Kıbrıs Türk halkının alışılagelmiş seçim atmosferi, pandemi nedeniyle kısmen değişikliğe uğradı.
Virüsün yayılmasını önlemek için alınan tedbirler çerçevesinde mitingler, kalabalık toplantılar, kitlesel ziyaretler, hatta el broşürleri dağıtımı bile yapılamazken, adaylar daha çok kitle iletişim araçları ve sosyal medya üzerinden seçmenlere ulaşmaya yöneldi.
11 adayın yarıştığı seçimde, BRT radyo ve televizyonundan yapılacak konuşmalar yanında, özel radyo ve televizyonlar, internet üzerinden yayın yapan televizyonlar, internet siteleri, gazeteler ve ajanslar, adayların Cumhurbaşkanı seçilmeleri halinde neler yapacakları konusunda seslerini duyurmalarına aracılık ediyor.
Gazetelere, radyolara, televizyonlara, internet sitelerine, sosyal medyaya verilen reklamlar, YSK’nın belirlediği reklam panolarına ve yollardaki, otobüs duraklarındaki reklam panolarına asılan büyük boy posterler de, cumhurbaşkanı adaylarının propaganda araçları olarak dikkat çekiyor.
Geçmiş seçimlerdeki kadar çok olmasa da Cumhurbaşkanı’nın görüşmecilik görevi gereği Kıbrıs sorunuyla ilgili vizyonlar da propaganda döneminde tartışılan konular arasında yer alıyor.
MECLİS’TEKİ VE MECLİS DIŞINDAKİ PARTİLER HANGİ ADAYI DESTEKLİYOR?
Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen 6 siyasi partiden 3’ü olan UBP, CTP ve YDP, seçimde halen milletvekili de olan genel başkanlarıyla yer alıyor.
UBP, Genel Başkan ve Başbakan Ersin Tatar’ı; CTP, Genel Başkanı Tufan Erhürman’ı, YDP de Genel Başkanı Erhan Arıklı’yı destekliyor.
Meclis’te temsil edilen diğer partilerden HP, bu partinin milletvekili olan ancak seçime bağımsız aday olarak katılan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Lefkoşa Milletvekili Kudret Özersay’a destek veriyor.
TDP, bağımsız aday ve halen Cumhurbaşkanı olan Mustafa Akıncı’yı; DP ise partide uzun yıllar genel başkanlık da yapmış ve seçimde bağımsız olarak adaylığını koyan Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş’ı destekliyor.
Meclis dışı siyasi partilerden TKP-YG, BKP ve Bağımsızlık Yolu, bağımsız aday Mustafa Akıncı’yı destekleme kararı açıklamıştı.
YKP, açıkladığı 8 ilke ve tespitler çerçevesinde hareket eden adaylara yardımcı olacağını, onlarla iş birliği yapacağını ve destekleyeceğini duyurmuştu.
ADAYLAR PROPAGANDA SÜRECİNDE NELER YAPIYOR?
Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabiri, 11 Ekim’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin 11 adayına, koronavirüs pandemisi altında devam eden propaganda sürecinde hangi yöntemleri ve araçları kullanarak seçmene ulaşıp onları etkilemeyi planladıklarını; hedef kitlelerinin seçmenlerin özellikle hangi kesimi olduğunu, bu süreçte hangi sloganları kullandıklarını, kampanyalarını nasıl oluşturduklarını, profesyonel bir ekiple çalışıp çalışmadıklarını, web sitesi ve klip hazırlayıp hazırlamadıklarını ve kampanya bütçelerinin ne kadar olduğunu sordu.
TATAR: “YENİ BİR GELECEĞE YÜRÜYORUZ”
UBP adayı Ersin Tatar, seçim kampanyasını “Yeni bir geleceğe yürüyoruz” ana sloganı etrafında şekillendirdi.
Tatar’ın seçim kampanyasıyla ilgili soruları yanıtlayan UBP Genel Sekreteri Ersan Saner, Covid-19 salgının 11 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçim propaganda sürecine de adeta damgasını vurduğuna işaret ederek altı ay ertelenen seçimin bir kez daha ertelenmesini kesinlikle istemediklerini söyledi. Saner, “İnşallah 11 Ekim’de sağlık koşullarına uyarak, halkımızın duyarlı bir şekilde sandıklara gideceğine inanıyor ve yüksek katılımla seçimimizi tamamlayacağımızı düşünüyoruz” dedi.
Saner, kitle toplantılarına, yüksek katılımlı aday tanıtımına, köy ve mahalle ziyaretlerine hazırlandıklarını ancak salgın dolayısıyla YSK’nın aldığı kararlarla bunlardan vazgeçmek durumunda kaldıklarını kaydetti.
