Karma oyun kaldırılması tartışması yapıyoruz. Partiler kendi araştırmalarını da yaptılar zaten. Karma oyun kalkmasının hangi partiye kazanç sağlayacağının hesapları çoktan yapıldı. Partiler soruna bu açıdan yaklaşıyorlar.
Yüksek Seçim Kurulu ise, seçimi bir an önce yapıp sonuçları kısa sürede ilan etmenin derdindedir. Onların işi de bu…
Ne yazık ki bu tartışmada seçmen veya yurttaş yoktur. Oysa seçimlerin ve seçimlerle ilgili herhangi bir tartışmanın odağında yer alması gereken yurttaşların “seçme ve seçilme hakkı” olmak zorundadır.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN HAYATA GEÇİRİLMESİ
Bir devletin ve kurumlarının temel işlevi, yurttaşlarının hak ve özgürlüklerini hayata geçirmektir. Zaten bu hak ve özgürlükler anayasa ile belirlenmiş ve ilan edilmiştir ama bunları hayata geçirmenin önünde “pratik engeller” diyebileceğimiz türden zorluklar bulunmaktadır. “Seçme ve seçilme hakkı” temel haklarımızdan biri olduğu halde, seçimin gerekleşebilmesi için yapılması gereken işler, uygulanması gereken yöntemler vardır ve olmak zorundadır. Sandık kuracaksınız… Oy pusulası hazırlayacaksınız… Yurttaşlar toplanacak ve oylarını kullanacaktır… Sayın yapacaksınız… Sonuçları belirleyecek ve açıklayacaksınız… Bütün bunların seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırmayacak şekilde düzenlenmesi ve uygulanması gerekmektedir.
Devlet kurumlarının esas görevi bu zorlukları aşarak hak ve özgürlerin yaşanmasına olanak sağlamaktır.
DENEYİMİ DİKKATE ALMAK
Seçme ve seçilme hakkının hayata geçilmesi için bir düzen kurmak, bunu yasal kurallara bağlamak zorundasınız. Bizim bugün yapmaya çalıştığımız da işte budur ama aslında bugüne kadar yaşadıklarımız ve yaşadıklarımıdan almamız gereken dersler de vardır. Her yeni düzenleme, hem evrensel ilkeleri, hem de kendi deneyimizi dikkate alarak yapılmalıdır.
Eski seçim sistemini, küçük seçim bölgelerinden seçilen milletvekillerinin partizanlık yapmaya daha yatkın oldukları için terk ettik. Bütün seçmenlerin oy vereceği milletvekillerinin partizan davranışlardan uzak duracaklarını zannediyorduk. Öyle olmadığın hep birlikte gördük ama yeni bir düzenleme yaparken bunu konuşmuyoruz.
Eski seçim sistemini terk eder ve bütün adayı tek seçim bölgesine indirgerken amacımıza ters düşen bir düzenlemeyi son dakikada da olsa sisteme dahil ettik ve bütün KKTC seçmeninden oy talep eden adayların ilçe listelerinden seçilmesi kuralını getirerek büyük bir ucube yarattık. Örneğin Lefke ilçesi milletvekili dediğimiz kişilerin Lefke’den oy bile almadan seçilmesi olanağını yarattık. “Lefke’den milletvekili” olmak yerine, “Lefke’ye milletvekili” seçme durumu yarattık.
KONUŞTUĞUMUZ SORUNLAR
Bu gibi sorunlar, yurttaşların temel hakkı olan “seçme ve seçilme hakkının” nasıl hayata geçirileceğine dair temel sorunlardır. Bunlar gibi daha onlarcası vardır ama bizim şimdi konuştuğumuz konular arasında bunlar ve bunların benzerleri yoktur.
Karma oyu kaldırmaya çalışmanın gerekçesi yurttaşların seçme ve seçilme hakkını hayata geçirmeyi kolaylaştırmak değildir. Siyasi parti liderliklerinin kendi çıkar hesapları ve seçimleri oldu bittiye getirme gayretleridir.
Bu tartışma sayesinde, siyasi tartışmalarımızı yönlendirenlerin aklında yurttaşların hak ve özgürlüklerinin olmadığını bir kez daha görmüş olduk. Yurttaşlarına yabancılaşmış, sadece kendi için varolan ve kendini hayatta tutmaya çalışan bir siyasi sistem ve onun mensupları vardır.
Seçim sistemi; ekonomik sorunlar; sağlık ve eğitim alanlarındaki eksiklikler… Halkın temel hak ve özgürlüklerini hayata geçirmeye odaklanacak bir siyasi topluluk ve sistem yaratabilmiş olsaydık, sorunlarımız yine olacaktı ama olanaklar ölçüsünde çözüm bulmak da mümkün olabilecekti.
Yoktur! Ne yazık ki, düşüncesinin ve eyleminin odağına yurttaşları ve yurttaşların haklarını alan bir siyasi topluluğumuz ve siyasi sistemimiz yoktur. Bizim temel sorunumuz işte budur!