Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, yaptığı yazılı açıklamada, özellikle sağlık, ekonomi başta olmak üzere, üzerinde çalışılan “açılım” konusunda paydaşlarla birlikte hareket edilmesinin ve bilimin doğruları yönünde gidilmesinin önemine vurgu yapan Özyiğit, “Birçok konuda olduğu gibi ‘Açılım konusundaki detayları ve kriterleri de yine basından öğrendik. Hükümetin bu tutumunu anlamak gerçekten mümkün değildir. Bugüne kadar işbirliği ve dayanışmayı göz ardı eden hükümetin bu tutumundan vazgeçmesi en başta ülke ve toplumun yararına olacaktır” dedi.
Bu olağanüstü sürecin işbirliği ve dayanışma içinde aşılabileceğini ancak hükümetin ısrarla “Ben yaparım olur” tavrını sürdürdüğünü savunan Özyiğit, “Bugüne kadar muhalefetin ortaya koyduğu görüş ve önerileri dikkate almamakta ısrar eden hükümet, tüm paydaşlarla ortak aklı yakalamak zorundadır. Bu krizden başka çıkış yolu yoktur” dedi.
İçinde bulunulan dönemde olağanüstü şartları da göze alarak hükümete mümkün olduğunca anlayışlı yaklaştıklarını, eleştiri getirmek yerine görüş ve önerilerle katkıda bulunmaya çalıştıklarını belirten Özyiğit, bu iyi niyetli yaklaşımın daha fazla suistimal edilmemesi gerektiğini kaydetti.
“BU SÜREÇ YAP-BOZLARLA SAĞLIKLI İLERLEMEZ”
“Sürecin başında beri birçok hatalı kararlar alan, aldığı çoğu kararı değiştirmek zorunda kalan ve süreci yap-bozlarla götürmeye çalışan hükümetin kendi içinde bile koordine olmakta güçlük çektiğini, bunun da zaten bizzat yine hükümet mensupları tarafından dile getirildiğini” öne süren Özyiğit, bu dağınık görüntünün kararlara da yansıdığını, bunun da toplumun yararına olan bir durum olmadığını ifade etti.
Sürecin en başından beri kararların ortak akılla alınarak, tek elden yönetileceği bir kriz merkezi oluşturulmasını ısrarla vurguladıklarını, ancak hükümetin bugüne kadar bunu sağlayamadığını belirten Özyiğit şunları kaydetti:
“Yeterince vakit kaybedildi, hükümet bu konuda mutlaka adım atmalıdır. Aksi halde çok başlılıktan kurtulamayacak, bu durum kararlara yansımaya devam edecek bunun faturasını da maalesef yine toplum ödemek zorunda kalacaktır. Bu topluma bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur, olmamalıdır.”