TDP Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamaya göre, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, egemen eşitliğe dayalı iki ayrı devlet formülünde ısrar etmenin Kıbrıs Türkü’nü uluslararası alanda zorda bırakmaktan başka bir işe yaramayacağını savundu.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın mart ayı başında yapılması planlanan 5’li görüşmede Türk tarafı olarak iki egemen devlete dayalı çözüm politikasında ısrarcı olacaklarını açıkladığını anımsatan Özyiğit, “Bu daha önce denenmiş ancak sonucunda Kıbrıs Türk tarafı olarak bizlerin zararlı çıktığı sonuçlarla neticelenmişti.
Geçmişte de çoğu kez konfederasyon ve iki devletli çözüm modelleri gündeme getirilmiş, bunun neticesinde de Rum tarafının tüm Kıbrıs adına Avrupa Birliğine girişi kolaylaştırılmıştı. Öyle anlaşılıyor ki, geçmişteki hatalardan ders alınmamış ve Kıbrıs Türküne kaybettiren anlayış yeniden devreye konmak istenmektedir. Eski yanlışlardan yeni doğru çıkmayacaktır” dedi.
Kıbrıs’ta “en makul ve en gerçekçi çözüm şeklinin Federasyon olduğunu ve Federasyonun tarafların üzerinde uzlaştığı, defalarca çerçeve anlaşması imzaladığı ve BM Parametrelerine girmiş bir olgu olduğunu” belirten Özyiğit, BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’taki BM Barış Gücü’nün görev süresini uzattığı son kararında da Kıbrıs’taki çözüm hedefinin federasyon olduğunun bir kez daha teyit edildiğine dikkat çekti.
Özyiğit, yapılması gerekenin Berlin Zirvesinde ortaya çıkan metin, 11 Şubat 2014 tarihinde Eroğlu ve Anastasiades tarafından imzalanan belge ve 30 Haziran tarihli Guterres çerçevesi temelinde müzakerelere başlamak olduğunu kaydetti.
BM parametrelerini terk etmenin ciddi bir hata olacağını ve Anastasiadesin istediğinin de bu olduğunu öne süren Özyiğit, “Son 5 yılda tüm taraflarca ‘çözümden kaçan taraf’ olarak suçlanan Anastasides, artık suçlanan taraf olmaktan kurtulacak, daha da önemlisi Kıbrıs Türk halkı sonu belirsiz maceralara sürüklenecektir” ifadelerini kullandı.