Covid-19 vakalarında ciddi bir artış var. 1 Temmuz’dan beri yutdışına açılan gidiş-gelişlerin bu vakaların ortaya çıkmasına neden olduğu sanılıyor.
“Sanılıyor” diyorum çünkü Sağlık Bakanlığı vakaların hangi kişilerde görüldüğünü açıklamasa bile niteliklerini açıklayabilmeliydi; açıklamıyor! Bu vakaların niteliğini kendileri biliyor mu da emin değilim zaten.
Aslında vakaların sayısından daha çok, yerel yeni vakaların ortaya çıkmasına kaynaklık eden vakalar önemlidir. Yerel vakaların ortaya çıkması nasıl olmuştur? Yurtdışından gelen vakaları saptayıp kontrol etmek ve böylece “yerel vaka” denilen olayların önüne geçmek için alınan önlemlerin zayıf noktası neresidir?
Bu sorulara yanıt vermeden yeni önlemler almaya kalkışmak; karanlıkta kaybettiğiniz ev anahtarını, sokak lambasının altında aramaya benzer!
SEÇİME ETKİLERİ
Hatayı saptayamazsanız, olayları yönlendirmeyi de başaramazsınız. Anahtarı yanlış yerde aramayı sürdürdüğümüz sürece vakaların artması kaçınılmazdır.
Korunmak için kapanıp soyutlanabiliriz. Kapanan işyerlerinin çalışanlarının isyanı göze alabilirsek tabii. Üstüne üstlük, Covid-19’un aramıza yeniden karışmasını önleyecek tedbirleri almayı beceremezsek, kapanmanın maliyeti de bütünüyle yanımıza kalır ve hiç bir işe yaramaz. Birileri Covid-19’u yok etmeden açılamayız artık.
Belki farkında olmadığım daha pek çok sorun var. Ama sadece bunlar bile, siyasi bir iktidarı zor durumda bırakmak ve sonunu getirmek için yeterlidir.
Zaten insanların canı burnunda!
ERTELEME GİRİŞİMİ
İşte böyle bir ortamda, kapanma önlemleri ile birlikte 11 Ekim’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yeniden ertelenmesi de konuşulmaya başlandı. Hükümetin iki ortağı adaydır. Bunca soruna neden olmuşken seçime gitmek istememelerini anlamak gerekir…
Ama diğer partilerin buna onay vermesi, Covid-19 salgınının yönetim şeklini de onaylamaları anlamına gelecektir. Buna gelmezler; gelemezler! Siyasal iktidar ortakları ile birlikte intihar etmeyi kabulleneceklerini düşünmemiz için hiçbir neden yoktur.
Seçimler daha önce KKTC Meclisi’nin oy çokluğu ile aldığı kararla ertelendiğine göre, olağanüstü bir birleşimde benzer bir kararı bu kez sadece UBP ve HP’nin oyları ile almak teknik olarak mümkündür. Bu da, özellikle Halkın Partisi ve Özersay için siyasete veda etmekle eşanlamlıdır.
Böyle bir durumda Akıncı’nın hemen istifa edeceğini ve seçimin 45 gün içinde yapılmasını zorlayacağını da mutlaka hesaba katmak gerekecektir.
Olmaz yani!
Kulislerde konuşulsa bile, seçimi erteleme açık bir şekilde bile gündem olup Meclis’e bile gelemeyecektir.