Özkıraç’ın açıklaması şu şekilde;
Hata insana mahsustur ancak hatayı kabullenmemek, hatta doğru olduğunu savunmak ve ısrarla devam ettirmek art niyetin bir ürünüdür.
“Onlar sıcacık yataklarında yatarken, soğukta direklerin üzerinde olan Kıb-Tek emekçileri var”
Sermaye örgütlerinin ise bu art niyetli açıklamaya çanak tutması ve süslemeye çalışması, aslında bilinçli bir stratejiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Bu iş insanları unutmasınlar ki, lüks evlerinde sıcacık yataklarında yatırken, onlara ve tüm halkımıza bu olanağı sağlamak için dondurucu soğukta direklerin üzerinde olan KIB-TEK emekçileri vardır.
Pandemi bölümünde hayatlarını riske atan sağlık emekçileri vardır. Daha doğru haber verebilmek için gece yarılarına kadar siyasilerin peşinde koşan basın emekçileri vardır.
Evsiz insanların yardımına koşan, ihtiyaçlı insanlara birebir dokunup sorunlarını çözen belediye emekçileri vardır. Hem emniyetimizi sağlamak hem de denetim yapmak için 24 saat uykusuz kalan polis emekçileri vardır.
“Yüz yüze” denildiğinde okula koşan, “uzaktan eğitim denildiğinde” bilgisayarın başına oturan emekçi öğretmenlerimiz vardır. Çok daha fazlasını sayabiliriz!
Şimdi Sayın Başman sen bu emekçilerin maaşından kesilip kendi cebine para mı istiyorsun?
Paranla birçok şeyi satın alabilmişsin ama yeterince insanlık alamamışsın. Bu hadsiz çıkışını geri almanı ve çıkıp emekçilerden özür dilemeni bekliyoruz. Herkes haddini ve yerini bilecek!”