Tatar, Maraş’ı insanlığa açtıklarını kaydederek siyasetlerinin tutarlı olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, kapalı Maraş’ın açılım süreci konusunda, Türkiye ile son 2 yıldır tam bir istişare ve çok tutarlı bir tutum içinde olduklarını belirterek, Maraş’ın statüsünün artık değiştirilmesi gerektiğini başbakanlık döneminden beri dile getirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, BRT’de dün akşam katıldığı özel yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Maraş’ın bütünlüklü bir çözümün parçası olarak her zaman masada olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, “Rum tarafı eğer Annan Planı’na ‘evet’ demiş olsaydı, Maraş Rum tarafına verilecekti” dedi.
“Attığımız adımın pek bir eleştirilecek tarafı yoktur” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Kıbrıs Türk halkına bu kadar yıldır haksızlık yapılırken BM ve AB neredeydi? Müzakere sürecinde, Maraş konusu 8 defaya masaya geldi. Ancak Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle hiçbir zaman çözüme ulaşamadı” şeklinde konuştu.
“ULUSLARARASI HUKUKA TERS DÜŞMEDEN…”
Maraş konusunda oyun değişikliğine gittiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:
“Türkiye’nin desteği de alarak, uluslararası hukuka ters düşmeden oradaki duyarlılığımız sonuna kadar sürecek, özel mülkiyet hakkına ters düşmeden Maraş yerleşime açılacak. Mağduriyetlerin giderilmesi adına eski mülkiyet sahipleri Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvuru yapabilecek.
Orayı insanlığa açtık, bugün Maraş, o güzelim sahil halkımızın hizmetine açılmıştır. Buraya gelip o bölgeyi kullanmak isteyen Rumların da hizmetine açılmıştır. Temizlenmiştir. Temizlenmeye de devam ediyor. Maraş insanlığa kazandırılmıştır. Bizim siyasetimiz budur ve tutarlıdır.”
Rum tarafının türlü baskılarına rağmen, şu ana kadar Taşınmaz Mal Komisyonu’na toplamda 337 başvuru yapıldığını kaydeden Cumhurbaşkanı Tatar, Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanının henüz atanmamasıyla ilgili olarak ise 6 Ağustos’a kadar başvuru yapılabileceğini, ancak başvuracak kişilerin Rum malından yararlanmaması şartının arandığını kaydetti.
Maraş konusunun Rum liderle görüşülmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC sınırları içinde olan Maraş’ın insanlığa açılmasına ve Taşınmaz Mal Komisyonu marifetiyle eski sakinlerinin yerleşmesine yönelik bir adımın insan haklarına aykırılığı olmadığını kaydetti. KKTC ile Türkiye’nin attığı bu siyasetin tutarlı bir şekilde devam edeceğini ifade eden Tatar, bu atılan adımdan geriye dönüş olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, BM Güvenlik Konseyi’nin Maraş ile ilgili kararlarının 37 yıl önce alındığını belirterek, “oyunun kuralları o zamandan bu zamana değişti. Maraş açılımı da bu yeni siyaset anlayışının bir parçasıdır. Hukuka da aykırı değildir” dedi.
Maraş konusunda, egemen eşitliğe dayalı iki devletin iş birliğine dayalı bir anlaşmaya varılırsa devletten devlete bir görüşme yapılabileceğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, Rum tarafının atılan adıma gösterdiği tepkinin altında yatan nedenin yıllardır Maraş’ı çantada keklik olarak görmelerinden kaynaklandığını söyledi. Maraş’ın Kıbrıs’ta yeni siyasetin bir tezahürü olduğunu belirten Tatar, “Onurlu, yeni, heyecanlı siyaset. 6 ayda oyunun kuralları değişti. Tepkiler gelecektir. Rum-Yunan ikilisi AB’de. 68’den bu yana Kıbrıs’ı nasıl Yunanistan’a bağlayacaklarını düşünüyorlar” ifadelerini kullandı.
Tatar, yeni siyasetten geri adım atılmasının söz konusu olmadığını kaydederek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin de girdiği bu yoldan artık şaşmaz. Birkaç açıklama ile Türkiye’nin geri adım atması söz konusu değil” diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kendileri adına dünyanın her yerinde birlikte yürütülen Kıbrıs davasını gündeme getirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye’nin kendine bu kadar yakın olan bir coğrafyada sessiz kalmasının mümkün olmadığını vurguladı. Kıbrıs Türkü’nün güvenliği Türkiye’nin garantörlüğünden, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki güvenliğinin ise KKTC’nin varlığından geçtiğini belirten Cumhurbaşkanı, bu çerçevede yeni siyasetin de sağlam temeller üzerine oturtulduğunu kaydetti.
“KKTC’NİN TANINMASINA YÖNELİK ÇALIŞMALARIN DOZU ARTIRILDI”
Cumhurbaşkanı Tatar, Azerbaycan’la ilgili ilişkilere de dikkat çekerek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst makamlarının KKTC’nin tanınmasına yönelik çalışmaların dozunu artırıyoruz şeklinde açıklamaları vardır. Demek ki bu yönde daha fazla gayretler olacaktır. Bu tür ülkelerle kültürel, ticari ilişkilerde bir sorun yok zaten. Tanınma noktasındaki sıkıntı da AB ve BM kaynaklıdır. Bu uzun soluklu bir mücadeledir” dedi.
