RUMLAR BİZDEN FARKLI DEĞİLMİŞ! ORTADA SİYASİ BİR PROJE YOK!

TOPLUMLAR DEĞİŞİYOR AMA YENİ SİYASİ PROJELER ÜRETİLEMİYOR. BELKİ DE ÇOK CİDDİ DEĞİŞİMİN ÖNCESİNDEYİZ.

0
blank

Avrupa Parlamentosu seçimleri yapıldı. Kıbrıs Rum tarafının organize ettiği seçimlere katılan Kıbrıslı Türklerin hiçbiri seçilemediği gibi Kıbrıslı Türklere yakınlığı olan parti ve adaylar da önemli bir başarı elde edemediler.

Bu sonuçlardan yola çıkarak, “Kıbrıslı Rumlar bizimle yaşamak istemiyor” diyenler olacaktı; oldu! Kıbrıslı Rum seçmenlerin bizi umursamadıkları ve seçimleri Kıbrıslı Türklere mesaj verme aracı olarak kullanmadıkları çok açıkken yapılan bu yorum, tek kelime ile “anlamsızdır”. Onlara ne? Kendilerine göre seçim yaptılar; bize göre değil!

blank
KIZILYÜREK, UZUN VE YORUCU BİR KAMPANYA YAPMIŞ OLMALI… SONUÇ O’NUN İÇİN HAYAL KIRICI OLSA BİLE BİR GERÇEKLİĞİ YANSITIYOR. KIBRISLI TÜRKLER, KIZILYÜREK’İN AVRUPA’DAKİ PARLAMENTERLİĞİNDEN BİR SONUÇ BEKLEMİYORLAR!

Kıbrıslı Türkler kendilerini dünyanın merkezi sayıyorlar ya; AP seçim sonuçlarını bu şekilde yorumlamak için de çırpınıp duruyoruz!

AP seçim sonuçları, Güney Kıbrıs’taki politik durumu anlamamıza yardımcı olabilecekse şunlar söylenebilir:

  1. Kıbrıslı Rum seçmenler Kıbrıs sorununun bu şekilde kalmasını kabullenmişlerdir. Bunun Kıbrıslı Türkleri istemek veya istememek ile alakası yoktur. Bizim veya onların istediği gibi bir çözüm olmayacağını görmeleri, onları kayıtsızlığa itmiş olmalıdır.
  2. Kıbrıs Rum siyasi partileri, giderek eskimektedir. DİSİ birinciliğini koruyor olsa bile Cumhurbaşkanlığı seçimi ve son yerel seçim de göstermişti ki eski performansından uzaktır. AKEL, ikincidir ama giderek küçüleceği çok açık şekilde görülmektedir; geleceğin partisi değildir! Çağdaş sorunlarla haşır-neşir olabilen küçük partiler, giderek serpilmektedir.
  3. Dünyada olduğu gibi Güney Kıbrıs’ta da seçmenler apolitik hale geliyor. Fidias diye papaz çocuğu bir sosyal medya fenomeninin aldığı oy miktarı, seçmenlerin kafalarına göre takılabileceği yeni bir sürece girildiğini göstermektedir. Volt-Kıbrıs’ın amatör çalışmalarının %3 oranında oy getirmesi de küçümsenemez. Bugünkü düzene ve onun siyasi partilerine karşı tepki vardır ve bu tepkinin açığa vurulma şekli farklılıklar gösterecektir.

Bunlar gibi siyasi sorunlar artık her ülkede görülmeye başladı. Avrupa’da sağın yükselişi de bu şekilde izah edilebilir zaten… Bugün sağ yükselir; yarın yeni solcular ortaya çıkar!

Gelelim bize… AP seçimlerine ve adaylara karşı takınılan tavırlar, siyasi yetersizliğimizi yüzümüze vurmuş olmalıdır…

CTP’li siyasetçiler, Niyazi Kızılyürek’in aday olduğu AKEL’in propagandasını aktif olarak üstlendiler ama içlerinden bazıları bu seçime katılmaya bile karşı çıkabildi. Kimileri salonlara dolup alkış tutarken, kimileri sandığa gitmeyin çağrısı yaptı. CTP’nin böyle bir siyasi olayı Kıbrıs sorununa bakışını anlatmak ve mesajını Rum tarafına olduğu kadar Avrupa’ya da duyurmak için kullanmamış olması garip değil mi? Yoksa bundan, CTP’nin bu mesajın ne olması gerektiği konusunda anlaşamadığını, bir parti politikası üretemediğini mi anlamamız gerekir?

Tatar ve arkadaşları da garip: AP seçimleri konusunda ağızlarını bıçak açmadı! O, gezmesine ve Türkiye’nin Kıbrıs sorunu konusundaki tutumunun değişip değişmediğine bakıyor anlaşılan! Mesaj iletmek onların işi değil! Boş verdiler; keyfe baktılar!

Öyle görülüyor ki kimsenin peşinde koşulacak kadar ciddi politik bir projesi yoktur. “Bizimle olun” diyorlar ama söylediklerine kendileri de inanmıyorlar. İnsanları nereye çağırdıklarını sanırım kendileri de bilemiyorlar!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz