spot_img
9.8 C
Lefkoşa
spot_img

TATAR : “TÜRKİYE İLE İSTİŞARE ETMEDEN SÜRECE GİRMEK DOĞRU DEĞİL”

KKTC Başbakanı Ersin Tatar, Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer ile muhabirler Seyfettin Ersöz ve Ecem Toplar’ın sorularını yanıtladı.

BU ŞARTLARI KABUL ETMEYİZ: (BM’de yapılacak görüşmeler konusunda temkinli mi?) Guterres belgesi çok tehlikeli bir süreçti. Federal temelde bir anlaşma ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünü sonlandırılmasını istiyorlar. Rum tarafından gelen seslerde ön şart olarak, müzakere başlayacaksa sondaj gemilerinin Akdeniz’den çekilmesi, Türkiye’nin bu sondaj çalışmalarından ve Maraş açılımından vazgeçmesi ön plana çıkıyor. Bizim bu şartları kabul etmemiz mümkün değil. Türkiye ile istişare etmeden böyle bir sürece girmek de doğru değil.

Sayın Akıncı’yı uyardık. Halk iradesi ve Meclis’in aritmetiğine baktığınızda Akıncı’nın böyle bir sürece girme yetkisinin olmadığını düşünüyoruz. Özellikle cumhurbaşkanı seçimlerine altı ay kala böyle bir sürece girmemesi ve çok dikkatli olması gerektiğini söylüyoruz. Türkiye ile de bu görüşlerimizi paylaştık. Türkiye de bu konuya temkinli yaklaşıyor.

AMAÇLARI YALNIZ BIRAKMAK: (Kadife ayrılık önerisi) Federal temelde bir anlaşmanın olacağına kesinlikle inanmıyoruz. Bunlar hep zaman kaybetme. Rum tarafının iddialarının daha da kökleşmesi. Onların hayal ettikleri Türkiye’nin bir noktada zayıf düşmesi ve önceliklerinin değişmesi ve Kıbrıs Türklerinin yalnız bırakılmasıdır. Onların istediği federal çözümde, Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’nin de maalesef garantörlüğünün bulunmamasıdır.

GARANTÖRLÜK: İngiltere ‘garantörlüklerin çok meraklısı değilim’ diyor. İngiltere zaten hiçbir zaman garantörlük yapmadı. O Güney Kıbrıs’ta iki üs aldı. Şimdi AB’den çıkıyor. Anlaşma zemini bulmak için de hem Yunanistan’ın hem de GKRY’nin oyuna ihtiyacı var. Kıbrıs’ı tanıyan ve bilen en iyi ülkelerden biridir İngiltere, sorumluluklarını yerine getirmemektedir, çünkü kendi planları ön planda tutuluyor.

BÜYÜK YUNANİSTAN HAYALİ: Kıbrıslı Türkler olarak varlığımızı, kültürümüzü, kimliğimizi her türlü tarihten gelen haklarımızı yaşatabilmek istiyoruz. Biz hak ettiğimiz noktadan ötesini istemiyoruz. Hakkımızı istiyoruz. Rum da bizden hakkımızı çalmak istiyor. Ama Yunan-Rum ikilisi, onların hayalleri, milli idealleri Büyük Yunanistan. Biz buna karşı duruyoruz. Türkiye’nin de iddiaları ve Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarını koruması, zenginliklerin paylaşımındaki çalışmalarımız, ona dur demiştir. Türkiye ile Doğu Akdeniz’de, Mavi Vatan’daki haklarımızı ve KKTC üçgeninde pozisyon ve gücümüzü korumak en doğal hakkımız. Doğru yolda olduğumuza inanıyoruz, hiçbir zaman diğerlerinin izlediği yol asla doğru yol değil. O bir zaafiyettir ve sonu hüsrandır. Biz artık bu mücadeleyi daha etkin vermek zorundayız.

Türkiye’nin de desteğine mutlaka ihtiyacımız var ve bunu da görüyoruz.

BM ENGEL OLMAMALI: (Kapalı Maraş açılımı) Maraş konusunda Türk Hükümeti bize tam destek. Şimdi bir takım diplomatik girişimler gerekecek. Vakıflar İdaresi’nin iddialarına göre, güçlü belgelerle bu arazinin büyük bir bölümünün Vakıflar İdaresi’ne ait olduğu. BM buna engel olmamalı. Eski hak sahiplerinin mallarına gidebilmesi en temel insan hakkıdır. AHİM kararlarına bağlı olarak buna engel olunacağını düşünmüyoruz. Çatlak sesler çıkacak ama neticede burası KKTC sınırları içindedir. Bizim güvenlik güçlerimiz orayı koruyor. Maraş’ın büyük bir bölümü zaten açık. Dolayısıyla kalan bölümünde açılması 45 yıldan sonra en doğal hareket olur.

KURTULUŞ DİREKT UÇUŞTA: Kıbrıs Ercan Havalimanı’na direkt uçuşların sağlanabilmesi için bir girişim başlatılmamız gerekiyor. Kıbrıslı Türklerin turizm potansiyelini tüketmek ve direkt uçuşu engellemek en temel insan hakları olgusuna ihanettir. Rumların veto hakkı ile bunlar bize yapılmaktadır. 45 sene geçti. Her gün yüzlerce uçağın indiği kalktığı havalimanı için sen ‘hayır direkt uçuş yoktur’ diyorsun. Kıbrıs Türklerinin ve ekonomisinin yegane kurtuluşu direkt uçuş. Direkt uçuş olsa, Rum tarafına gelen 4-5 milyon turistin en az bir o kadarı da bize gelecek. Her Türkiye vatandaşı en az bir kere KKTC’ye gelmeli. Amacımız gezen kültür turizmi ve sağlık turizmini yaygınlaştırmak.

ONLAR KAZARSA BİZ DE KAZARIZ: (Rumların sondaj anlaşmaları): Türkiye bu durumu şiddetle kınıyor. Tavrını ortaya koydu. Onlar kazarsa biz de kazacağız. Onlar bir adım attığında Türkiye iki adım atar.

Guterres’ten üçlü görüşme çağrısı

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Türk ve Rum kesimine BM Genel Kurulu sırasında üçlü görüşme çağrısı yaptı. Akıncı 23 Eylül’de New York’a gidiyor. Akıncı’ya özel temsilcisi Erhan Erçin, Özel Kalem Müdürü Cenk Gürçağ ve Sözcüsü Barış Burcu eşlik edecek. Milliyet’in edindiği bilgilere göre, Cumhurbaşkanı Akıncı ve Genel Sekreter Guterres görüşmesi 30 Eylül’de baş başa olacak. Müzakereler başlamadan tarafların aynı hedef doğrultusunda olup olmadıklarının tespiti için Anastasiadis ve Akıncı 9 Ağustos’ta ara bölgede bir araya geldi. New York’ta ise Crans Montana’dan sonra ilk defa Genel Sekreter Guterres ile görüşülecek. Tarafların başta Maraş’ın açılması, garantörlerin durumu ve güvenlik konuları, toprak paylaşımı olmak üzere uzlaşı sağlanamayan konulardaki tezlerini Guterres’e iletmesi bekleniyor. Eğer müzakere zemini tespit edilebilirse, müzakerelerin tekrar başlaması bekleniyor.

Elektrik su kadar zor bir şey değil

KKTC İÇİN ÖNEMLİ: (Kıbrıs elektrik sorunu) Elektrik, su kadar zor bir şey değil. Daha kaliteli, sürdürülebilir ve çeşitlilik açısından düşük maliyette enerji KKTC için önemli. Biz şu anda santrallerle akaryakıttan üretiyoruz. Bu da çevre kirliliği demek. Fizibilite çalışmaları devam ediyor. Türk hükümeti de destek olacağını söyledi. Bunu iki yıl içerisinde gerçekleştirmek isteriz.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER