin yaşanmış olması gerekirdi. Bir Annan Planı olması gerekirdi” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıslı Türklere verilen sözlerin tutulmadığını ve tecritlerin devam ettiğini ve halkın tüm bunları gördüğünü, Crans Montana’da da yine bir anlaşmaya varılmayınca artık bir siyaset değişikliğine gidilmesi gerektiğinin ortaya çıktığını belirtti.
“Bizim için önemli olan Doğu Akdeniz’de varlığımızı sürdürmemizdir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerle birlikte en az 1 milyon nüfusa sahip olduklarını, ayrı kimlik, gelenek ve kültürel bağları olan bir halk olarak self determinasyon hakkına sahip olduklarını söyledi.
Kıbrıs’ta iki kurucu ortaktan biri olduklarını vurgulayan Tatar, Rumların tarihte hiçbir zaman tüm adayı tek başlarına yönetmediklerine ve “Kıbrıslı Türkler Rum hakimiyetini bozmaya çalışıyor” şeklindeki düşüncenin yanlış olduğuna işaret etti.
“VERDİĞİMİZ KAVGA, BAYRAĞIMIZIN GÖNDERDEN İNMEMESİ VE EZAN SESİNİN SUSMAMASIDIR”
Her alanda başarılı insanları olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusunun altında irade ve milli mesele yattığını, global olarak halledilmesi gereken bir konu olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Verdiğimiz kavga, bayrağımızın gönderden inmemesi ve ezan sesinin susmamasıdır. En büyük desteğimiz ve gücümüz 85 milyonluk Türkiye’dir” dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, pandemi sürecinde, sağlık sistemine olan güvenin artmasıyla yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin özyurtlarına geri dönme özlemi içinde olduklarını ve KKTC’de her türlü imkan ve nimetin halka sunulmakta olduğunu belirtti.