Lefkoşa Belediyesi, okulların da kapalı olmasından yararlanarak kanalizasyon sistemini güçlendirmek için çalışıyor. Yollar kazılıyor; borular döşeniyor. Kim yaptı bilmiyorum ama trafik akışını sağlamak amacıyla çok zekice ve çok etkili düzenlemeler yapıldığını söyleyebilirim. Her gün Lefkoşa’dayım; kazı olan hatlardan kaçınsam bile kazı var diye perişan olduğumu söyleyemem… Daha iyisi olur muydu da bilmiyorum. Benim aklım bu kadarına yetiyor ve görevli arkadaşları kutluyorum.
Bu arada yaşanan sorunlar oluyor tabii… Bu sorunların kendi aceleciliğimizden, sabırsızlığımızdan ve hatta TERBİYESİZLİĞİMİZDEN kaynaklandığını gözlemledim. Kazı bölgesine yaklaşırken iki şeritten tek şeride düşen yoldan yararlanmak için sıraya girmiş araçlar varken mevcut kuyruğa girmeme hakkını kendinde görenlere TERBİYESİZ denmezse ne denir; UTANMAZ mı dememiz gerekir?
Sonuçta “terbiyesiz” de desek, “utanmaz” da desek fark etmiyor… Trafikte ciddi bir terbiyesizleşme var!
Başkalarının haklarını görmezlikten gelmek o kadar çok yaygınlaştı ki sokakta sürekli bir gerilim yaşanıyor. Kimi zaman daha hoşgörülü olabiliyoruz ama bazen hoşgörü sınırları zorlanıyor.
Herkesin acelesi olabilir! Kimisi bir görüşmeye yetişecek, kimisi çocuğuna erişecek; kimisi bir an önce evine dönecek. Malum, obezite sorunu da var… Kan şekerimiz de düşmüşse vay halimize; sinirlenmemek mümkün değil! Bunu önlemenin yolu, başkalarının haklarına saygı göstermek ve başkalarından saygı görmektir.
Belki de sadece trafikte değil; benzer terbiyesizlikler her yerde yaşanıyor da olabilir. Belki de bu nedenle giderek daha fazla evlerimize kapanır olduk. Faturayı her şeyin pahalı olmasına çıkarıyoruz ama bence yaşadığımız sorunların başlıca kaynağı, kendimizi “her zaman haklı ve her şeyi hak eden” olarak görmemizdir.
Bir doyumsuzluk hali mi var acaba?
Belki kamu yönetimindeki yetersizliklerin üzerinde de durmak gerekiyor. Her şeyi devletten bekleme zihniyetinin iyice çuvalladığını, devletin her şeye yetişeceğim derken aslında hiçbir şeye yetişemediğini gözlemlemeye başladık. Hiçbir şeye yetişemeyen devlet mekanizması partizanca kullanılır hale geldi; kişiye göre hizmet veriyor. Bunun da yaşadığımız toplumsal gerilimde ve hatta “terbiyesizleşmemizde” çok ciddi bir payı olsa gerekir.
Bu sorulara psikologlar yanıt verse; kişisel veya toplumsal olarak alınabilecek önlemelere ilişkin görüşlerini de açıklasalar çok iyi olacak.