Yaşanan bu gelişmelerden sonra daha fazla videolar, müzikler, sosyal medya paylaşımları ile her yaştan seçmene ulaşmaya çalıştıklarını anlatan Ersan Saner, şöyle konuştu:
“Sloganımızı seçmen kardeşlerimize vermek istediğimiz ana mesaja uygun olarak belirledik. Nedir bizim bu seçimde esas olarak anlatmak istediğimiz? Neden UBP adayı olan Sayın Genel Başkan ve Başbakanımız Sayın Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesini istiyoruz?
Çok net; Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın beş yıl önce ortaya attığı 4 boyutlu siyaset başarısızlıkla sonlandı. Sayın Akıncı, Kıbrıs konusunu iddia ettiği gibi kısa sürede çözemedi. Bırakın kısa sürede çözmeyi 5 yıllık süre bile kendisine yetmedi. Kıbrıs görüşmeleri 2017 yılı Temmuz ayında Crans Montana’da çöktü. Federasyondan vazgeçti, sonra federasyona döndü ama geri kalan 3 yıl içinde de bir şey yapamadı. Türkiye ile doğru ilişkiler kuracaktı, Türkiye ile Cumhurbaşkanı’nın ilişkileri Sayın Akıncı’nın yanlış demeçleri yüzünden koptu. Sayın Akıncı, halkla kaynaşamadı.
Dolayısı ile biz öncelikle ‘Artık yeter- bir beş yıl daha kaybetmeyeceğiz’ diyoruz. Ardından ise asıl sloganımızla ‘Yeni Bir Geleceğe Yürüyoruz’ diye vurguluyoruz.”
“YENİ GELECEK FEDERAL ÇÖZÜM DIŞINDAKİ ÇÖZÜM MODELLERİNİN DE GÜNDEME GELMESİNİ SAĞLAMAKTIR”
UBP Genel Sekreteri Saner, sloganın anlamını şöyle açıkladı:
“Nedir bu yeni gelecek? Yeni gelecek, 43 yıldır tartışılmayan, konuşulmayan sayfası, paragrafı ve hatta kelimesi kalmayan ama bir türlü başarılamayan federal çözüm dışındaki çözüm modellerinin de gündeme gelmesini sağlamaktır.
Bunu sağlamak mümkün mü? Giderek güçlenen Türkiye de bu noktada olduğuna göre mümkündür… Yeni gelecek proaktif siyaset izleyerek, ezber bozarak gelecektir. Türkiye’nin de desteği ile tüm imkanlar kullanılarak dünyaya tezlerimizi anlatacağız. Kapalı Maraş’ı KKTC idaresinde Taşınmaz Mal Komisyonumuz vasıtası ile 1974 öncesi hak sahiplerine açacağız. Mümkün mü? Mümkündür. Şu anda elimizde bazı kişilerin Kıbrıs Türk İdaresi’nde Maraş’a döneceğini beyan eden başvuruları vardır.
Yeni gelecek, Doğu Akdeniz’deki haklarımıza Türkiye ile ortak olduğumuz Mavi Vatan’a sahip çıkarak refahımızın artacağı bir gelecektir. Mümkün mü? Göreceğiz ki mümkündür…”
UBP Genel Sekreteri Ersan Saner, kampanya için profesyonel destek aldıklarını, kampanyanın oldukça pahalı olduğunu, işin içine sosyal medya, klipler, müzikler, dış mekan ilanları girince masrafların oldukça arttığını kaydederek, hazırladıkları web sayfası, klipler ve müziklerin büyük ilgi gördüğünü ve bundan büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi.
Saner, kampanya maliyetiyle ilgili soruya ise “Parti kaynaklarımız elverdiği ölçüde harcama yaparak bu secimi tamamlamayı hedefliyoruz ancak bunu medyaya açıklamamın çok doğru olmadığı görüşündeyim” yanıtını verdi.
ERHÜRMAN: “DOĞRUSU TUFAN ERHÜRMAN”
CTP adayı Tufan Erhürman’ın seçim kampanyasıyla ilgili soruları CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın yanıtladı.
Sorakın, pandemi sürecinin hayatın pek çok pratiğini değiştirdiğine işaret ederek “Dijital dönüşüm gerçeğiyle çok daha iyi yüzleştik. Ülkemiz siyasetinde özellikle yüz yüze temasın önemini çok büyüktür. Şimdi çok farklı bir propaganda yürütmememiz gerekiyor ve aslında, bizler buna da hazırlıklıydık” dedi.
Yeni medyanın tüm olanaklarını, en geniş erişimi sağlamak için kullandıklarını, sosyal medyadan sorular aldıklarını ifade eden Sorakın, Erhürman’ın bu soruları yanıtladığını, vizyon etkinliğini seyircisiz ve tümüyle canlı yayınlar üzerinden gerçekleştirdiklerini anlattı.
Pandemi sürecinde vakaların artmadığı süreçte çalıştay ve odak toplantıları yaptıklarını, ayrıca sivil toplum ve yurttaşla buluştuklarını kaydeden Sorakın, “Bundan sonra çoğunlukla medya üzerinden düşünce ve yeni cumhurbaşkanlığı vizyonumuzu paylaşacağız. Gazete, radyo, TV gibi geleneksel mecraları yoğunlukla kullanırken, sık sık yeni medya üzerinden de interaktif organizasyonlar yapacağız, tufanerhurman.org web sayfamız da açılmıştır” diye konuştu.
“AYRIŞMA DEĞİL BÜTÜNLEŞME VE DAYANIŞMA İSTEYEN TÜM SEÇMENLER HEDEF KİTLEMİZDİR”
Erdoğan Sorakın, CTP’nin her dönem çözüme, diyaloğa, iş birliğine ve dönüşüme önderlik etmiş bir parti olduğunu ve hedef kitlesinin müzakereciliği tek görev görmeyen, cumhurbaşkanlığını törensel bir makam kabul etmeyen, dünyayla buluşma ve belirsizliğin olmadığı bir gelecek hayal eden tüm seçmenler olduğunu vurguladı. Sorakın, “Bu ülkede ayrışma değil bütünleşme ve dayanışma isteyen tüm seçmenler hedef kitlemizdir” ifadelerini kullandı.
Erhürman’ın seçim propagandasında kullandığı sloganları belirlemenin kolay olduğunu ifade eden Erdoğan Sorakın, şu bilgileri verdi:
“Kampanya için bizim için en kolayı slogan seçmek oldu, çünkü hemen herkesin dilinde bu vardı: ‘Doğrusu Tufan Erhürman’. Ayrıca bu sloganla birlikte pandemi dönemi hepimize yeniden gösterdi ki halkımızın hem içte hem de dışta liderliğe ihtiyacı vardır. O nedenle ‘Her Alanda Liderlik’ bir diğer sloganımız olarak seçildi.”
Kampanyayı kolektif bir grupla yürüttüklerini bildiren Sorakın, iletişim alanında hem deneyimli, hem de adanmış isimlerle yola çıktıklarını, tümü gönüllü insan kaynaklarından oluşturulan bir grubun kampanya yönetim sürecini üstlendiğini kaydederek “Elbette pek çok uzmanın da profesyonel desteği ve üretimiyle tam bir takım çalışması yürütülüyor” dedi.
Tufan Erhürman’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyası için bir klip çekildiğini, www.tufanerhurman.org web sitesinin de oluşturulduğunu belirten Sorakın, Erhürman’ın kampanya bütçesi için 1 milyon TL civarında bir kaynak ayrıldığını da açıkladı.
ARIKLI: “KKTC’Yİ YENİDEN KURACAĞIZ… SEVDAMIZ DA DAVAMIZ DA KIBRIS”
YDP’nin Cumhurbaşkanı adayı Erhan Arıklı, “YDP olarak biz zaten geçtiğimiz yılın Kasım ayından beri sahadaydık. Bütün Ada’yı defalarca dolaştık. Pandemi dolayısı ile birkaç ay çalışmalarımızı durdurduk. Sonra tekrar aynı hızla sahaya indik. 4 Eylül Cuma günü adaylık müracaatımızı yaptığımızda, artan bulaş sebebi ile çalışmalarımızı 10 gün askıya aldığımızı açıkladık. YSK ise 1 Ekime kadar bazı propaganda usullerine yasak koydu. Bu bizi çok etkilemeyecek, çünkü biz yüz yüze propaganda çalışmalarımızı tamamlamıştık” dedi.
Şimdi basın-yayın ve sosyal medyayı kullanacaklarını söyleyen Arıklı, “Hedef kitlemiz toplumun en alttakileri dediğimiz, ezilen, ötekileştirilen, hakkı gasp edilen emekçi kesimi. Sistemle hesaplaşmak isteyen, bu düzene karşı çıkan ve yenilik isteyen herkese sesleniyor ve onların desteğini bekliyoruz” diye konuştu.
Kampanya sloganlarının “KKTC’yi yeniden kuracağız” ve “Sevdamız da davamız da Kıbrıs” olduğunu açıklayan Erhan Arıklı, kampanyayı yürütmek üzere daha önce 350 kişilik bir seçim komitesi ile çalışmaya başladıklarını ancak pandemi ve alınan tedbirler dolayısıyla ekiplerini biraz küçülttüklerini, her bölgeden 50 olmak üzere 300 kişi, 50 kişi de Genel Merkezde olmak üzere 350 kişilik bir ekiple, ayın ilk gününden itibaren tekrar sahada olduklarını anlattı.
