SEÇİM DEĞİL, SEÇİM SONRASI TAHMİNİ!

0
blank

Son 4 yıllık yasama dönemi içerisinde mecliste yer almış olan altı partinin tümü dönüşümlü olarak hükümette yer almışlar. Tüm partilerin dönüşümlü olarak hükümette yer aldığı ve erken seçim ile sonlanan bir yasama dönemi daha önce yaşamadık sanırım. Daha da ötesi var mı bunun? Hepsi de denedi ve denendi. Yalnızca bunu veri olarak siyasi bir girdi diye alsanız, problemin derinlerde olduğunu kabul ederek önünüze bakar hazırlık yaparsınız.

Siyasiler yine de bu konjonktür içinde farkındaysanız kolayını bulmuş. Konumları hükümet ile muhalefet arasında değiştikçe herkes ayni ezberden söylenenleri tekrarlıyor. Aynı durum seçim sürecinde de devam etti. Gelişmelere yön veremeyenlerin, politika üretemeyenlerin başvurduğu yol budur. Politika üretemeyip kişiye yönelik siyaset yaparlar. Siyaseti de T.C. devletinden para dilenmek ile vatandaşın devlet dairesinde olması gereken işini kendileri yapmaya indirgediler. Sıra numarası alıp devlet dairesinde sıraya girenleri de Allaha emanet ettiler.

Seçim döneminde de siyasiler birbirlerini ‘’beceriksiz ve söylediğini yapmayan ya da yapamayan” olmakla suçlamaya devam ettiler.

“Sen beceriksizsin, hayır sen hem beceriksiz hem söz verdiğini yerine getirmekten aciz ve ne yaptığını bilmiyorsun.”

Ne desek bilmem ki:

Diplomasi dili ile kibarca hepsi de doğru söylüyor, desek; alınan olur mu acaba?

Olmaması lazım çünkü öyle. Bizim iç siyasetimiz bir bütün olarak mağduriyeti değil de aczi temsil ediyor.

En son dönemde bugüne kadar yaşanmamış anormallikleri de yaşadıktan sonra bu seferki erken seçim adayların ve seçmenin önceliği, kaynağı ve zaman mevhumları belli kaliteli vaatlerin tartışıldığı bir platformda cereyan eder diye umut etmiştim.

Sözün bittiği yerdeyiz denilmişti ya.

Yanılmışım.

Kaynağı olmayan “lakırdı” duymaya meğerse hala daha ihtiyaç varmış.

Demek ki dibelik dibe vurmamışız ve daha da yolumuz varmış.

Artık ikna oldum, bizim siyaseten maruz kaldığımız mağduriyet değil acizliğin sonucudur. Tabiri caizse temiz ama boş tabak eşliğinde keskin bıçaklar sofraya sürülür ama mutfağın gerçeklerine uygun pratikte karşılığı olan bir şey pişmiyorsa alternatif olmaz.

Seçim sonuçları ile ilgili algı oluşturma çabasında hangi partinin kaç vekil çıkaracağını ve bunların kimler olacağı kehanetinde bulunulmaya başlandı. Ne diyelim keyfi olanların keyfi bol olsun.

Seçim sonuçları için değil ama seçim sonrası dönem için bir kehanette de ben bulunayım.

Benimkisi bedava!

Görünen odur ki seçimden çok kısa bir süre sonra hayal kırıklığı yaşayıp biz ne ettik diyeceğimiz ve 23 Ocak seçimini sandığa gideni ve gitmeyeni ile niye doğru değerlendirmedik diye sorguladığımız bir sonuca imza atmış olacağız.

Sonrasında da demokrasinin de bir bedeli olduğunu idrak edip, çıkan sonucun meyvelerini hazmetmekle meşgul olacağız. Küsmek yok ama görünen o ki çıkacak olan sonucu hazmetmek ve kendimizi tekrar bulmak için bir süre susmak gerekecek. Yazdıklarımıza inanmadığımızdan değil. Sözün bittiği yere varmış olacağımızdan ve demokrasiye olan saygımızdan.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz