Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Meclis’te yaptığı konuşmada hükümete seslendi. Özersay imzalanan Mali İşbirliği Anlaşması’na, Maraş konusuna ve vatandaşa verileceği söylenen 1500 TL destek konularına değindi. Vatandaşa verileceği söylenen 1500 TL maddi yardımla ilgili kriterlerin önceden açıklanmaması nedeniyle, Halkın Partisi olarak yaptıkları uyarıların haklılığının ortaya çıktığını ve hükümetin düşündüğünden fazla başvuru yapıldığını aktaran Özersay, 60 bine yakın kişiye bu miktarın nasıl verileceğini sordu. Özersay protokolün imzalanması kadar hayata geçmesinin önemli olduğunu söyleyerek, Halkın Partisi olarak anlaşmanın eklerinde yer alan maddelere yönelik Başbakan’a bir düzine soru yöneltti. Anlaşmada yer alan Cumhurbaşkanlığı sarayı konusunu da değerlendiren Özersay, Başbakan ve Cumhurbaşkanı’na “Kamu vicdanını yaralayan bu projeyi askıya alın” çağrısı yaptı.
“MARAŞ’TA İKİNCİ BİR ACEMİCE ADIM ATIP FİYASKOYA NEDEN OLMAYIN”
Özersay, anlaşmanın eylem planında vakıf mallarıyla ilgili yapılacak düzenlemelerin yer aldığını dile getirdi ve hükümete şu uyarıyı yaptı: “Eğer kastedilen Maraş’taki taşınmazların tekrardan vakıf malı statüsüne geçirilmesiyse, bunu bütüncül bir yaklaşımla, tam olarak İnsan Hakları Mahkemesi’nin haklarına halel gelmeksizin nasıl yapacağınızı değerlendirmeden hayata geçirmeye çalışırsanız; Maraş konusunda ikinci bir acemice adım atarsınız, ikinci bir fiyaskoya neden olursunuz.”
“İCRA, TAKSİT VE MAZBATA İCRASI VE TAHSİLATI ERTELENMELİ”
Özersay, hükümete, geçen sene nisan ayında yapıldığı gibi icra, mazbata ve taksitlerin ertelenmesi çağrısında bulundu. Ülkede ekonomik sıkıntılar nedeniyle herkesin kendine göre aldığı tedbirler olduğunu söyleyen Özersay, gelirler bağlamında ciddi bir daralma olduğunu, insanların bu daralmayı gidermek için tasarruf yoluna gittiğini, çoğu kişinin borçlarını ötelemeye veya yeniden yapılandırmaya çalıştığını ifade etti: “Geçen yıl nisan ayında bir düzenleme yapıp Kanun Hükmünde Kararname çıkararak icra, mazbata, hapislik, konut ve iş yeri tahliyesine dair kararlar ve düzenlemelerle ilgili tahsilatı ve bunların icrasını iki ay ertelemiştik. Halkın Partisi olarak bu konuyu bugünün şartlarında bir daha değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Bu dönemde de benzer bir düzenleme yapılabilir mi değerlendirilmelidir” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANLIĞI SARAYI KONUSU KAMU VİCDANINI YARALAMIŞTIR”
Konuşmasında Türkiye ile imzalanan Mali İşbirliği Anlaşması’na da değinen Özersay, imzalanması kadar uygulanmasının önemli olduğuna vurgu yaptı ve anlaşmanın bazı maddelerinin KKTC devletini bypass ettiğini, bazı maddelerin ise kamu vicdanını yaraladığına işaret etti. Özersay, “Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusunun kamu vicdanını yaralamıştır. Başbakan ve Cumhurbaşkanı bu konuyu askıya almalıdır” diye konuştu.
“HÜKÜMET, DESTEK İÇİN BAŞVURAN 57 BİN KİŞİYE 1500 TL VEREBİLECEK Mİ?”
Özersay konuşmasında özel sektör emekçilerine 1500 TL maddi destek konusunda hükümeti uyardıklarını, şartları ve kriterleri önceden belirlemek gerektiğini söylediklerini hatırlattı ve hükümetin bu uyarıyı dikkate almayarak öngörüsüz ve plansız davrandığını belirtti. Özersay, “Başbakan’a yaptığımız uyarılarda haklı çıktık. Başbakan’ın öngördüğü gibi 10 bin değil; 57 bin civarında kişi başvuruda bulunduğuna göre soruyorum; tamamına bu desteği yapabilme gücünüz var mı? Eğer yoksa binlerce başvuruyu reddetmek durumunda kalacaksınız. Yarattığınız beklenti hayal kırıklığına dönecek” diye konuştu.
“HÜKÜMETİN ÖMRÜNÜ UZATTINIZ DA BİZİM Mİ HABERİMİZ YOK?”
HP Genel Başkanı, 2021 Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile KKTC hükümeti arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması’na da değindi. Türkiye’nin her zaman KKTC’ye destek olduğunu belirten Özersay, hibe ve kredi alma anlamında böyle bir anlaşma yapılabilmesinin olumlu olduğunu ancak imzalama kadar uygulayabilmenin önemli olduğunu belirtti. Başbakan’a anlaşmaya yönelik bir düzine soru yönelten Özersay, imzalanan anlaşmada Cumhurbaşkanlığı sarayı gibi kamu vicdanını yaralayan hükümler olduğunu belirtti. Anlaşmada yer alan bazı maddelere bakıldığında KKTC devletinin bypass edildiğinin altını çizen Özersay’ın Başbakan Ersan Saner’e yönelttiği sorular şöyle:
- “Siz azınlık Hükümeti olarak Hükümet programınızda kendinize bir ömür biçtiniz: Ülkeyi Ekim 2021’de erken seçime götüreceğiniz taahhüdünü verdiniz. Şimdi bu imzaladığınız anlaşmada ekim ayının da ötesine geçen 2021 yılının son ayına varıncaya kadar bazı taahhütler, sözler altına imza attınız. Bizim bilmediğimiz bir şey mi var? Yani hükümetin ömrünü uzatmaya mı karar verdiniz, seçimi ekim yerine daha sonraya mı bırakacaksınız? Özetle hükümet olarak kendinize biçtiğiniz ömrün ötesine geçen taahhütler altına neden girdiniz?
- Anlaşmaya ekli eylem planında bu yıl belirli aylarda belirli adımları atma sözü verdiniz, bunlar süre itibariyle hiç gerçekçi görünmüyor. Örneğin Kamu Görevlileri Yasası’nda ve Üst Kademe Yöneticileri Yasası’nda mart ayında, yani içinde bulunduğumuz ay birtakım değişiklikler yapmayı taahhüt etmişsiniz. Bugün ayın 8’i sayın Başbakan. Siz bu ay bu yasalardaki değişiklikleri hangi komitelerden ne zaman geçireceksiniz de Genel Kurul’a getirip buradan da geçirip yürürlüğe koyacaksınız? Bu ve benzeri taahhütleriniz, yani verdiğiniz sözler gerçekçi mi? Siz buna inanıyor musunuz? Yoksa “önemli değil, buraya yazarız ama uygulamayız” anlayışıyla mı kabul ettiniz? Hal böyleyse bu anlaşmadaki kaynakları Türkiye de ‘sözünüzü tutmadınız’ diyerek kaynak aktarımı yapmazsa siz hükümet olarak ne yapmayı planlıyorsunuz?
- Geçtiğimiz yıl 2020 için yapılan anlaşmada Türkiye’den aktarılacak kaynaklar konusunda herhangi bir reform şartı bulunmuyordu, covid 19 mücadelesi nedeniyle şartsız, koşulsuz kaynak aktarımı esastı. Ancak geçen yıl bu kaynağın önemli bir bölümü aktarılmadı veya aktarılamadı. Koalisyon ortakları olarak kurultaylarınız, kabine değişiklikleriniz, azınlık hükümeti olmanız nedeniyle komitelerde çoğunluğa sahip olmayışınız ve siyasi istikrarsızlık için ne gerekiyorsa ona sahip oluşunuz dikkate alındığında 2021 anlaşmasında bu kadar reform ve yasa değişikliği şartı size göre gerçekçi mi? Özetle hal buyken ve geçen yıl koşulsuz olmasına rağmen kaynak tam olarak alınamamışken bu kaynağı bu yıl bu reform şartlarıyla alabileceğinize gerçekten inanıyor musunuz?
- Altına imza koyduğunuz taahhütlerin belirsizliğinin farkında mısınız? Yoksa siz kapsamını biliyorsunuz da bilerek anlaşmaya mı yazmadınız? Uluslararası antlaşmalarda karşılıklı taahhütler açık ve anlaşılır olmalıdır. Türkiye’nin sağlayacağı mali katkı karşılığında tam olarak neyi yapma sözü verdiğiniz bu anlaşmanın ekindeki eylem planına bakıldığında belli değildir. Bu açıdan Meclis’e verdiğiniz sözün kapsamını açıklamanız gerektiğini düşünüyoruz.
- Eylem planında yer alan ‘Kamu Görevlileri Yasasında gerekli değişiklikler’ ifadesiyle kastedilen nedir? bunun kapsamı nedir? Hangi değişiklikleri yapma sözü verdiniz? İçerik belirsizdir.
- Eylem planında üst kademe yöneticileri konusunda müdür ve müsteşar atanabilecekler ile ilgili kriterlerin yükseltilmesi sözü verdiğiniz anlaşılıyor. Bu taahhüt bunca yıldır çalışılan kamu reform taslaklarında yer alan üçlü kararnameyle yapılan atamaların kapsamının daraltılmasını da içeriyor mu? Özel kalem müdürleri haricindeki müdürlerin KHK tarafından atanmasını da içeriyor mu?