Arıklı, YDP’nin kendi reklam ve propaganda bölümü olduğunu ve burada profesyonel arkadaşlarının çalıştığını ayrıca iki tane de reklam firmasından hizmet satın aldıklarını ifade etti.
Şu ana kadar 3 reklam filmi çektiklerini, 5 tane daha hazırlanacağını bildiren Erhan Arıklı, www.ydpkktc.com adresli web sitelerinin de güncellendiğini kaydetti.
“EN ZENGİN BÜTÇE BİZDE… 350 GÖNÜLLÜ”
Arıklı, kampanya bütçeleriyle ilgili soruyu “En zengin bütçe bizde. 350 kişilik bir gönüllü ordusunu para ile sahaya süremezsiniz. Herkes benzin parasını ve iaşesini kendi karşılıyor. Kendi arabasını kullanıyor. Nakit olarak 250 bin liraya bu işi bitirebileceğimizi düşünüyoruz. Yetmezse kaynak yaratacağız” diyerek yanıtladı.
ÇİNER: “YAŞAYIN VE YAŞATIN”
MDP’nin adayı Dr. Fuat Çiner, kampanyalarını sosyal medya ve elektronik iletişim araçları üzerinden sürdürdüklerini söyledi.
Hedef kitlesinin 20-45 yaş arasında, ulaşılabilecek tüm yerleşim birimlerindeki ve sosyal medyayı kullanabilen tüm seçmenler olduğunu ifade eden Çiner, temel sloganının “Yaşayın ve Yaşatın” olduğunu belirtti.
Stüdyoda ve elektronik ortamda video ve görseller hazırladıklarını, reklam filmi çektiklerini ancak web siteleri olmadığını, kampanyada hem profesyonel hem de amatör ekiplerin çalıştığını ifade eden Dr. Fuat Çiner, “Bütçelendirme desteklerle yapıldığı için toplamda 100 bin TL kadar bir meblağ öngörüldü” dedi.
KIRDAĞ: “TAM BAĞIMSIZ CUMHURBAŞKANI”
Birçok seçimde aday olmasıyla tanınan bağımsız adaylardan Arif Salih Kırdağ, son kez aday olduğunu açıklarken, “Tam Bağımsız Cumhurbaşkanı” sloganını seçtiğini söyledi.
Kırdağ, propaganda sürecinde köylere giderek vatandaşlara yönelik konuşmalar yaptığını ve ufak çaplı kapalı toplantılar düzenlediğini, sosyal medyayı da kullandığını belirtti.
Bazı yerlerden davetler de aldığını kaydeden Arif Salih Kırdağ, seçim kampanyası yürütmenin pahalı bir iş olduğunu, kendisinin kıt olanaklarla bu süreci götüreceğini ekledi.
BORAN: “KAN DÖKÜLMESİNİ İSTEMEM, BARIŞ İSTİYORUM, TOPLU MEZAR GÖRMEK İSTEMİYORUM”
Bir diğer bağımsız aday Ahmet Boran, BRT’de yapacağı radyo ve televizyon konuşmaları yanında “Dr. Ahmet Boran” adlı Youtube kanalından da seçmenlere ulaşmaya çalışıyor.
“Kendi yağımızla kendi ciğerimizi kavurduğumuz için ancak bu kadar. BRT’de yayımlanacak bir de reklam verdim. Başka bir reklam yapmayacağım” diyen Boran, siyasi partilere devlet yardımını “Yetimlerin hakkı yeniliyor” diyerek eleştirdi.
Sosyal medyayı da kullanacağını belirten Boran, billboardların halkta bıkkınlık oluşturduğu görüşünü ifade ederek “Param olsa da bunları kullanmazdım” dedi.
Koronavirüs pandemisi öncesinde 40-50 köyü ziyaret ettiğini, bazı devlet dairelerine de gittiğini anlatan Boran, bugüne kadar ülkeyi yönetenlerin en basit işleri bile başaramadığını gördüğü için aday olduğunu ve bütün seçmenlerin oyunu beklediğini söyledi.
Tıp doktoru olan ancak artık mesleğini icra etmeyen Ahmet Boran, ilim, kültür, sanat, yazarlık gibi çok yönlü uğraşlarından söz etti; “Gittiğim yerlerde ışıltıyı görüyorum. Ekmeğimi yemeğimi paylaşırım. İnsanları mutlu etmek istiyorum” dedi.
Boran, “Kan dökülmesini istemem, barış istiyorum, toplu mezar görmek istemiyorum” diyerek bunları seçim sloganı olarak da kullanacağını belirtti.
“Beni seçeceklerine inanıyorum” diyen Boran, “seçildiği zaman halkı hafta 4 gün Cumhurbaşkanlığı kompleksinde yemeğe çağıracağını ve güzellikleri paylaşacağını” söyledi.
ULAŞ: “İYİSİNİ DE KÖTÜSÜNÜ DE SİYASETÇİLER YAPAR, BU NEDENLE İYİ SEÇİM YAP”
Bağımsız aday avukat Mustafa Ulaş, daha adaletli, hukuk devletinden, sosyal devletten yana herkesin hedef kitlesi olduğunu belirterek “İşsizler, tüm çalışanlar, tüm emekliler, küçük ve orta boy esnaf. Çünkü bu kesimin hukuk devletine ve sosyal devlete ihtiyacı var” dedi.
Koronavirüs bulaş katsayısı arttığı için broşür dağıtmayacağını kaydeden Ulaş, sadece radyo ve TV konuşmalarıyla yetineceğini belirtti.
Bugüne kadar gidebildiği yerlerde, kalabalık olmayan ortamlarda çok sayıda kişiyle konuştuğunu, buna devam edeceğini kaydeden Ulaş, kampanya sloganını ise “İyisini de kötüsünü de siyasetçiler yapar, bu nedenle iyi seçim yap” olarak açıkladı.
Seçim kampanyası için belli bir bütçesi olmadığını, ihtiyaç olduğu kadar harcama yapacağını belirten Mustafa Ulaş, reklam filmi veya özel bir firmayla anlaşması olmadığını, web sitesi bulunmadığını kaydederek “Halkımız zaten TV ve radyo yoluyla herkesi izleme ve dinleme imkanı bulacak” diye konuştu.
Ulaş, ülkenin içinde bulunduğu ortama işaret ederek “Halk geçim derdinde seçim ertelense de olurdu…” dedi.
UZ: “SAMİMİ İLETİŞİM VE KENDİMİ DOĞRUDAN TANITMA”
Bağımsız aday Avukat Alpan Uz, seçim kampanyası sürecinde alışılagelmiş kampanya yöntemlerini kullanmayı düşünmediğini belirterek “Bu yöntemler, seçmen üzerinde baskı kurarak ülke sorunlarının tartışılmasını engellemektedir. Bu yöntemlerle adayların argümanlarına karşı çıkanlara seçimden sonra bir hesaplaşma korkusu verilmekte ve sindirilmek istenmektedirler” dedi.
Kendi yönteminin samimi iletişim kurmak ve kendini doğrudan tanıtmak olacağını ifade eden Uz, “Elbette salgın süreci bunu zorlaştırmıştır. Yüz yüze temas kurmak tehlikelidir ve bir aday olarak yurttaşlarımız arasında ‘virüs taşımaktan’ korkuyorum. Bu nedenle yüz yüze temasları çok ihtiyatlı bir şekilde sürdürürken kitle iletişim araçlarından ve sosyal medyadan yararlanmaya çalışıyorum” diye konuştu.
“HEDEF KİTLEM PARTİLERLE DOĞRUDAN ÇIKAR İLİŞKİSİ GELİŞTİREMEMİŞ BÜTÜN SEÇMENLER”
Alpan Uz, “partilerle doğrudan çıkar ilişkisi geliştirememiş bütün seçmenlerin” hedef kitlesi olduğunu belirterek bunların çok büyük bir kitle olduğu düşüncesini paylaştı; salgın nedeniyle hedef kitlesine tam anlamıyla ulaşabileceğini sanmadığını ama elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağını söyledi.
Bu kitlenin devlet sistemi içinde sesini duyurmaya, temsil edilmeye ihtiyacı vardır. Sesi duyulan kitle, sadece ve sadece partiler ile doğrudan ilişki kurabilenlerdir. Ben geriye kalanların sesi ve temsilcisi olmaya çalışıyorum. Hem adaylık sürecinde öyle olacağım, hem de Cumhurbaşkanlığını onların temsilcisi haline getireceğim.
Tartışmalarla belirlenmiş sabit bir sloganı olmadığını kaydeden Uz, şöyle konuştu:
“Benim birikimi yansıtan fikirlerim vardır ve bunların ifade edilmesinden doğan kısa veya vurucu söylemleri slogan olarak kullanabilirim. Ayrıca halktan öğreneceklerin olacağına inanıyorum. Büyüklerimden duyuyorum ki, halktan kişi veya kişiler hepimizden daha vurucu ifadeler kullanabilmektedirler. ‘UBP tumba’ gibi… Yüz sene düşünseniz, parti organlarında veya kampanya ekiplerinde böyle slogan üretmezdiniz. Ben de halktan öğreneceklerimi slogan haline getirip kullanabilirim.”
