Dr. Mustafa ERÇAKICA
Tarık Zafer Tunaya’nın babası Hayrettin Aziz, ünlü halk sağlığı uzmanı ve akademisyen Mehmet Aziz’in ağabeyidir. Mehmet Aziz, Kıbrıs’ta sıtma hastalığını bitiren isimdir. 1930-1940’lı yıllarda, o zamanlar bir İngiliz kolonisi olan Kıbrıs’ta sıtma çok yıkıcı etkilere sahipti. 1950’ye gelindiğinde Kıbrıs, dünyanın sıtmayı bitiren ilk ülkesiydi. Bu başarı Tarık Zafer Tunaya’nın amcası Mehmet Aziz sayesinde elde edildi. Mehmet Aziz, Kıbrıs için önemli değerler olan Kamran Aziz (eczacı ve besteci), Türkan Aziz (ilk Kıbrıslı Türk başhemşire) ve Baber Aziz’in (resmi adı Babür Aziz, sağlık memuru) babasıdır. (Forgotten Cyprus Hero Who Eradicated Island’s Malaria, BBC News, 23 Mayıs 2021, https://www.bbc.com/news/world-europe-57122406.)
Tarihi 1940’lı yıllardan da daha geriye sarıp, Tarık Zafer Tunaya’nın çok tanınmış bir isim olan amcasının ve babasının Kıbrıs’tan çıkış hikayelerine bakmakta yarar vardır. Yukarıda bahsedilen bilim insanı Mehmet Aziz’in abisi Hayrettin Aziz, Tarık Zafer Tunaya’nın İstanbul’a yerleşen babasıdır. Hayrettin Aziz, Kıbrıs’tan ayrılıp önce Amerika’ya gitti, Panama Kanalı’nın yapımında çalıştı. Bu sırada, Mehmet Aziz de yanındaydı. İki kardeş, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, tekrar Kıbrıs’a, ailelerinin yanına gelmeye çalıştılar. Bu sırada Alman savaş gemilerinden kaçarken Mısır’a sığınmışlar. Bir süre Mısır’da kaldıktan ve burada şeker satışıyla ilgili işlerde çalıştıktan sonra, Hayrettin Aziz’in İzmir’e gittiği, Mehmet Aziz’in ise Kıbrıs’a döndüğü bilinmektedir. (Tarık Zafer Tunaya’yı son gören Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
Mısır’da pasaportunu çaldıran Hayrettin Aziz, cebinde not defteriyle birlikte, Mısır’dan Türkiye’ye gelen bir turist kafilesine katılmıştır. Bu şekilde İzmir’e varan Hayrettin Aziz, not defterine kendi fotoğrafını yapıştırır ve ilgili memur bunu yabancı bir ülkenin pasaportu zannederek, Türkiye’ye girmesine izin verir. Bunlar, tahminen 1912 yılında yaşanmıştır. (Tarık Zafer Tunaya’yı son gören Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
İzmir’e bu şekilde giren ve burada bir müddet yaşayan Hayrettin Aziz, İstanbul’a taşınır. İngilizce’ye hakim olduğu için Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü sırasında ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda değişik yerlerde ve mevkilerde tercüman olarak çalışır. Ayrıca, sigorta ve turizm acenteliği de yapar. Maddi durumunu oldukça iyi bir noktaya getirdikten sonra, evlenmiş ve bir kız, bir erkek çocuğu olmuştur. Eşinin adı bilinmemektedir. Hayrettin Aziz’in erkek çocuğu, Profesör Tarık Zafer Tunaya’dır. (Hasan Emirali, İşte Ben Buyum, sf. 99-100.). Hayrettin Aziz’in kızı ise, Mehmet Aziz’in kızıyla aynı ismi taşıyan ve yine eczacı olduğuna ilişkin söylenti dolaşan Kamran’dır. (Tarık Zafer Tunaya’yı gören ve yaşayan son Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
Hayrettin Aziz’in eşi, çocukları henüz çok küçükken vefat eder. Hayrettin Aziz’in kayınvalidesi, diğer kızını Hayrettin Aziz ile evlendirmek ister; ancak Hayrettin Aziz, baldızını kardeşi gibi gördüğünü söyleyerek, buna karşı çıkar. Bu nedenle aralarında tatsızlık yaşanır. Ardından, maddi durumu iyi olan ve güzel bir çevre edinen Hayrettin Aziz, İstanbul’da yaşayan gayrimüslimlerle görüşüp, zaman geçirmeye başlar. Eşinin ailesi bu durumdan hoşlanmaz ve çocukları kendi yanlarına almak ister. Hayrettin Aziz çocuklarını vefat etmiş eşinin ailesine verir, onları ziyaret etmeyi ve maddi destek sağlamayı sürdürür. Hayrettin Aziz İstanbul’da yaşayan Rum bir kadınla ilişki yaşayınca, vefat eden eşinin ailesiyle arası iyice açılır ve aile bu sefer çocukları göstermemeye başlar. Hayrettin Aziz’in ilişki yaşadığı Rum kadın da vefat edince, Hayrettin Aziz yalnız yaşamaya başlar ve bir daha evlenmez. (Tarık Zafer Tunaya’yı gören ve yaşayan son Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
