A Haber’in sorularını yanıtlayan Özersay, Fatih Gemisi arama çalışmalarını sürdürürken Yavuz Sondaj Gemisi’nin Akdeniz’e doğru yola çıkması ve hükümetin 1974 yılından beri kapalı olan Maraş’ın açılması yönünde aldığı karar konusunda açıklamalarda bulundu.
Özersay, “KKTC Hükümeti Maraş’ı açma kararı almadı. Aldığımız karar bu aşamada Kapalı Maraş içerisinde bir envanter çalışması yapılmasıdır” dedi.
Özersay, şunları söyledi:
“Bir kafa karışıklığı olmuştur netleştirmek için söylüyorum KKTC Hükümeti Maraş’ı açma kararı almadı. Maraş’ı birine verme ya da BM kontrolünde açma kararı da almadı. KKTC yönetiminde açma kararı da almadı aldığımız karar bu aşamada kapalı Maraş içerisinde bir envanter çalışması yapılmasıdır. Bundan sonra yürürlüğe koyacağımız politikayı doğru şekillendirmek için ne olacağına doğru karar vermek için çalışma sonrası ortaya çıkacak olan rakamlara verilere bakmak istiyoruz. Öncelik bir araştırma yapılacak burada durumun ne olduğunu net bir şekilde görmemiz neticesinde hangi adımı atacağımızı o zaman karar vereceğiz…
Bunun sonrasında verilere dayalı adım atılacak sadece bir rapor olarak kalmayacak. Bu konuda bir prensibimiz bulunmaktadır ve bir karar aldık. Buraya eski sakinlerinin ve Vakıflar İdaresi’nin mülkiyet haklarına zarara uğratmayacak ve halel getirmeyecek şekilde hareket edeceğiz bu bir prensiptir. “
“ARTIK STATÜKONUN TEK KURBANI OLMAK İSTEMİYORUZ”
“Kıbrıs Rum tarafı eski mal sahiplerinin mallarını yok sayılıyor gibi bir atmosfer yaratmaya çalışacak bu oyuna gelmemek lazım. Bir karalama politikası olacaktır oyuna gelmemek gerekiyor.
Burası statükonun sembolü haline gelmiş bir yerdir. Bu kadar yıldır kimsenin dokunmaya cesaret edemediği bir yerdi biz bir başlangıç yapıyoruz. İlgili bütün paydaşlarla da konuyla ilgili görüşmelerimiz olacaktır. Artık statükonun tek kurbanı olmak istemiyoruz.”
“ÇELİŞKİLİ DAVRANAN KIBRIS RUM TARAFI VE ULUSLARARASI AKTÖRLERDİR”
Yavuz sondaj gemisinin Akdeniz’e doğru yola çıkmasını da değerlendiren Özersay, “2011 Yılında TC ile birlikte Kıta Sahanlığını Sınırlandırma Anlaşması’nı yaptık. Güney Kıbrıs’ın bazı şirketlere lisans verdiği gibi bizde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na lisans verdik. Sismik Araştırmalara bakacak olursak bizde yaparız demiştik ve yaptık. Kazı yaparsanız bizde yaparız demiştik, kazı yapmaya başladılar biz de başladık ve devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Özersay şöyle devam etti:
“Kıbrıs Türk tarafı olarak TC ile birlikte kararlı bir duruş ortaya koymaktayız çünkü meşru hak ve menfaatlerimiz bulunmaktadır. Burada çelişkili davranan Kıbrıs Rum Tarafı ve uluslararası aktörlerdir. Bir taraftan bu kaynakların ortaklarından birisi Kıbrıslı Türklerdir derken diğer taraftan Kıbrıslı Rumlar tek başına bunu yapabilir demek tutarsızlıktır.
Önümüzdeki dönemde bu çalışmalar devam edecek. Bu şartlar ve olumsuzluklar Türkiye Cumhuriyeti’ni de kazı yapan bir devlet konumuna getirmiştir. Bu bağlamda iki tane gemisi vardır. Biz barışçı bir yaklaşım ortaya koyuyoruz ancak bunu yaparken kesinlikle haklarımızdan vazgeçmiyoruz.
Önümüzdeki dönemde gerçekten Kıbrıs Rum tarafı ve uluslararası aktörler bu gelişmelerden çok rahatsız ise yapmaları gereken tek şey, Kıbrıs Rum Tarafı ile Kıbrıs Türk Tarafının her ikisine de ait olan bu kaynakların nasıl uluslararası piyasaya çıkaracağımızı birlikte anlaşmamız yönünde yeni bir diyalog sürecinin başlaması yönünde adım atmaktır.
50 yıl boyunca kapsamlı çözüm için müzakere süresi ve diyalog vardı sadece doğalgaz ve kaynaklar konusunu mu konuşamıyoruz? Kıbrıs Rum Tarafı doğalgaz ve kaynaklar konusu bir egemenlik meselesidir ben sizinle bunu konuşmam diyor. O zaman soru şudur; bu senin için bir egemenlik meselesidir ama benim için değil midir? İkimize de aittir denilen kaynağı nasıl oluyor da tek başına uluslararası piyasalara aktaracaksın ve kullanma yüzdeliğini kendin belirleyeceksin? Tüm bu soruların cevabını hiçbir zaman vermiş değillerdir.”
“DİPLOMASİYİ ÖN PLANA KOYAN, BARIŞÇI YAKLAŞIMLARLA YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
Güney Kıbrıs Yönetimi’nin (GKRY) Fatih sondaj gemisi çalışanları ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile iş birliği yapan şirketlerin yetkilileri hakkında tutuklama emri çıkarması konusuna da değinen Özersay, “Böyle bir durumun tekrar olması karşısında diplomasiyi ön plana koyan, barışçıl yaklaşımlarla yolumuza devam edeceğiz” dedi.
Özersay, “Kıbrıs Rum tarafı kendi kapasitesini kendi haklarını, bizim haklarımızı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını gerçekten biliyorsa bir noktaya kadar gidecektir fakat gerginliğe varmayacaktır. Haklarımızı kavrayamayan ve Türkiye’nin haklarını ve gücünü tam kavrayamayan adımlar atmaya kalkışırsa bir gerginlik ihtimali vardır ancak biz Kıbrıs Türk tarafı olarak Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte bu konuda çatışmadan yana değiliz fakat haklarımızı da başkalarına teslim edecek değiliz. Diplomasiyi ön plana koyan, barışçı yaklaşımlarla yolumuza devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.