Covid-19’un nereden çıktığını tam olarak bilmiyoruz. En yaygın bilgi, Çin’de yabani hayvan pazarından çıkıp yayıldığı şeklindedir.
Bildiğimiz ise şudur: Covid-19 gibi virüsler zaten hayatın bir parçasıdır. Kimileri zararsızdır; onlarla birlikte yaşayıp gidiyoruz. Zararlı virüsler, zaman içinde mutasyona uğrar, değişik özellikler kazanır ve onlarla başa çıkmamız zorlaşır. Covid-19 işte bu ikincilere örnektir.
İnsanoğlu Covid-19 ile mücadele ediyor. Önce bu virüsün özellikleri öğrenilecek; sonra ona karşı kullanılabilecek silahlar geliştirilecek… Bunu bilim insanları yapacak.
İnsanoğlu, bu virüs ile mücadele ederken kendi oluşturduğu organizasyonların en önemlisi olan devleti yanında görmek ister. Bugüne kadar vergileri ile ayakta tuttuğu, bazı hallerde yaşatmak için canını verdiği devletten böyle bir hizmet almayı bekler.
‘Devlet’ dediğimiz şey de, özellikle bu günler için varolduğu, bizi zorluklardan ve felaketlerden korumak için çalıştığı iddiasındadır zaten!
KKTC DEVLETİNİN YAPTIKLARI
Ama heyhat!
Başkalarını bilmiyoruz ama KKTC devleti, yurttaşlarının Covid-19’a karşı mücadelesini destek bir yana, onları biraz daha sömürmek, batırmak veya hasta etmek için elinden geleni ardına koymuyor. Yurttaşların yanlarında görmek istedikleri devlet, yurttaşlarının varlıklarına ve sağlıklarına saldırıyor!
- Pandemi nedeniyle açıklanan teşvikli kredi programlarından yararlanmak mı istiyorsunuz? O zaman şimdiye kadar ödeyemediğiniz bütün yükümlülüklerinizi yerine getireceksiniz. Bankadan borç alacak, devlete ödeme yapacaksınız!
- İş yerinizin bütün vergilerini, işletme ruhsatlarını v.s. bir tamam ödeyeceksiniz. Aksi takdirde her gün veya gece polis baskınına uğramayı göze alacaksınız. İşyerinizi açık tutmak için yardım aramanıza da gerek yok; nasıl olmasa mühürleneceksiniz!
- Otelinizi açık tutmaya veya kiralık araba şirketinizin çalışanlarını durdurmamaya mı çalışıyorsunuz? Bir sabah, beklediğiniz yolcuların artık gelemeyeceğini öğreneceksiniz!
- Gaza geldiniz, biriktirdiğiniz parayı küçük bir lokantayı devralmak için kullandınız. Bugüne kadar tek tuvalet ile çalışma izni alabilen 4-5 masalı lokantaya yeni bir tuvalet daha yapacaksınız!
- Hastalık belirtileri mi gösteriyorsunuz? Devlet hastanesi kabul ettiği hasta sayısını azalttı; özel hastanelerde bakınıp yüklüce bir para ödeyeceksiniz!
- Arabayı satmaya karar vermeyin sakın! Devlet dairelerinde iş takip etmek kolaylaşacağına zorlaştı; devretmek için en az 3 gün sürüneceksiniz!
- Bütün bu dertlerden bıkmış ussanmışsanız, hemen kendinize bir ‘dayı’ bulacak; tam da seçim dönemi yaşanırken devlete kapağı atmaya çalışacaksınız!
KAÇAN DA KURTULMAZ
Ormandaki hayvanlar yangını söndürmek için uğraşmaz, kaçar!
Depremi algılayan hayvanlar saklanmaz; bölgeden uzaklaşmaya çalışır!
Doğal yaşamı izleyin; doğal ortamda en kolay savunma kaçmaktır! İç güdülerimiz bize de kaçın diyor ama olmaz! Kaçmak için bile onun iznine, vergilerinizi ödemeye ihtiyacınız var.
Devlet öyle bir aygıttır ki, elinden ne uçan kurtulur, ne de kaçan!
Öyleyse saldır!
Saldır devletim, saldır!
Salgın yokmuş; ekonomi canlıymış gibi saldır!
Saldır ki hayatta kalabilesin… Yurttaşların olmasa bile sen yaşayabilesin! Nasıl olmasa KUTSAL olan sen; yaşamya hakkı olan sadece sensin!