Yazılı açıklama yapan Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, “Açıklanan rakam ile ülkedeki ekonomik gerçekler taban tabana zıttır” dedi.
Türkiye ile aynı para biriminin kullanıldığına, ithalatın yüzde 80’ine yakınının da Türkiye’den yapıldığına dikkat çeken Özyiğit, “Ekim ayı hayat pahalılığı endeksi Türkiye’de artı %2 çıkarken, KKTC’de eksi %0.42 olması ekonomik olarak açıklanamaz” dedi.
İstatistik Bölümü’nün DPÖ’den ayrılarak ayrı bir müsteşarlık yapılması ile daha sağlıklı istatistiki veriler alınacağı yönündeki beklenti ve umutların, yerini kısa sürede hayal kırıklığına bıraktığını söyleyen Özyiğit, “Böylesi bir atmosferde yerel ve yabancı yatırımcılar hangi istatistiki verilere güvenerek yatırım yapacaklar ve işletmelerinin geleceğini planlayabileceklerdir?” diye sordu.
“ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR”
İçinde bulunulan süreçte insanların alım güçlerinin uzun vadede değil, gelişen olaylara bağlı olarak günlük olarak bile düştüğünü belirten Özyiğit şunları kaydetti:
“Bilhassa tüm ithalatını döviz bazında yapan ve kira, okul harcı gibi birçok hizmet ve malın döviz olarak fiyatlandığı ülkemizde, ekim ayında dövizde artış yaşanmasına rağmen hayat pahalılığı endeksinin eksi çıkarılması ekonomi bilimi ile bağdaşmamaktadır. Bu durum da akıllara çeşitli soru işaretlerini getirmektedir. Örneğin UBP-HP hükümeti tarafından emirname ile durdurulan ancak mahkeme kararı ile yeniden ödenmek zorunda kalınan ‘%2’lik artış bu şekilde geri alınmaya mı çalışılmaktadır. Yoksa aralık sonuna kadar oluşacak ve ocak maaşlarına yansıtılması gereken 2019 yılı ikinci altı aylık HP Endeksinin sıfır çıkarılması mı amaçlanmaktadır?”
Özyiğit, istatistiki bilgileri toplayan ve bu bilgileri hükümet ve ilgili herkesle paylaşan kurumların verdiği bilgilerin tartışılır olmaması ve kafalarda soru işaretleri yaratmaması gerektiğini ifade etti.
TDP Genel Başkanı Özyiğit, ülkelerde her türlü planlamaların istatistiki verilere göre yapıldığını unutmamak gerektiğini, nüfus konusundaki belirsizliklerin, diğer istatistiki bilgilere de yansıması halinde sağlıklı planlama yapmanın “imkansız hale geleceğini” söyledi.