Sennaroğlu, Kıbrıs sorununun Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve uluslararası düzeyde eşit statüsüyle bir çözüme kavuşturulması konusunda kardeş ve dost ülkelerden hassasiyet göstermelerini beklediklerini de vurguladı.
Cumhuriyet Meclisi’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Sennaroğlu, Parlamenterler Arası Kudüs Platformu tarafından Ankara’da düzenlenen “Kudüs Bizim Kırmızı Çizgimizdir” başlıklı 4. Konferansa katıldı.
Ankara Grand Hotel’de parlamentolardaki Filistin komisyon başkanlarının yanı sıra, Arap ve İslam ülkeleri ile uluslararası parlamenterlerin katılımıyla gerçekleştirilen konferansta Sennaroğlu, KKTC’yi temsilen bir konuşma yaptı.
SENNAROĞLU: “FİLİSTİN HALKININ YANINDAYIZ”
Sennaroğlu konuşmasında, Kıbrıslı Türklerin, belki de Filistin halkını en iyi anlayan halk olduğunu kaydetti.
Sennaroğlu, şiddettin, savaşın, ata topraklarından sökülüp atılmanın, kendi yurdunda sürgünü yaşamanın ne demek olduğunu iyi bildiklerini, işte tam da bu sebepten bugün Filistin halkının yanında olduklarını söyledi.
Birlikten güç doğduğuna dikkat çeken Sennaroğlu, haksızlık karşısında ancak mağdurun yalnız bırakılmaması ile aydınlık günlerin mümkün olabileceğini kaydetti.
Dünya kamuoyunun bu gibi organizasyonlarla Filistin halkının yalnız olmadığını işgal ve mağduriyetlerin baş sorumlularına deklere ettiğini söyleyen Sennaroğlu: “Filistin halkının gasp edilen toprakları ve hakları tüm insanlığın vicdanında bir yüktür. Bu yara ancak Filistin’de on-yıllardır devam eden işgalin son bulması, başkenti Kudüs’ün de huzur, barış ve güven ortamına kavuşması ile kapanacaktır.” dedi.
Başkan Sennaroğlu, kimsenin bu haksızlığın zamanla, oyalamayla, bir takım tek-taraflı tasarruflarla gündemden düşmesini, Müslüman dünyanın ve insanlığın bunu dert etmekten vazgeçmesini beklememesi gerektiğini ifade ederek Filistin halkına desteklerinin her daim süreceğini; hakları iade edilinceye, mücadeleleri sonuç verinceye kadar yanlarında duracaklarını söyledi.
Sennaroğlu, şunları kaydetti:
“Filistin halkı, çetin ve kanlı bir mücadele ile sınanmaktadır. Bu toplantılar yalnız olmadıklarını, işgalcinin silah ve kaba kuvveti karşısında dünya kamuoyunun bulunduğunu ve oldu-bittilerin kabul edilmeyeceğini deklere eden, kayda geçiren etkinliklerdir. Herkes bilmelidir ki, tarih sadece Filistin halkını değil, aynı zamanda bizleri de sınamaktadır. Kudüs’ün demografik yapısının zorla, hileyle değiştirilmeye çalışılmasına, Filistin halkının binlerce yıllık ata topraklarından sökülüp atılmasına karşı elimizden ne geliyorsa yapmalıyız, zira bu bir insanlık görevi ve ahlaki sorumluluktur.”
“KARDEŞ VE DOST ÜLKELERDEN HASSASİYET BEKLİYORUZ”
Sennaroğlu, Kıbrıs Türk halkının komşu ve kardeş Filistin halkının barış, uzlaşı ve güven içerisinde yaşam mücadelesini takdir ederken, Kıbrıs adasındaki barış mücadelesini de herkesin kazançlı çıkacağı bir şekilde sonuçlandırmak için çaba sarf ettiğini vurguladı.
Kıbrıs Türkü’nün fedakârlıklarının aldığı risk ve sorumlulukların bugüne kadar kendisini istediği noktaya taşıyamadığını söyleyen Sennaroğlu, şunları ifade etti:
“2021 yılında Kıbrıs sorununda da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Guterres’in davetiyle gayriresmî bir formatta Cenevre’de tüm taraflar bir araya gelmiştir. Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar sonuç vermeyen, adeta ilelebet müzakere edilmesini sağlayan kısır döngüyü kırmak amacıyla yeni ve yapıcı öneriler getirdi. Önerilerimiz, tarafların egemen eşitliği ve uluslararası düzeyde eşit statü ilkesini temel almaktadır. Ancak bu vizyonla hareket edilirse sonuç alınabileceğini herkesin fark etmesini ümit ediyor ve bu yönde yoğun bir diplomatik çaba ortaya koyuyoruz. Rum tarafının uzlaşmaz tavrından vazgeçmesi ve aklıselime davet edilmesi, bölgesel bir gereklilik ve ihtiyaçtır. Bu konuda, burada bulunan kardeş ve dost ülkelerden de hassasiyet göstermelerini bekliyor ve umut ediyoruz.”
“KUDÜS, İNSANLIĞIN ORTAK HAFIZASIDIR”
Konuşmasında, Kudüs’ün herhangi bir yer, sıradan bir şehir, alelade bir mekân olmadığını vurgulayan Sennaroğlu, “Kudüs binlerce yıllık tarihiyle insanlığın ortak hafızasıdır, İslam’ın ilk kıblesinin bulunduğu yer ve üç kutsal mescidinden bir olan Mescid-i Aksa’nın mekânıdır. Kudüs bir din veya ulusun münhasır kontrol ve mülkiyet iddia edemeyeceği kadar insanlığın ortak mirasıdır. Kudüs’ü bir dine, bir mezhebe, bir gruba indirgemek, bu kutsal mekâna yapılacak en büyük haksızlık olduğu kadar, buraya manen bağları bulunan başta milyarlarca Müslüman ve Hristiyan’ı yok saymak, onların haklarını inkâr etmek anlamına gelir” dedi.
Buna ne kendilerinin, ne de dünyanın razı olacağını belirten Sennaroğlu, zaten bu toplantıların bu razı olmamanın, itirazın, direncin ve direnmenin sayısız tezahüründen biri olduğunu belirtti.
Sennaroğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Güç, kaba kuvvet ve hileyle gasp edilenlerin yanlarına kar kalacağını zannedenler bilmelidirler ki, hak yerini buluncaya, Filistin halkı ülkesinde ve başkenti Kudüs’te hür ve onurlu bir yaşama kavuşuncaya kadar bu mücadeleyi hukuki, siyasi, ahlaki ve diplomatik boyutlarıyla devam ettireceğiz.
Sözlerime son verirken, bir kez daha bu toplantının düzenlenmesinde görev alan, katkı koyan herkesi tebrik eder, ev sahipliğinden dolayı TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un şahsında Türkiye Cumhuriyeti’ne takdir ve teşekkürlerimi dile getirmek isterim.
Filistin ve Kudüs davasına gönül ve destek veren herkesi kutlar, haksızlıkların en kısa sürede sona ermesini, Filistin Devletinin hasret kaldığı barış, huzur ve güvene kavuşmasını, başkenti Kudüs’ün işgal, gasp ve mahrumiyetlerden azade şekilde, hak ettiği günlere ulaşmasını temenni ederim.
Filistin’e, Kıbrıs’a, zulmün kol gezdiği coğrafyalara ve tüm dünyaya barış, huzur ve kardeşlik dilerim.”