Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs adası üzerindeki varoluş kavgasında yaptıkları her şeyi, Rum tarafının aksiyonlarına karşı bir reaksiyon olarak gündeme getirdiler. Bu nedenle olsa gerek Rum tarafının yaptıklarını veya Rum tarafındaki tartışmaları hala daha büyük bir dikkatle izliyorlar. Yayın organları, Rumca basın özetlerine büyük bir ilgi gösteriyorlarsa elbette bunun bir sebebi vardır ve bu sebep, halkın da Rum tarafında olanlara gösterdiği büyük ilgidir.

Son günlerdeki iki haber dikkat çekicidir.

Birincisi, Rum tarafında Kuzey’den yapılan alış-verişlerin Rum tarafında yarattığı huzursuzluktur. Rum tarafındaki düzenin savunucuları Rumların Kuzey’den yaptıkları alış-verişten huzursuzsa, bu huzursuzluk Türk tarafının ne yapması gerektiğinin işareti sayılmalıdır. Türk tarafı alacağı önlemlerle Kuzey Kıbrıs’ı bir alış-veriş cenneti haline getirebilirse, bu hem Kıbrıs Türk ekonomisinin canlanmasına, hem de Türk-Rum halklarının yakınlaşmasına yardımcı olacaktır.

İkincisi, Rum tarafında “iki devletlilik” tartışmalarının hala devam ediyor olmasıdır. İki liderin buluşacak olması ve beşli konferans olasılığı Kuzey Kıbrıs’taki bu tartışmayı ikinci plana itmiş görünüyor olsa bile Rumca gazeteler, Anastasiadis ve Birleşmiş Milletler’in hala daha iki devletli çözüm olup olmayacağını sorguladıklarını yazıyorlar. Bu tartışmanın devam etmesini sağlamaya çalışmakta fayda var. Bu tartışmanın devamında ister iki devletliliği engellemek için federal çözüm daha ciddi bir şekilde ele alınsın; isterse gerçekten iki devletli çözüme yönelinsin kazançlı çıkacak olan, bugünkü durumun devamından en büyük zararı gören Kıbrıs Türk halkı olacaktır.

Rumları yakından izlemekte yarar vardır. Tartışmaları bizim için de yol gösterici olacaktır.