Kampanya ekibi veya kampanyası olmadığını, çalışmalarına ailesi, meslektaşları ve arkadaşlarının yardımcı olduğunu açıklayan Uz, “Bugüne kadar avukat olarak temsil ettiğim insanlar vardır. Ben bu yolu onlarla yürüyorum. Yeni insanlar tanıyorum. Onların fikirlerinden yararlandığım gibi olanaklarından da yararlanacağımı düşünüyorum” dedi.
Maddi kaynağı bulunduğunu ancak cumhurbaşkanlığı seçiminin parayla yapılacak bir iş olduğuna inanmadığını, bu yüzden bu işe para ayırmayı düşünmediğini ifade eden Alpan Uz, “İnsanlara yük olmamak için gerekli harcamaları yapabilecek durumdayım. Ne kadar olacağını seçimden sonra söyleyebilirim belki…” diye konuştu.
ÖZERSAY: “HALKIN KUDRETİ… BU ONUN İŞİ”
Bağımsız aday Kudret Özersay’ın seçim kampanyasıyla ilgili soruları yanıtlayan HP Genel Başkanı Yenal Senin, pandemi dolayısıyla yeni nesil bir seçim kampanyasıyla karşı karşıya olunduğuna işaret ederek “Önce toplum sağlığı” diyerek, YSK’nın da çizdiği çerçevede broşür dağıtımı, miting ve toplu etkinlik yapmamanın, adayların seçmenle iletişimini zora soktuğunu söyledi.
Bu nedenle kampanyalarının genelde billboardlar-sosyal medya ve televizyonlarda vizyon anlatımı özelinde gerçekleşen bir hal aldığını kaydeden Senin, çağa ayak uyduran farklı iletişim metotlarının da kampanyada yer aldığını kaydetti.
Yenal Senin, Cumhurbaşkanlığı makamının ve seçiminin, partiler üstü bir seçim olduğunu, bu nedenle tüm toplumu kucaklaması gereken bir liderin, insanları parti, ideoloji, ırk veya cinsiyet özelinde ayırmaması gerektiğini vurgulayarak “Tüm kesime hitap eden bir vizyon ve karakter bunun yanı sıra bir devlet adamı profili çizecek kişiye ihtiyaç vardır. Sonuç olarak hedef kitle oy kullanma hakkına sahip olan herkestir” dedi.
Sloganın, seçimin önemli unsurlarından biri olduğuna işaret eden Senin, Özersay’ın seçim kampanyasında, halkın gücüne inanan kişiler olarak aday ismindeki benzeşmeyi de kullanarak “Halkın Kudreti” sloganını kullandıklarını; ayrıca adayların partisinin önemli olmadığını belirten “Bu iş başka” ve Cumhurbaşkanı’nın önemli görevlerine atıfta bulunarak “Bu onun işi” sloganlarını seçtiklerini söyledi.
Senin, Cumhurbaşkanı’nın gerek hukuk ve diplomasi bilgisi gerek Kıbrıs Türk toplumunun hak ve menfaatlerini korumak gerekse Kıbrıs Türk halkına bir çıkış yolu açacak vizyona sahip olması gerektiğini belirterek, müzakerecilik ve Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı tecrübesi, eğitimi bilgisi dahilinde Kudret Özersay için “bu onun işi” sloganını belirlediklerini anlattı.
“Kampanyada, profesyonel bir ekiple değil genç dinamik yetenekli ekip ruhuna inanan bir takımla gönüllük usulüne göre çalışıyoruz” diyen Senin, tüm kalemler dahil seçim kampanyası bütçesinin 1 milyon TL olduğunu ve seçim ertesi bunların halka şeffaf biçimde açıklanacağını bildirdi.
AKINCI: “CEVAP AKINCI”
Bağımsız cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’nın seçim propaganda çalışmaları “Cevap Akıncı” ana sloganı etrafında ve 2015 yılındaki seçimlerde de görev alan Kıbrıslı Türk gençlerden oluşan ekiple yürütülüyor.
Halen Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan ve 5 yıllık bu göreve ikinci kez aday olan Akıncı’nın seçim bürosu yetkilileri dünyayla birlikte ülkede de yaşanan pandemi sürecinin doğal olarak seçim kampanyalarını da etkilediğine, , günün gerçeklerine göre şekillendirilmesine neden olduğuna dikkat çekti.
2015 yılında dijital platformlar seçim kampanyalarında henüz yeni yeni yer alırken, bu platformu en etkin şekilde kullananın Akıncı’nın ekibi olduğunu kaydeden Akıncı seçim bürosu yetkilileri, kampanyayla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Günümüzde dijital platformlar çok daha fazla ve etkin bir şekilde kullanılıyor. Bizler de sosyal medya dahil dijital platformları Cumhurbaşkanımız ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayımız Sn. Akıncı’nın görüş ve düşüncelerini yurttaşlara en iyi şekilde aktarmak için kullanıyoruz. Kampanya süresi boyunca da bu şekilde devam edilecektir.
Mart ayında ülkemizde ilk Covid 19 vakasının görülmesiyle birlikte toplu etkinliklerini ilk iptal eden zaten Cumhurbaşkanımız Sayın Akıncı olmuştu. Şimdi de sıfır vakanın ardından yeni vakaların, özellikle de yerel vakaların ortaya çıkmasıyla birlikte açık havada olmasına rağmen Lefkoşa ve Mağusa’da yapılması planlanan dayanışma yemekleri iptal edildi. Son iki haftadır da ziyaret ve toplanma içeren etkinliklerin neredeyse tümünü ertelemiş bulunmaktayız.. “
Bağımsız aday Akıncı’nın hedef kitlesini “Hangi partiden ve kökenden olursa olsun, Kıbrıs Türk halkının özgün kimliği, demokratik, laik çağdaş değerleri ile bu topraklarda kök salıp barış, huzur, eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde var olması ortak paydasında buluşan tüm yurttaşlar” diye açıklayan temsilcileri, sloganlar konusunda ise şu bilgileri verdi:
“Slogan, halkımızın kendi içinden çıkan, kendi kendine oluşturduğu iki kelime: ‘Cevap Akıncı’. Bu slogan, Sayın Akıncı’yı simgeleyen ‘Güven’, ‘Kararlılık’, ‘İrade‘, ‘Sorumluluk’, ‘Sevgi’, ‘Samimiyet’ ile bütünleştirildi, ki bunlar da zaten halkın sayın Akıncı’yı özdeşleştirdiği kavramlardır.”
Akıncı’nın seçim çalışmalarında 2015 yılında ortaya koyduğu ve toplumdan onay alan ‘Çözüm Odaklı Siyaset’, ‘Toplumsal Konulara Duyarlılık’, “Türkiye ile İlişkiler’ ve ‘Bağımsız-Tarafsız Cumhurbaşkanlığı’ başlıklarından oluşan Dört Boyutlu Siyaset vizyonu ile nasıl bir gelecek öngürüldüğü belirtilerek Kıbrıs ve Dünya gerçeklerine dayalı cevaplar veren anlayışla hareket edildiğini belirten seçim ofisi yetkilileri, şöyle konuştu:
“Sayın Akıncı’nın 5 yıllık görev süresince Dört Boyutlu Siyaset çerçevesinde ortaya koyduğu vizyona halk ciddi bir destek verirken, Kıbrıs Türk halkının ihtiyacının da zaten bu olduğu tespiti ve gerçeğinden hareketle önümüzdeki dönemde de daha ileriye taşımak için her türlü uğraş verilecektir. Önümüzdeki dönemde izlenecek siyasetin teminatı, geçtiğimiz beş yılda uygulanan siyasettir. Kampanyanın temeli de bu doğrultuda şekillenmektedir.
Kıbrıs Türk halkının eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde özgün kimliği ve değerleri ile; çağdaş, demokratik ve laik bir toplum olarak gelişimini sürdürüp, uluslararası hukuk içinde hak ettiği yeri alması için uğraş verilmektedir.
Bu uğraşı her platformda tüm güçlüklere rağmen sürdüren Sayın Cumhurbaşkanına halkımız güven duyuyor. Kararlı duruşuna, samimiyetine, dürüstlüğüne inanıyor; irade sahibi olmayı ve halkına sevgiyle bağlılığı adayımızla özdeşleştiriyor.
Kıbrıs’ta mümkün olan çözüm 2 bölgeli, 2 toplumlu, eşit 2 kurucu devletin ve siyasi eşitliğin olacağı, bir tarafın diğerine tahakküm etmeyeceği Federal bir yapıdır. Bunun alternatifi de Kıbrıs’ta bölünmüşlüğün pekişmesidir. Bu düşüncelerimiz de zaten Kıbrıs Türk halkının büyük çoğunluğunda kendini bulmaktadır.”
Akıncı’nın seçim ofisi yetkilileri, kampanya bütçesinin onun düşüncelerine destek veren kişilerin gönüllü katkılarıyla oluşan mütevazı bir bütçe olduğunu kaydederek aday olurken mal varlığını açıklayan Akıncı’nın, seçim kampanyasının bütçesi ve harcamalarını da açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşacağını bildirdi.
DENKTAŞ: “İRADE BİZİM SERDAR HEPİMİZİN”
Bağımsız aday Serdar Denktaş, adaylığını açıklamasının hemen ardından kampanya ekibiyle birlikte ülkenin dört bir yanında seçim gezileri için tüm programları hazırladıklarını; bunlara mitingleri dahil etmediklerini ancak sivil toplum örgütleri ve diğer bölge gezileriyle birlikte her kesime ulaşabilecekleri bir program ortaya koyduklarını kaydetti.
