Her insan veya aile kendi geleceğinden sorumludur. Başlıca çabamız, çocuklarımız için daha güvenli bir gelecek hazırlamak değil midir zaten?
Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis tarafından Kıbrıslı Türklere dönük olarak açıklanan önlemler de bu kapsamda değerlendiriliyor. Konu ile ilgili olabilecek kişiler, bu paketin açıklanmasını dört gözle bekliyordu; şimdi de dikkatli bir şekilde inceliyorlar.
Hristodulidis’in paketinde en fazla merak edilen şey, anne-babalarından biri Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı olan çocuklara “Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı” verilip verilmeyeceğiydi. Dağ fare doğurdu ve Hristodulidis, bu kapsamdaki başvuruları incelemeye alacaklarını duyurdu. Bu duyuru tam bir hayal kırıklığı yarattı.
Hristodulidis, Kıbrıslı Türklere yaptıkları sağlık yardımlarını artıracaklarını da açıkladı: Bundan yararlananlarımız olacaktır sanırım. Ağır hastalığı olanlar belki de rahat bir nefes almışlardır.
Metehan kapsındaki tıkanıklıktan şikayet ediyorduk; genişletecekleri duyurdular… Yeşil Hat Tüzüğü kapsamındaki ticaret olanaklarını da artıracaklarmış… Güney ile ilişkisi olanların memnuniyeti biraz daha artacak.
Başka bazı önlemler daha var ki bunları pakete koyması bile abes… 3-5 kişilik istihdamları bize önlem duyurmaya kalkışması ayıp bile sayılabilir. Yapacaksa yapsın!
Hristodulidis’in paketi yurttaşlar tarafından olduğu kadar siyasiler tarafından da değerlendiriliyor. Kimisi paketi “yetersiz” buldu; kimisi “tuzak” olarak değerlendirdi. Sonuç itibariyle herkes bu paketle az veya çok ilgilendi. Hem yurttaşlar hem de siyasiler…
Sonuç galiba şudur: Yetmez; biraz daha isteriz!
Ne garip değil mi? 60 yıldan beri itilaflı olduğumuz Kıbrıslı Rum liderliği, yurttaşlarımıza bazı haklar veya olanaklar tanısın diye bekleyip durduk. Şimdi bunları “yetersiz” bulduğumuzu söyleyebiliyoruz. Biraz daha fazla verselerdi, “karma evliliklerden” doğan çocukları koşulsuz olarak yurttaş sayacaklarını ilan etselerdi memnuniyetimizi dile getirmiş olacaktık herhalde…
İşte bizim durumumuz budur. “Rum tarafı” dediğimiz yönetimin bize bazı haklar tanımasını ve geleceğimizi şekillendirme mücadelesinde bu haklardan yararlanmayı bekliyoruz; umuyoruz… Buna göre seviniyor veya üzülüyoruz.
Çocukları için Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı peşinde koşan insanlarımız, çocukları AB ülkelerinde ücretsiz olarak okuyabilsin, dünyanın farklı yerlerine kolaylıkla seyahat edebilsin istiyorlar. İlaç peşinde koşanlarımız bütçelerinin kaldırmadığı ilaçlara ulaşabilmek, birkaç gün daha fazla yaşamak istiyorlar. Metehan kapısını sıkça kullananlar veya Güney’den müşteri alabilen işletme sahipleri, geçişler sorunsuz olsun diye umuyorlar.
Bu önlemleri bekleyiş şeklimiz, KKTC devletinin yurttaşlarının ihtiyaçlarını karşılama konusundaki yetersizliğinin ilanı gibi olmadı mı? Oldu!
Bir yandan “KKTC daima” derken, diğer yandan Rum Yönetiminden yurttaşlık bekleyen insanlarımız olması “çok yaman bir çelişki” oluşturmadı mı? Oluşturdu!
Sadece bu görüntü bile, “Kıbrıs sorunu” diye bir sorunun varlığını ve mutlaka çözümlenmesi gerektiğini anlatmaya yeter de artar!
Nasıl bir çözüm hayal ederseniz edin, ama “çözümsüzlük” hayal edemez bugünkü durumun devamını isteyemezsiniz!