“İSİM DEĞİŞİKLİĞİNE İLİŞKİN BİR GÜNDEM ŞU AN İTİBARIYLA YOK”
Tatar, ülkenin isim değişikliğine ilişkin bir gündemin şu an itibariyle olmadığını belirterek, “KKTC Kıbrıs Türk halkının devletidir. Başında kuzey olsun veya olmasın. Fakat ileride bir anayasa değişikliğine gidilirse bu yeniden konuşulabilir. Şu anda KKTC Anayasası federasyona kapı açar ama şu an için bu, gündemde yok. Sayın Erdoğan’ın ‘Kuzey Kıbrıs- Güney Kıbrıs kalmamıştır’ açıklaması da federasyon devleti kapanmıştır anlamındadır” ifadelerini kullandı.
İngiltere ile sürekli temas halinde olduklarını kaydeden Tatar, direkt uçuş ve direkt ticaret konusunu kapsamlı olarak görüştüklerini, AB meselesinin sıkıntı yarattığını, ellerini kollarını bağladığını ancak mücadelenin süreceğini söyledi.
Kıbrıs Türkü’ne haksızlık yapan AB ile muhataplığın devam etmesinin önemine işaret eden Tatar, bu siyasetin sürdürüleceğini belirtti. Cumhurbaşkanı Tatar, egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devlet modeli üzerinde ortak bir zemin arayışı içinde olduklarını kaydederek, şöyle konuştu:
“Biz masadan kaçmış değiliz. Müzakere yoluyla yaşayabilir bir çözüm bulunacaktır. Bir çözüm olması halinde dünyanın kabul ettiği bir devlet olarak yaşayacağız. Rumlar da Türkiye’nin tanıdığı, hava sahasını açtığı bir devlet olacak. Bir anlaşma iki halka da yarayacaktır. Ama haklarımızdan vazgeçerek bir anlaşma olmasını kimse beklemesin.”
Eylül ayında New York’a gideceklerini; Genel Sekreter’in ortak bir zemin var mı diye bakacağını ancak şu an itibariyle öyle bir noktada olunmadığını ifade eden Tatar, Rumların Maraş konusunu öne sürüp bundan kaçınabileceğini söyledi.
“BENİM VATANDAŞIM PASAPORT ALDI DİYE SANA BİAT ETMİYOR”
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportunu alma hakkı olduğunu belirterek, “Benim vatandaşım pasaport aldı diye sana biat etmiyor” dedi.
Maraş’a karşı izolasyonların kaldırılması konusunun hep konuşulduğunu ama bunların bugüne kadar hep boş çıktığını belirten Tatar, son olarak Cenevre’de ortaya atılan Maraş’a karşılık Ercan Havalimanı’nın BM’ye, Mağusa Limanı’nın da AB’ye devredilmesi önerinin kabul edilemez olduğunu, bunun devletin tasfiyesi anlamına geldiğini söyledi. Doğrudan uçuş konusuna da işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, İngiltere’den son gelen yanıta dikkat çekti ve şu an için böyle bir beklentisinin olmadığını kaydetti.
Türkiye’nin KKTC’ye ayırdığı kaynaklar ve gösterdiği ilgi alakanın büyük bir şans olduğuna da dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, “Senin devletini, ihtiyaçlarını Türkiye’den başka kim yapabilir. Türkiye bunu kardeşlik ilişkileri ile yapıyor” dedi.
“BEN KENDİME SARAY YAPMIYORUM”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yapımına ilişkin olarak da Cumhurbaşkanı Tatar, mevcut binanın sur üstünde olduğunu ve bunun yasalara aykırı olduğunu ifade ederek, şu açıklamada bulundu:
“Bu binanın güzelliğini kim inkar edebilir? Ama yeterli değil. Bu bir devlet meselesidir. Türkiye bu yetersizliği görüp bir Cumhurbaşkanlığı binası yapılmasını layık gördü. Metehan bölgesinde park projesini de içine alacak şekilde mütevazı bir yerleşke. 200 kişilik bir toplantı odası, çalışma ofisleri olacak. Aynı yerde her bir milletvekilinin de odasının olacağı Meclis binası olacak. Ben kendime saray yapmıyorum. Bu devlet her şeyi hak eder. Belki ben yetişmeyeceğim.”
“HÜKÜMETTEN ÇOK MEMNUNUM”
Başbakan Ersan Saner ile hiçbir sıkıntısının bulunmadığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, içinden geçilen dönemde hükümet etmenin zorluğuna dikkat çekti. Kıbrıs konusunda tam destek veren, Türkiye ile ilişkileri çok iyi olan hükümetle ne sıkıntısı olabileceğini soran Tatar, “Aksine çok memnunum” dedi.
Meclis’te “bölünmüş bir Kıbrıs Türkü” görüntüsünün kendisini rahatsız ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, yakışıksız söylemlerle muhalefet yapılmasını ayıp olarak nitelendirdi.