Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay açıklamasında;
‘Rum tarafı sınır kapılarında bir süredir salgınla ilgili olmayan yeni sınırlamaları devreye koymuş durumdadır. 1 Temmuz’dan bu yana gerek Birleşmiş Milletler gerekse AB’den muhataplarımıza bu yeni kısıtlamaların salgınla ilgili olmadığını ve Yeşil Hat Tüzüğünden kaynaklanan geçişe dair bazı hakları budamayı ve Kıbrıs Türk ekonomisine zarar vermeyi hedeflediğini anlatıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki ülkemizdeki bütün siyasi aktörler birlik olup buna tepki vermediği sürece Rum tarafı bu yıldırma politikasını devam ettirecek.
Hatırlanacağı üzere daha ülkemizde covid 19 salgını dahi ortaya çıkmadan önce Kıbrıs Rum tarafı Yeşil Hat Tüzüğü’nde bazı değişiklikler yapma düşüncesinde olduğunu açıklamış ve yabancıların sınır kapılarından geçişine dair bazı detaylar Rum basınında yer almıştı. O dönemde muhalefetin Rum tarafının bu kararlarının tam ne anlama geldiğiyle ilgili sorularını yanıtlarken Meclis kürsüsünden yaptığımız konuşmalarda Rum tarafının güney Kıbrıs deniz ve hava limanları üzerinden KKTC’ye gelecek olan yabancı turistleri engellemeyi hedeflediğine dikkat çekmiştik. Ancak o dönemde özellikle Avrupa Birliği’nin dikkatine getirmiş olduğumuz bu girişime Komisyon’un da tepki koymuş olması Rum tarafının bunu uygulamaya koymasını ya engellemiş ya da geciktirmişti. AB yetkilileri de Yeşil Hat Tüzüğü’nün Rum tarafınca tek yanlı olarak değiştirilemeyeceğine işaret etmişlerdi.
Rum tarafı bu kez Yeşil Hat Tüzüğünü “uygulama mevzuatı” adı altında bir adım attı ancak bunu belli ki salgını fırsat bilerek yeni yürürlüğe koydu. Özetle güney Kıbrıs’taki deniz ve hava limanları üzerinden seyahat ederek KKTC’ye gelmek isteyen yabancı uyruklu bireyleri (ister AB üyesi bir ülke vatandaşı olsunlar isterse üçüncü ülke) sınır kapılarından kuzeye geçirmiyorlar. Son 10 gündür Metehan sınır kapısında bu sıkıntı yaşanıyor. Beyarmudu sınır kapısında Rum kontrol noktası bulunmadığından oradan kuzeye geçen yabancılarınsa bu kez kuzeyden güneye geçişine sıkıntı çıkarıyorlar.
Bu engelleme girişimlerini şimdi kendi kontrol noktalarının bulunmadığı İngiliz Egemen Üs bölgelerinden geçecek olanlara da genişletmek için Birleşik Krallık yetkilileri üzerinden sürdürmeye çalışıyorlar. Öyle anlaşılıyor ki kişilerin kökenine bakarak örneğin Kıbrıs kökenli olan yabancı uyrukluların geçişine izin verip diğer yolculara izin vermeyecekler.
Bu uygulama pratikte güney Kıbrıs üzerinden yapılacak turizm faaliyetlerinin büyük oranda bertaraf edilmesi, öldürülmesi anlamına geliyor. Kıbrıslı Rumlar ile güney Kıbrıs’ta daimi ikameti bulunan yabancı uyrukluların geçişine izin verirken yurt dışından gelecek diğer yabancıların (Kıbrıslı Türk değillerse) KKTC’ye geçişine izin vermeme yaklaşımı iyi niyetten yoksun ve ekonomimizi hedef alan bir yaklaşımdır. Yeşil Hat Tüzüğü’nü AB hukukuna da aykırı bir biçimde değiştirmeye varan bu uygulama binlerce kişinin hak kaybına neden olduğu gibi bireylerin Kıbrıs adasındaki seyahat özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlayıcı/yasaklayıcı bir anlam taşıyor.
Temmuz ayı başından itibaren önce BM ardından Birleşik Krallık ve AB yetkililerinin dikkatine getirdiğimiz bu yanlış ve zarar veren uygulamanın değiştirilmesi gerekir. Bu açıdan uluslararası alanda mücadele etmeye devam edeceğiz. Umarım bir an önce Kıbrıs Türk ekonomisine zarar veren ve bireylerin Kıbrıs adasında serbest dolaşımını daha da kısıtlayan bu yanlış uygulamalarını gözden geçirip sonlandırırlar ve bizi benzer adımlar atmak zorunda bırakmazlar.’ dedi..