Başbakan Ersin Tatar, “26 Mayıs’ta Türkiye ile imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması’nda yer alan Altyapı ve Reel Sektör İçin Mali İşbirliği Aracı’nın ( ARMA) Türkiye tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ayrılan kaynakların daha etkin kullanılmasını amaçladığını ” belirtti.
“ ARMA modelinin Avrupa Birliği’nce finanse edilen projelerde uygulanan modelin benzeri olduğunu” ifade eden BaşbakanTatar, “ Türkiye’nin bize bir şeyleri dikte etmesi, bizim devre dışı olmamız diye bir durum söz konusu değildir. Yapılan düzenleme Kıbrıs Türkü’nün yararınadır” dedi.
Başbakan Ersin Tatar açıklamasında şunları kaydetti:
“Birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Bir taraftan başarı ile sürdürmekte olduğumuz koronavirüsle mücadelemizi tedbiri elden bırakmadan, rehavete kapılmadan sürdürüyor, diğer taraftan ekonomimizi canlandırmaya çalışıyoruz.
Biz inanıyoruz ki nasıl koronavirüsle mücadelede halkımızla birlikte, uyum içinde çalışarak bir başarıya ulaşmışsak, ekonomimizi canlandırma, sorunları aşma çabalarımızda da halkımızla , tüm ilgililerle birlikte çalışarak başarıya ulaşacağız.
Hedefimiz, ekonomimizi canlandırmak ve yeni bir atılım süreci içine girmesini sağlamaktır.
Benimle Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay’ın 26 Mayıs’ta imzaladığımız yeni İktisadi ve Mali İşbirliği Antlaşması’nın amacı da budur.
Bu anlaşma içinde yer alan ARMA modelinin, (Altyapı ve Reel Sektör İçin Mali İşbirliği Aracı,) Türkiye tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ayrılan kaynakların daha etkin kullanılmasını amaçlıyor.
Bilindiği üzere uzunca bir süredir herkes, ya Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki yatırımlar için hibe olarak ayırdığı kaynakların proje yapılmaması dolayısı ile kullanılamadığından ya da başlanan projelerin kaynak akışının durması , veya diğer sorunlar yüzünden zamanında bitirilememesinden yakınıyordu.
İşte ARMA modeli bunu ortadan aldırmak için kuruldu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye arasında KKTC’deki yatırımlar için kurulan bu model Avrupa Birliği’nce finanse edilen projelerde uygulanan modelin benzeridir.
Kimse halkımızın kafasını bulandırmaya kalkışmasın, birlik beraberliğimize zarar verecek yanlış yorumlar yapmasın.
Türkiye’nin bize bir şeyleri dikte etmesi, bizim devre dışı olmamız diye bir durum söz konusu değildir.
Yapılan düzenleme Kıbrıs Türkü’nün yararınadır.
Tüm hükümetlerin şimdiye kadar uyguladıkları eski sistemde de yine Türkiye sunduğumuz projelere uygunluk verir, bunların maliyetine göre hibe amaçlı kaynak ayırırdı, şimdi de öyle olacak.
Ancak bu kez, kurulan mekanizma ile projelerin hazırlanmasından sonuçlanmasına kadar ciddi bir ekip çalışması, iş takibi ve sonuca gitme durumu söz konusu olacak.
Şöyle ki; Önce ilgili Bakanlık uygulama birimi tarafından bir proje hazırlanacak ve bu proje Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet Maliye Bakanlığı’na iletilecektir.
Tüm Bakanlıklardan gelecek projeler Maliye Bakanlığı’nda toplandıktan sonra topluca Maliye Bakanlığı tarafından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Teknik Heyet Başkanına iletilecektir.
Bu proje önerilerinin gerekli iç değerlendirmeleri, KKTC Teknik Heyet Başkanı huzurunda, ilgili Bakanlık ve KKTC Maliye Bakanlığı yetkilileri arasında yapıldıktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği ofisine sunulacak ve burada yine KKTC yetkilileri ile bir ortak değerlendirilme yapılacak.
Ortak değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak durum, yıllık bütçenin öncelik ve proje bazında sonlandırılması amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Teknik Heyetine bildirilecek.
Türkiye Teknik Heyeti de Hibe Protokolü ile birlikte raporunu ve projeyi Türkiye’nin Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğüne, ardından da onay için Kıbrıs İşlerinden sorumlu Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamına sunulacak.
Onaylanan projenin hemen ihalesi yapılacak ve uygulamasına geçilecek.
İhale ilgili Bakanlık ile ihaleyi kazanan firma arasında imzalanacak.
10 kişiden oluşacak Başbakanlık Proje İzleme Komitesi projelerin uygulanmasını izleyecek ve kontrolünü yapacak.
ARMA ile kurulan model budur.
Hedef hep ifade ettiğim üzere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının refah ve mutluluğunu artırmaktır.
Türkiye tarafından Kıbrıs Türkü’nün yararı için yapılanları çarpıtmak, başka noktalara çekmek Kıbrıs Türkü’ne hiçbir fayda sağlamaz, aksine zarar verir.”