Hayrettin Aziz’in yaşlılığı süresince Etiler’de ve yalnız yaşadığı bilinmektedir. İyice bakıma muhtaç olunca, Hayrettin Aziz’in İstanbul’a askeri okula gitmek için giden, ancak bu okula alınmadığı için defterdarlıkta muhasip olarak çalışan akrabası Ziya Bey, kendisinin bakımını üstlenir. Hayrettin Aziz’i Levent’te, kendi evine yakın bir yere yerleştirir. Hayrettin Aziz, Feriköy mezarlığında bir yer ayırtır, ölünce buraya gömülmesini ve mezar taşına da Kıbrıslı Vudalı Hayrettin Mehmet Aziz yazdırılmasını ister. (Tarık Zafer Tunaya’yı gören ve yaşayan son Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
Hayrettin Aziz’in, oğlu Tarık Zafer Tunaya ve kızı Kamran Hanım’la ilişkileri sınırlıdır. Çocukları Hayrettin Aziz’in Kıbrıs’taki ailesiyle de pek görüşmemiş, ilişki kuramamıştır. Sadece amcaları Mehmet Aziz ve onun üç çocuğu ile görüşüp, haberleşmiştir. 1974 Barış Harekatı’nın ardından Tarık Zafer Tunaya ve eşi Kıbrıs’a gelmiş, sadece Mehmet Aziz ve onun çocuklarıyla görüşmüştür. Mehmet Aziz 1991 yılında vefat etmiş; ardından, hiç evlenmeyen ve çocukları olmayan Kamran Aziz, Türkan Aziz ve Baber Aziz de hayata gözlerini yummuştur. Bu kişiler, Zafer Tarık Tunaya ile iyi ilişkiler kuran, Kıbrıslı Türkler için önemli işler yapan, ünlü kişilerdi. (Tarık Zafer Tunaya’yı gören ve yaşayan son Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
Hayrettin Aziz yaşlılık nedeniyle vefat ettiğinde, o sırada İstanbul’da bulunan Hasan Emirali, kuzenleri olan Tarık Zafer Tunaya’yı ve kız kardeşi Kamran Hanım’ı ilk kez, kısa bir süre için görmüştür. Kamran Hanım’ın sadece eczacı olduğuna ilişkin bir bilgi bulunmakta, hakkında başka bir şey bilinmemektedir. Tarık Zafer Tunaya, babasını, vasiyet ettiği gibi, Feriköy mezarlığına gömmüştür. Tarık Zafer Tunaya’nın 1965 yılında evlendiği eşi Melahat Hanım’la Gümüşsuyu’nda yaşadığı bilinmektedir. (Tarık Zafer Tunaya’yı gören ve yaşayan son Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali ile 09.10.2021 tarihli görüşmeden edinilen bilgiler.)
Tarık Zafer Tunaya’nın onu gören ve yaşayan son Kıbrıslı akrabası olan Hasan Emirali’nin anlattıkları bunlarken, internette Tarık Zafer Tunaya hakkında ilginç bir bilgi görülmektedir. Bir iddiaya göre, Tarık Zafer Tunaya, Avukat Ahmet Samih Tunaya ve İrfan Yonat Tunaya’nın çocuğudur ve İstanbul Beyoğlu’nda dünyaya gelmiştir (https://twitter.com/iuefsosyoloji/status/1382806761443299330). Ancak Tarık Zafer Tunaya’nın Hayrettin Aziz’in oğlu olduğunu net bir şekilde bilinmektedir. (Afrika Gazetesi, 24.12.2017, s. 11, http://www.afrikagazetesi.net/Afrika-Arsiv/Yil/Arsiv%202017/Aralik%202017/24%20Aral%C4%B1k%202017.pdf.)
Tarık Zafer Tunaya İlköğrenimini Galatasaray İlkokulu’nda, ortaöğrenimini ise Saint- Benoit lisesinde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1940 yılında mezun olan Tunaya, 1942 yılında asistan olarak akademik hayatına başlamıştır. Tarık Zafer Tunaya 1960 yılının Ekim ayında tarihe “147’ler Olayı” olarak geçen olay sonucunda, Milli Birlik Komitesi’nin üniversitelerden ihraç ettiği 147 öğretim üyesi arasında yer aldı. 1961 Anayasası’nın oluşumuna çok önemli katkılarda bulunmuş olan Tunaya, Anayasa Komisyonu’nda yer almıştır. Bu nedenle de Türkiye’nin en önemli anayasa hukukçuları arasında sayılmaktadır. İhraç olayının ardından 1962 yılında kabul edilen bir kanunla üniversitedeki görevine geri dönen Tunaya, İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin kurucu dekanıydı. (Selin Karagündostu, Tarık Zafer Tunaya, Hukuk Gündemi, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2010-2/11.pdf, sf. 66-68.) Tarık Zafer Tunaya’nın duruşu, hukukçu kimliği, öğrencileri, eşiyle olan ilişkisi ve etrafındaki herkese yol gösterici olması, örnek alınası bir insan olduğunu göstermektedir. Tunaya Fransız Hükümeti tarafından Legion d`Honneur nişanı ile de ödüllendirilmiştir. Tunaya’nın adı, İstanbul’da Şişhane’de Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi aracılığıyla yaşatılmaktadır. (Selin Karagündostu, Tarık Zafer Tunaya, Hukuk Gündemi, http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/hgdmakale/2010-2/11.pdf, sf. 66-68.)