Ancak bunu hazırlarken Covid 19 ile ilgili ülkenin gidişatı ve hükümetin aldığı yanlış kararlar sonrasını da öngörerek halka ulaşma adına bir B planını da düşündüklerini belirten Denktaş, şöyle konuştu:
“Nitekim yaşadığımız gelişmeler, halkın çabaları ile sıfıra inen ve hükümetin yanlış kararları ile çoğalan bulaş sayısı nedeniyle bu B planını yürürlüğe koymak zorunda kaldık. Bu kapsamda sosyal medya başta olmak üzere davet aldığım televizyon programları ile halkımıza ulaşmaya çalışıyorum. Özellikle sosyal medyadan halkımıza online iletişim kurarak kafasındaki soruları yanıtlama ve vizyonumu anlatmak için çaba göstereceğim.”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı yoluna çıkışının nedenlerinden birinin adaylar arasında vatandaşın alternatifsiz oluşunu gözlemlemesi olduğunu ifade eden Serdar Denktaş, halkın sürekli kavga yöntemini tercih etmeyen, rol kapma yarışına girmeyen bir aday istediği görüşünü belirtti. Denktaş, “Ben onların sesi olacağıma inanıyorum. Yola çıktığım günden bugüne gözlemlerim iyi bir yolda olduğumu gösteriyor. Bugün her siyasi partinin tabanından, her görüşten insanlar şahsıma destek beyan etmektedir” dedi.
“YENİ ZAMANLAR”
Serdar Denktaş, “Yeni zamanlar” sloganı ile yola çıktığını, bu ifadenin Kovid-19 ile yeniden şekillenmeye başlayan toplumsal ilişkilere ve aynı zamanda yeniden şekillenecek uluslararası ilişkilere işaret eden bir kavram olduğunu; Kıbrıslı Türklerin kendi devletlerini Kıbrıslı Rumların kendi devletlerini ve Kıbrıs adasını birlikte yönetecekleri yeni koşuların yaratılması gerektiğine de işaret eden bir kavram olduğunu belirtti.
İçte barışın sağlandığı, kurumlar arası diyaloğun güçlendiği yeni bir devletle yeni bir dönem amaçladıklarını kaydeden Denktaş, “Bu devlet hem Güney ile hem Türkiye ile ilişkilerini geliştirecektir. İşte bunun için ‘Yeni Zamanlar’ diyoruz. Ancak buna ek olarak ‘İrade bizim, Serdar hepimizin’, ‘Ne mutlu Kıbrıslı Türküm diyene’, ‘Çözerse Serdar Çözer’ gibi farklı sloganlarımızı da kampanya olgularına göre kullanmaktayız” dedi.
Dış politikadan, ekonomiye, spora kadar sürekli istişare içerisinde olduğum konunun uzmanlarından oluşan ve kampanya boyunca sürekli fikirlerini aldığı bir danışman ekibi olduğunu, bu ekiple güncel konular hakkında fikirler ürettiklerini kaydeden Denktaş, kampanya ekibiyle ilgili şu bilgileri de paylaştı:
“Bunun yanı sıra geçmiş süreçten bugüne her zaman yanımda olan dostlarımdan oluşturduğum ve birçoğu gönüllülük esasına dayalı bir PR ekibim var. Bu ekiple birlikte gerekli çalışmaları ortaya koyuyoruz. Benimle birlikte sürekli birlikte olan bir medya ekibim de var. Gezi programlarımı iptal etme kararımın ardından bu ekiple birlikte özellikle sosyal medya alanında çalışmalar yapıyoruz. Çeşitli reklam filmiş projelerimiz de hazırlanma aşamasında. Bu reklamlarla da gerek televizyon gerek ise sosyal medya üzerinden vizyonumuzu halkımıza anlatacağıma inanıyorum.”
Denktaş, şu ana kadar bir reklam filmi yayınladıklarını, çeşitli tarzda ve sürprizlerle yeni reklam filmlerinin de çekiminin yapıldığını ve kurgu aşamasında olduklarını, ilerleyen periyotlar içerisinde bunları da halkla buluşturacaklarını söyledi.
“serdardenktas.com.tr” adresi olan bir web sitesi ayrıca “Serdar Denktaş 2020” isimli bir Youtube kanalının bulunduğunu açıklayan Denktaş, kampanya bütçesiyle ilgili soruya ise “Kendi kaynaklarımızı kullanıyoruz. Ancak kesin bir rakam söylemem şu an mümkün değil. Önümüzdeki günlerde etkinlik ve reklam ihtiyaçlarına göre belirleneceğini umuyorum” karşılığını verdi.