spot_img
15.8 C
Lefkoşa
spot_img

“PROTOKOLDE KURUMLARLA İLGİLİ TAAHHÜTLERİN BELİRSİZLİĞİ ENDİŞE VERİCİ”

Ana Muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Türkiye ile imzalanan işbirliği anlaşmasında kamu-özel işbirliği modeliyle ihaleye çıkılmasının öngörüldüğüne, ancak modelin belirtilmediğine işaret ederek, uluslararası bir anlaşmada ortaya konulan bir taahhütle ilgili belirsizlik bulunmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. 

Tufan Erhürman, beraberindeki heyetle birlikte Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) ve Kıbrıs Türk Telekomünikasyon Dairesi Çalışanları Sendikası (TEL-SEN) yetkilileriyle görüştü.

KKTC ve TC hükümetleri arasında imzalanan iktisadi ve mali işbirliği anlaşmasının ardından sendikalara ziyaret başlatan CTP, EL-SEN’e ziyaret gerçekleştirdi. TEL-SEN yetkilileriyle ise CTP’de görüşüldü.

CTP’den yapılan açıklamaya göre, Tufan Erhürman, imzalanan metnin büyük ölçüde dörtlü koalisyon hükümeti dönemindeki çalışmalara dayandığını ancak metnin son halinde önemli farklılıklar ortaya çıktığını belirtti. 

EL-SEN ZİYARETİ

Tufan Erhürman, EL-SEN’e yapılan ziyarette, dörtlü koalisyon hükümeti döneminde KIB-TEK’te muhasebesel ayrıştırmayı kurumun verimliliğini artırmak açısından önerdiklerini, ancak fonksiyonel ayrıştırmanın herhangi bir gerekçesi olmadığı için kabul edilmediğini söyledi. 

KIB-TEK yönetiminin siyasetten arındırılmasını ve profesyonelleşmesini de savunduklarını belirten Erhürman, bu öngörünün nedense protokol metninden çıkarıldığını vurguladı. 

“FONKSİYONLARA AYIRMANIN HİÇBİR MAKUL GEREKÇESİ YOK”

Tufan Erhürman, imzalanan metinde “KIB-TEK faaliyetlerinin fonksiyonel ayrıştırmasının (üretim-iletim-dağıtım)” tamamlanması yönünde bir öngörü bulunduğunu belirtti. 

Erhürman, metinden KIB-TEK’in üretim, iletim ve dağıtım olmak üzere üç ayrı şirkete ayrılacağının anlaşıldığının, bunun beş ay içerisinde gerçekleştirilmesinin son derece güç olması bir yana, buna neden gerek duyulduğunun da anlaşılamadığını savundu. Dörtlü koalisyon hükümeti döneminde yapılan çalışmalarda da bu konunun gündeme geldiğini ancak ortada herhangi bir makul gerekçe bulunmadığı için metne yalnızca muhasebesel ayrıştırmanın girmesini önerdiklerini belirten Erhürman, “fonksiyonel ayrıştırmanın bugün için tek gerekçesi özelleştirmeye hazırlanmak olabilir ki KIB-TEK’te tahsilat oranlarının ciddi biçimde yükseldiği gerçeği karşısında buna neden gerek duyulduğunun da açıklanması gerekir” dedi.

“TELEKOMÜNİKASYON’DA KAMU ÖZEL ORTAKLIĞI MODELİ BELLİ DEĞİL”

Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Merkezi’nde TEL-SEN yetkilileriyle yapılan görüşmede özellikle telekomünikasyonda kamu özel ortaklığı konusu ele alındı. 

Görüşmede yaptığı konuşmada, imzalanan metinde, “Telekomünikasyon Dairesi’nin yapılandırılması çerçevesinde kamu-özel işbirliği modeli ile ihale ilanına çıkılması” öngörüsü bulunduğunu belirten Erhürman, bu öngörüde kamu-özel ortaklığının kapsamının da modelinin de belirtilmemiş olduğunu, uluslararası bir anlaşmada ortaya konulan bir taahhütle ilgili olarak böyle bir belirsizlik bulunmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. 

Dörtlü koalisyon hükümeti döneminde telekomünikasyonda kamu özel ortaklığının hükümet programının bir parçası olduğunu ancak protokol görüşmeleri sırasında Türkiye Cumhuriyeti heyetiyle özellikle altyapının bu modele dahil edilip edilmeyeceği konusundaki öngörüler örtüşmediğinden bu konuda bir anlaşmaya varılamadığını ve konunun siyasi düzeyde ele alınmak için geriye bırakıldığını söyleyen Erhürman, “amaç taahhüdün somutlaştırılmasıydı. Ancak imzalanan metinde neyin taahhüt edildiğini anlamak maalesef mümkün değil” dedi.      

“TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNDE ÇALIŞANIN İRADESİ ANLAMSIZLAŞTIRILIYOR”

El-SEN VE TEL-SEN ile yapılan görüşmelerde, imzalanan metinde toplu iş sözleşmeleriyle ilgili öngörüleri de değerlendiren Erhürman, bu öngörülerin gerçekleşmesi durumunda toplu iş sözleşmesi düzeninin büyük ölçüde ortadan kalkacağını ve toplu iş sözleşmelerinde çalışan tarafının iradesinin anlamsızlaştırılacağını söyledi. 

Bu önerinin kendi hükümetleri döneminde de getirildiğini belirten Erhürman, bunu kabul etmeyip siyasi düzeyde ele alınmak üzere geri bıraktıklarını dile getirdi. Toplu iş sözleşmesinin hitam bulmasının ardından yeni sözleşme imzalanıncaya kadar sözleşmede çalışanlara tanınan bütün hakların ortadan kalkması halinde, çalışanların ya haklarından feragat etme ya da toplu iş sözleşmesiz çalışma seçenekleriyle karşı karşıya kalacağını vurgulayan Erhürman, “bu durumda çalışan tarafının iradesi anlamsızlaşır” dedi. 

“Kamudaki bazı toplu iş sözleşmelerinde adil olmayan bazı düzenlemelerin bulunması çözülmesi gereken bir sorundur ama bu sorunun çözümü toplu iş sözleşmesi düzeninin ortadan kaldırılması ve çalışanın iradesinin anlamsızlaştırılması değildir” diyen Erhürman, böyle bir taahhüdün altına nasıl girildiğini anlayamadığını belirtti.     

İLGİLİ HABERLER

Bizi takip edin

3,234TakipçilerTakip Et
5,673TakipçilerTakip Et

SON HABERLER