Başbakan Ersin Tatar, Kıbrıs Türkü’nün bağımsız devletine, özgürlük, egemenlik ve güvenliğine sahip çıkmakta kararlı olduğunu vurguladı.
Başbakan Ersin Tatar, Atatürkçü Kıbrıs Türk halkının milli ve dini aidiyetinden, kopmadan, Anavatan Türkiye’ye güvenerek, şanlı bir direniş göstererek 20 Temmuz 1974’e geldiğini kaydetti.
Tatar, 20 Temmuz’da başlayan Barış Harekatı’yla Mehmetçik ve Mücahidin sayesinde çizilen sınırlar üzerinde bir devlet kurulduğunu, bu devletin sıfır noktasından başlayarak çok şeyler başardığını ve başarmaya devam edeceğini belirtti.
Başbakan Ersin Tatar, mesajında şunları kaydetti:
“Tüm dünya ile birlikte biz Kıbrıslı Türkler de yaşamı tehdit eden, hayatı durma noktasına getiren pandemi ile zor günlerden geçiyoruz.
Ama yine de halkımızla bir olup koronavirüsle mücadele ederek birçok ülkeden daha hızlı şekilde normal yaşantımıza geri döndük.
Devlet ile vatandaşın birlik ve beraberliğinin, her sorunun üstesinden gelmek için en kıymetli hazine olduğunu, herkese bir kez daha gösterdik.
Tıpkı 20 Temmuz 1974’te öncesinde Kıbrıs Türk’ünün varoluş ve özgürlük mücadelesinde gösterdiği azim ve çaba gibi…
21 Aralık 1963’ten 20 Temmuz 1974’e kadar birbirimize inandık, güvendik, zorluklara, saldırılara karşı hep birlikte direndik.
EOKACI’larla Yunan cuntası 15 Temmuz 1974’te ‘Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ni ilan ederken , Anavatan Türkiye’nin tam desteği ile ‘Yunan hegemonyasını kabul etmediğimizi’ tüm dünyaya birlikte haykırdık.
Bugün bağımsız, özgür, geleceğe umutla bakan bir devletin yurttaşlarıysak bunu vatanı uğruna her şeyini ortaya koyup savaşan yürekli Kıbrıs Türk Mücahitlerine ve onlarla birlikte can veren, mücadele eden Mehmetçiğe borçluyuz.
Unutmamalıyız ki, Atatürkçü Kıbrıs Türk halkının milli ve dini aidiyetinden, kopmadan, Anavatan Türkiye’ye güvenerek şanlı bir direniş göstererek 20 Temmuz 1974’e geldi.
“SIFIRDAN ÇOK ŞEYLER BAŞARDIK, BAŞKASININ AĞZIYLA KONUŞANLARA KULAK VERMEYİN”
20 Temmuz 1974 bizler için zifiri karanlıktan aydınlığa geçiştir. 20 Temmuz Kıbrıs Türkü’nün hayata dönüşüdür. 20 Temmuz’da başlayan Barış Harekatı’yla Mehmetçik ve mücahidin sayesinde çizilen sınırlar üzerinde bir devlet kurduk.
Bu devlet sıfır noktasından başlayarak çok şeyler başardı. Başkalarının ağzıyla morallerimizi bozmaya kalkışanlara kulak vermeyiniz. Biz halk olarak önemli işler başardık ve başarmaya devam edeceğiz.
Güçlü ekonomisi olan turizmi parlayan, yüksek öğrenim sektörü nitelik olarak üst seviyelere çıkan, konut satış sektörü daha da büyüyen, insanının yaşam kalitesi yüksek bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mutlaka olacağız.”
Başbakan Tatar, Maraş’ın açıldığı, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de önemli bir cazibe merkezi olduğu, Anavatan Türkiye ile birlikte yürüttükleri Doğu Akdeniz’deki hidro karbon aramalarının başarıyla tamamlandığı, Rum dayatmalarının son bulacağı, gençlerinin diğer dünya gençleriyle sporda yarışacağı, uluslararası alanda hak ettiği yeri alan bir devlet noktasına mutlaka ulaşacaklarını kaydetti.
Tatar, “Bu azim ve kararlılığa sahibiz, haklıyız ve hakkımızı alacağız. Kıbrıs Türkü bağımsız devletine, özgürlük, egemenlik ve güvenliğine sahip çıkmakta kararlıdır, bunu kimse değiştiremeyecektir” dedi.
“ANLAŞMA HAYAL”
Rum tarafı ile bir anlaşma olabileceği beklentisi içinde olmanın “hayal” olduğunu da ifade eden Tatar, şöyle devam etti:
“Onların aklı fikri, haklarımızı gasp etmekte, tüm Kıbrıs’ı Yunan egemenliği altına sokmaktır.
Bir anlaşmaya ancak ve ancak bu emellerini gerçekleştirebileceklerini görürülerse evet diyeceklerdir.
Böylesi bir anlaşma ise bizler için yok olmak demektir. Böylesi bir anlaşmaya bizi kimse zorlayamaz.
Artık, Türkiye’nin de defalarca ortaya koyduğu gibi iki devletli çözüm, kadife ayrılık gibi farklı çözüm modelleri ve iki devletin karşılıklı haklarına saygı çerçevesinde iş birliği yapmaları gündeme gelmelidir.
Dünya ve bölge barışına katkıda bulunacak, Kıbrıs’taki iki halk ile Türkiye ve Yunanistan’ı birbirlerine yanaştıracak olan bu gerçekçi anlayışın benimsenmesi olacaktır.
Yeni bir dünya, bölgemizde yaşanan çok önemli gelişmeler vardır. Artık olmayacak şeylerle uğraşmaktan vazgeçerek, gerçekçi adımlar atılmalıdır. Kıbrıs konusunda da artık hiçbir şey eskisi gibi değildir, olmayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle halkımızın Barış ve Özgürlük Bayramı’nı en içten duygularla kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan ve aramızda olmayan herkesi, tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla anarım.”