Rum tarafı KKTC ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan emlak sektörünü çökertmek istiyor. Kuşkuya gerek yok; bunu bizzat Dışişleri Bakanları söyledi.
Başarıya ulaştıramadıkları ve sonunda karşılarında Taşınmaz Mal Komisyonu’nu buldukları Orams davası türünden saldırılarını yenilemek için çeşitli hazırlıklar yapıyorlardı; şimdi düğmeye bastılar. Ceza yasalarındaki yeni düzenlemeleri kullanarak “tedirginlik yaratmaya” çalışıyorlar.
Farklı kaynaklar da açıklıyor ki ne haklıdırlar ne de güçlü… Başarmaları çok zayıf bir olasılıktır ama deniyorlar. Denerken emlak sektörümüze verebilecekleri zararı da artırmaya çalışıyorlar.
Bu arada Kuzey Kıbrıs’ta hangi güdülerle hazırlandığı tam olarak bilinmeyen yabancılara taşınmaz mal satışı ile ilgili yasal değişiklikler, sektörü Rum tarafının saldırılarından daha fazla etkilemeye başladı.
- Yeni yasal düzenleme, sözleşme ile satılan konutların altı ay içinde Tapu Dairesi’ne kaydının yapılmasını ve vergisinin ödenmesini gerektiriyor. Tapu Dairesi, bu kaydı yapabilecek durumda değil. Kayıt başvurusu yapıldığı halde kayıt yapılamazsa ne olacağı bilinmiyor.
- Yeni yasal düzenlemeyle, yapımı tamamlanmamış konutlara tamamlanmış gibi satış işlemi yapılması isteniyor. Bu işlem yapıldıktan sonra inşaat tamamlanamazsa ne olacağı belli değil.
- Yeni yasal düzenleme, satış yapılabilmesi için hisse koçanı yerine kat irtifakı koçanı vermeyi zorunlu hale getiriyor ama Tapu Dairesi personeli bu işlemi nasıl yapacağını bilmiyor. Kimisi öyle diyor; kimisi böyle… Yasanın öngördüğü işlemin nasıl yapılacağı bir tüzük veya genelge ile bile anlatılmamış bile; eğitimi de yapılmamış…
- En önemlisi ise şu: Birden fazla konut almış olan yabancıları fazla konutlarını iki yıl içinde elden çıkarmaya zorluyoruz. Bu, binlerce konutun maliyetinin altında satışa sunulması demek… Konut piyasasını öldürmek, yeni yatırımları önlemek için bundan daha iyi bir yöntem bulunamazdı herhalde!
Bütün bu sorunlar, alıcıların ruh haline de yansıyor: Bu sorunları hukukçularından öğrenen alıcılar, “biz nasıl bir ortama düştük” diye telaşa kapılıyor.
Üstelik bir de ikamet izni sorunları var: Kuzey Kıbrıs’tan konut almış olsa bile yabancılara KKTC’ye girişte bir aylık veya en fazla üç aylık ikamet izni veriliyor. Eski ikamet izinleri zamanında uzatılamıyor; insanların yurtdışına gidip dönmeleri bekleniyor. İnsanlar konut almış içinde oturamıyor! Sokaklar kaçak insan kaynarken parası ile konut almış insanlar bu garip uygulamaya maruz kalıyorlar.
Konut yapanlar ve satanlar, Rum tarafının saldırılarının hukuki olmadığını ve belli bir süre sonunda çökmüş olacağını müşterilerine izah etme olanağına sahiptirler. Peki ama, KKTC’nin yaptığı düzenlemeleri nasıl izah edecekler?
Edemiyorlar!
Bu düzenlemelerin yeniden ve hemen düzeltilmesi gerekiyor. Çünkü izah edilemiyorlar ve uygulanamıyorlar!