Kudret Özersay Mecliste yaptığı konuşmada, daha önce de Başbakan’a çağrıda bulunduklarını ancak herhangi bir yanıt alamadıklarını söyleyen Özersay konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Belediyelerle ilgili gelen yasa tasarıları bir reform olarak sunuluyor ama içeriği son derece önemli. Adını reform koymakla reform olmuyor ama 5195 zaten daha önce hazırlanan, büyük anlamda kabul gören belediyelerin gelirlerini artırması bağlamında da olumlu tarafları olan bir değişiklik yasa tasarısıdır.
Halkın Partisi bir süredir hükümete belediyeler konusunda bir Ad-Hoc komite kurulması yönünde çağrıda bulunuyor. ‘Mecliste grubu bulunan, bulunmayan tüm siyasi partiler birer temsilci versinler, ortak akıl ve konsensusla belediyeler reformunda ilerleyelim’ çağrısı yapıyoruz ama Sayın Başbakan’dan çağrımıza yönelik olumlu-olumsuz herhangi bir yanıt alamadık. Bir Ad-Hoc komite kurulması önemlidir ve faydalı olacaktır.
Eğer mevcut İçişleri Bakanı, eski içişleri bakanlarını toplantıya çağırıyor ve düşüncelerini soruyorsa bunu daha pratik bir yol olan Ad-Hoc komitede yapmak çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bugün uyarı görevi yapan sendikaların çağrısı, muhalefetin de görüşlerinin dikkate alınarak ilerlenmesi yönündedir. Bu, Başbakan’ın yaptığı ‘diyaloğa açık olma’ çağrısına yardımcı bir adım olacaktır.”
“BELEDİYELERLE İLGİLİ SAĞLIKLI KARAR ALABİLMEK İÇİN NÜFUS VE GELİR VERİLERİNİN GÜNCELLENMESİ GEREKİR”
Halkın Partisi’nin belediyelerin sayısının azaltılmasını içeren bir belediyeler reformunu desteklediğini belirten Özersay, hükümeti yasanın içeriği hakkında da uyardı. Özersay,
“Eğer amacınız, adını belediyeler reformu koyup yasanın içini boşaltıp ‘Bakın reform yaptık, bize mali katkı yapın’ deyip Türkiye’yle masaya oturmaksa bunu doğru bulmuyoruz. O nedenle de reforma bir içerik kazandırmayı önemsiyoruz.
Bir reform yapılırken, bir belediye için kapatma kararı alırken belediyenin verimlilik çerçevesinde ve kendi kendine yeter bir biçimde, kaliteli hizmet verebileceği bir sistem kurulabilmelidir. Bu hizmetleri verirken de vatandaştan topladığı vergiyle, gelirle kendi içinde bir denge var mı diye tespit edebilmek için eldeki verilerin doğru ve sağlıklı olması gerekir. Hepimiz, pek çok belediyenin nüfusla ilgili merkezi yönetimden aldığı katkı payının gerçeği yansıtmadığı konusunda hemfikiriz.
Doğru verilerden hareket ederek nüfus ve gelir rakamlarının güncellenmesi gerekir. Güncellenmemiş rakamlar üzerinden belediyelerin gelirlerini hesaplayıp ‘Belediye yetersizdir’ deyip o belediye kapatılırsa yine hatalı bir karar olur. Güncel verilerle kapatma, kapatmama veya birleştirme kararı alınırsa çok daha doğru ve mantıklı olacaktır” diye konuştu.
“BELEDİYE BAŞKANLARINA EMEKLİLİĞE KADAR MAAŞ BAĞLAMAK YENİ MÜŞAVİRLER YARATMAKTIR”
“Belediyelerle ilgili daha iyi bir yönetimden bahsederken, sus payı anlamına gelecek şekilde Belediye Başkanlarına, bazı kriterleri yerine getirmeleri halinde emekli olana kadar maaş bağlama yaklaşımı bize göre yanlıştır. Bu bir süre önce müşavirliği kaldırma adımımızı da bir nevi bertaraf etmektir, yeni müşavirler yaratmaya neden olacak sıkıntılı bir durumdur ” diyen Kudret Özersay, bu konuların Ad-Hoc komitede konuşulması gerektiğinin altını çizdi.
“ÇALIŞANLAR, MAAŞLARI VE ÖZLÜK HAKLARIYLA İLGİLİ BELİRSİZLİĞE VERDİĞİ TEPKİDE HAKLIDIR”
Belediye çalışanlarının meclis önünde yaptıkları eylemde haklı olduklarını belirten Kudret Özersay, birleştirilecek belediyelerde, bugün için aynı görevi yapanların birleştirilme sonrası nasıl bir maaş düzeyiyle, hangi hiyerarşik düzende çalışacağının belirlenmesinin sonraya bırakılmasının sıkıntıya ve haklı bir tepkiye neden olduğuna dikkat çekti.
Özersay, şu ifadeleri kullandı:
“Bir belediyede şube amiri olan bir kişiyle birleştirilecek diğer belediyedeki şube amiri arasındaki hiyerarşik ilişki nasıl olacak? Belediyelerdeki farklı maaş düzeylerinin birbirine uyumlaştırılması nasıl yapılacak? Eğer bu soruların yanıtları önceden verilmezse, ‘Tüzel kişiliği ortadan kaldırılacak olanların toplu iş sözleşmeleri sona ersin, sonra çalışanların haklarına bakarız’ diye beklenirse hata olur.
Daha düşük maaş alanlara göre bir uyumlaştırma mı olacak yoksa daha iyi maaş alanlara göre mi iyileştirme olacak belli değil. Meclisin önüne çalışanların gelmesinin esas nedeni bırakılan soru işaretleridir, çalışanların hakları açısından yaratılan karanlık noktadır. Çalışanlar eğer karşısında, maaşları ve özlük haklarıyla ilgili olarak soru işaretleriyle dolu bir belediye reformu bulursa tabii ki tepki ortaya koyarlar.
Haklı olarak toplu iş sözleşmesinin sona erdirilmesinin ardından hangi haklarla çalışacaklarını görmek istiyorlar. Bu da en doğal haklarıdır, o nedenle de kendilerine destek veriyoruz. Biz belediye sayısının azaltılmasına destek veriyoruz ancak çalışanların haklarının gasp edilmesi sonucunu doğuracak bir adımı desteklemiyoruz.”