Başbakan “açtık” diyor; turizmciler “kapalıyız” diye yanıtlıyor.
Elbette gerçek eninde sonunda ortaya çıkacaktır. KKTC turist girişlerine açılmışsa, az veya çok turist gelmesi gerekir; göreceğiz!
Haziran geçecek, Temmuz gelecek ve Başbakan o zaman yeni açıklamalar yapacak. Biz yine turizme umut bağlamaya devam edeceğiz.
POLİTİKA BU DEĞİLDİR!
KKTC halkının nezdinde politikacının adı, çoktan “yalancıya” çıktı. Politikacıların “olacak” dedikleri şeylerin olmayacağını insanlarımız yaşayarak öğrendiler.
Başbakan Ersan Saner, Cumartesi günü ziyaret ettiği köylerde, turizm alanında yapılan çalışmalara değinerek “dünyada bir ilk” olarak nitelediği elektronik bilekliğin hayata geçtiğini söyledi. Bu elektronik bileklik sayesinde kendi icadımız olan “kapalı devre turizmin” hayata geçtiğini anlatan Saner, bu sayede sadece bayram döneminde ülkeye 3500 turist geldiğini söyledi. Turizm dedikleri bu olsa gerek: Bayramda 3500 turist geldi, sektör ihya oldu!
Saner, Güney Kıbrıs’a açılan kara giriş kapılarındaki karşılıklı giriş çıkışlar ile çift aşılı turistlerin hava yolu ile ülkeye girişlerinin başladığını da müjdeledi.
Bu açıklamaları duyduğunuz zaman, turizm sektörünün harıl harıl çalışmaya başladığını sanırsınız. Oysa Başbakan’nın hemen ardından açıklama yapan turizm örgütleri ve çalışanları, durumun hiç de öyle olmadığını ve hala daha “kapalı” olduklarını vurguladılar. Çift aşılı kişilerin bile adaya girişlerine izin verilmediğini vurgulamaları ise gerçekten enteresandı!
PRESTİJİNİZİ KURTARIN BARİ!
“Politikacı” dedin mi; insanların “yalancı” diye anlaması çok ayıp!
Olmayan şeyleri, konuya vakıf olmayan insanların huzurunda sanki olmuş veya olacakmış gibi anlatmak Kıbrıslı Türk politikacıların başlıca marifeti oldu. Bu marifet sayesinde de adları “yalancıya” çıktı ama onlar hala da bildiklerini okuyorlar; değişmeyi düşünmüyorlar!
Bu durumun tek bir sorumlusu vardır tabii… Politikacıların kendileri!
Sordukları zaman söylüyoruz ama buradan bir kez daha yazmakta yarar var: Bugünkü politikacıların yerinde olsam, “olacak”, “yapacağız” gibi sözleri asla ağzıma almam. Yapabileceğim birşey varsa söylemem; yaparım!
Eskiler, “kara haber tez yayılır” derlerdi. Sanırım artık bunun tersi olacak. İstisna olan iyi haberlerdir. Artık hızlı yayılma sırası onlardadır. Üstelik kimsenin arkadan itmesine de gerek olmayacaktır.
Böyle bir ortamda susmak, konuşmaktan çok daha değerlidir. Prestijini kurtarmak isteyen politikacı kalmışsa, konuşmayı bıraksın, susmayı denesin!
Konuştukça batmak kesindir. Sustukça kendini unutturmak ve sahnede daha uzun süre kalmak ise mümkün…
Şimdi turizm hakkında konuşuyoruz. Kim “yalancı” kim değil; çok yakında bir kez daha göreceğiz!