İHA ve SİHA üreticisi Baykar’ın Genel Müdürü Haluk Bayraktar dün kişisel Twitter hesabından bir paylaşım yaptı. Bayraktar, ”Tank ve benzeri ağır konvansiyonel araç ve teçhizatların dönemi kapandı” dedi ve ekledi: ”Robotik ve akıllı sistemler sahada oyun değiştirici rol üstleniyor.”
Bayraktar, son teknolojiyle Türk Silahlı Kuvvetleri için İHA ve SİHA üretiyor. Özellikle Suriye’deki operasyonların ardından Türkiye’nin SİHA kullanma kapasitesi yabancı basın ve uzmanların ilgisini çekti.
Bu yönüyle Bayraktar’ın ”tank dönemi kapandı” önermesi de dikkatleri üzerine çekti. Çünkü tank döneminin kapanmışolması, dünya genelinde hala tank ve ağır zırhlılara harcanan milyarlarca doların buharlaşması ve doktrin değişikliği anlamına geliyor.
SİHALARA DESTEK
Türkiye Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Eski Daire Başkanıİsmail Hakkı Pekin, Haluk Bayraktar’la aynı fikirde. ”Bayraktar’ın görüşüne katılıyorum. Doğru söylemiş. Yeni tank projesini gerekli görmüyorum” diyen Pekin, şunları dile getirdi:
“Yeni tank projesi yerine mevcut tankların zırh ve motor güçlerinin artırılıp, tanksavarlara karşı koruma sistemleri yüklenerek modernize edilmesinin daha doğru olacağı düşüncesindeyim. Tanklar ateşgücü nedeniyle bir süre daha kullanılabilir ama yeni tank yapmaya gerek yok. Çünkü robotik sistemler devreye giriyor. ABD bile muharip uçaklarının yarısını insansız yapmayı, yapay zekayla uçurmayı planlıyor. Yapılan testlerde yapay zekayla insan pilotlar karşı karşıya geldiğinde yapay zekanın daha üstün çıktığının tespit edildiği de belirtilmekte. Bu şartlarda Türkiye de önceliğini bu gelişmeye göre yapmalı.”
TANKLARA GÜVEN
Stratejik Düşünce Enstitüsü Savunma ve Güvenlik Koordinatörü Mithat Işık böyle düşünmüyor. Özel Kuvvetler’den emekli bir albay olan Işık, SİHA saldırıları karşısında tanklarda bir değişime gidilmesi fikrinin son dönemlerde tartışıldığına dikkat çekerek, ”Ancak Bayraktar’ın tankların döneminin kapandığı görüşüne katılmıyorum. Silah üreticilerinin görüşleriyle savaşmeydanındaki koşullar farklı olabiliyor” dedi.
Askeri sanayinin gelişmesiyle birlikte tüfeğin mızrağa, topun kalelere üstün gelmesi dünya genelinde siyasal sistemleri kökünden değiştirdi.
Namludan barut doldurulan tüfekler yerini kurşun atanlara bıraktığında savaşlar hem daha acımasız hale geldi hem de zamanla ateşgücünü arttıran devletler bir diğerine galebe çalmayı başardı.
Ağır ateşgücünün kazananı belirlediği 1. Dünya Savaşı’nda cephelerde görülmeye başlayan tanklar 2. Dünya Savaşı’nda da büyük stratejik değişimler sağladı.
Tank ve zırhlı muharebe araçlarının ortaya koyduğu harp kanunu dünya genelinde hala geçerliliğini koruyor. Bakalım nereye kadar?