Hastanelerde çalışan temizlik işçilerinin parası ödenmemiş; çalışanlar ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma düşmüş; temizlik aksamış!
Yeni milletvekillerinden biri “kızıma yurduna dön diyemeyeceğim” diye yakınıyor. Ekonomik kriz varmış da ondan…
Gaz çok pahalı oldu… Şimdilik elektrikle ısınıyoruz ama yakında elektrik de zamlanacak; soğuklar devam ederse donup kalacağız.
Emlak vergileri artacakmış… Belediyeler bu vergileri toplayarak ayakta durmaya çalışakmış… Yaz tahtaya, al haftaya! Belediyeler maaş ödemek için buna mı güvenecek?
Asgari ücret, işletmelerin ödeyemeyeceği seviyeye çıktı; işten durdurmalar başladı… Üstelik yeni asgari ücret de işe yaramadı; emekçi aileleri gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor!
Varlıklı aileler, varlıklarının önemli bir bölümünü yaşlı bakımına harcarken yoksul ailelerin yaşlıları sefalet içinde ölüme terk ediliyor. KKTC’de yaşlılara bakılamıyor!
BUNLARIN HEPSİ DE SONUÇLARDIR
Bütün bunlar, “sonuçtur”! Ve bütün bu sonuçların bazı “nedenleri” vardır.
Yukarıda sıralanan olumsuzlukların bazılarının nedeni, kamu gelirlerinin tümüyle maaş olarak harcanıyor olmasıdır. Devlet, topladığı gelirlerden daha fazlasını maaş olarak dağıtmayı taahhüt etmiştir. Bu nedenle yaşlıların bakımına katkı koyamıyor; eğitim ve sağlık sistemlerine yatırım yapamıyor.
Gaz ve petrol fiyatlarının küresel ölçekte arttığı yalın bir gerçektir. Geçen günkü bir habere göre İngiltere’de enerji fiyatları %54 oranında pahalılı olmuş… Elbette Türk Lirası olarak değil; Sterling olarak! İngiltere’de bir aile konutunu ısıtmak için ayda 200 Sterling harcarken siz 3000 TL harcamayı kabul etmeyebilirsiniz ama bunu duyan olmayacaktır.
Hakkında konuştuklarımızın çoğu, birer sonuçtur.
NEDENLERE ODAKLANMAK GEREKİR
Bu sonuçları tekrarlayıp durmakla Kıbrıs Türk halkına zerre kadar katkımız olmuyor; olmayacaktır ve olmamıştır! Bu olumsuz sonuçlardan kurtulmak istersek nedenlere odaklanmak zorundayız.
Bazılarının nedenlerini ortadan kaldırabiliriz: Kamu gelirlerini nasıl harcayacağımız bize bağlıdır. Maaş nitelikli harcamaları azaltırken sağlık ve eğitim harcamalarını artırabiliriz.
Bazılarının nedenlerin bizim etki alanımızın dışındadır: Gaz ve petrol fiyatlarını düşüremeyiz. Bunların kullanım bedellerini karşılayabilmek için gelirlerimizi artırmak veya bu malların kullanımını daha verimli hale getirecek teknolojileri kullanmaya yönelmek zorundayız.
TARTIŞMA KONULARI
Bu durumda tartışma konularımız da bunlar olmalı…
KKTC bütçesi 2022 yılında 5 milyar TL açık verecekmiş… Nereden bulacak veya nereden keseceğiz?
Elektrik üretimi ve dağıtımını nasıl ucuzlatabilir; hangi teknolojilere yönelebilir; bunlar için gerekli kaynağı nasıl yaratabiliriz?
Ülke gelirlerini artırmanın yolları nelerdir?
Benzer tartışmaları işletmelerde ve aile içinde de yapmalıyız. Her işletme ve aile, KKTC devleti gibi tasarrufa yönelmeli, kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmalı ve gelirlerini artırmanın peşine düşmelidir.
Gerisi sadece laftır…
Laftır ama belki de bazıları, bu lafları üretmeyi gelirlerini artırmanın bir yolu olarak kullanmaktadır.
Ehh… Onları sınamak, “boş lafa karnımız tok” diyerek bu tuzaklara düşmemek de dinleyenlere kalmış olsa gerektir!
Dinleyen ve itibar eden olduğu sürece boş laf üretenler de olacaktır.