- Bet ofisleri ve casinolarla ilgili olarak vergilerin artırılması, vergilendirilemeyen ya da eksik vergilendirilen işletmelere dair düzenleme yapılması konusunda bizim de görevde olduğumuz dönemde bazı yasa çalışmaları yapılmıştı Maliye tarafından. Atmayı düşündüğünüz adım sanal bahsi kayıt altına almak için de düzenleme yapılmasını içeriyor mu? Bu yapılacak düzenlemelerle sanal bahisten vergi almayı da bu yasa değişikliklerine dahil edecek misiniz? Çünkü bu yazılım ilk bakışta sadece mevcut casino ve bet ofislerini kapsıyor görünmektedir. Özetle belirsizdir, kapsamı netleştirilmelidir.
- Eylem planında “sendikalar yasasının güncelleneceği” yazmasına rağmen bunun neyi içereceği belirtilmemiştir. Sendikalardan yıllık rapor zorunluluğundan kastedilen nedir? Mukayyit yetkisinin artırılmasından kasıt nedir? Mesela sendika aidatlarının Maliye kanalıyla tahsil edilmesi bağlamında yeni bir uygulamaya gidilmesi midir kastedilen? Sendikalara dair düzenlemelerin tam olarak kapsamının ne olacağını, bu konuda hükümet olarak ne sözü verdiğinizi Meclis ile paylaşmanızı talep ediyoruz.
- Eylem planında “iş yasasının” toplu iş sözleşmesi, grev ve referandum yasası ile uyumlu hale getirilmesi sözü verilmiş. Atıfta bulunulan madde dikkate alındığında şu anlaşılmaktadır: Toplu iş sözleşmesi sona erdiğinde yenisi yapılana kadar önceki sözleşmeden kaynaklanan haklar saklı olmayacak, kazanılmış hak olmayacak. Bu maddeyi siz de hükümet olarak bu şekilde mi okuyorsunuz? Bu düzenleme esasen Elektrik Kurumu çalışanları için mi yapıldı?
- Üniversitelerin idari ve mali yönden denetimini anlıyoruz ve tabi ki destekliyoruz, öte yandan akademik yönden denetimden kastınız nedir? Akademik standartların ve kalitenin yükseltilmesi midir kastınız? Burada üniversitelerin özerkliği son derece önemli, bu denetim sözünüzü yerine getirirken üniversitelerin özerkliğine saygı göstereceğinizin sözünü veriyor musunuz? Bu konuda siz de hassas mısınız, düşünceniz nedir? Bilmek istiyoruz.
- Kamulaştırma işlemlerinin kolaylaştırılması konusunda bazı değişiklikler yapma sözü verdiğiniz anlaşılıyor. Geçmişte özellikle ara emirleri nedeniyle pek çok projenin yarım kaldığı hatta geçen sürede yapımı üstlenen firmaların bu duraksamalar nedeniyle battığı da biliniyor. Öte yandan üç yıllık hükümet dönemimizde Ulaştırma Bakanımız kamulaştırma işlemlerini yürürlükteki yasaya UYGUN yaptığı için herhangi bir sorunla karşılaşılmamıştır. Hatta sayın Atakan bazı yol projelerinde yıllardır devam eden bazı ara emirlerinin kaldırılmasını bizzat takip ederek ilgilenerek sağlamıştır. Özetle kamulaştırmalara dair sorunlar yasadaki maddelerden ziyade o yasanın maddelerinin idareciler tarafından görmezden gelinmesinden ve doğru uygulamamaktan kaynaklanıyor. Bu nedenle Zorla Mal İktisabı Yasası’nda değişiklikten bahsediyorsunuz ve bu konuda söz verdiniz madem ki o zaman Meclis’e lütfen bu yasanın nesini değiştirme taahhüdü verdiniz lütfen paylaşın, bilmek istiyoruz. Bu yasada geçmişte bir baka ihtiyaç nedeniyle bir değişikliği biz önermiştik ama o değişiklik yarım kalan inşaatların devlet tarafından kamulaştırılmasını sağlamaya dönüktü ve bir ihtiyaca yanıt veriyordu. Örneğin değişiklik düşünceniz bunu da kapsıyor mu? Öte yandan kamulaştırma işlemlerini yürütmekle ilgili tüm kurum ve kuruluş temsilcilerinden oluşacak “birim” bu kamulaştırma işlemini yapacak bir birim olarak mı yoksa koordine edecek bir birim olarak mı düşünülüyor?
Ek mesailerle ilgili olarak kamu yükünün azaltılmasına yönelik tedbirler konusunda hükümet olarak bazı sözler verdiniz. Bunun kapsamı nedir? Ek mesai oranlarını ne oranda azaltacaksınız? Bazı noktalarda tamamen kaldıracak mısınız? Ek mesailere dair düzenlemeler kamu hizmetlerinin aksamasına yol açmasın diye örneğin gümrük, polis, öğretmen, kamu sağlık çalışanları ve gardiyanlarla sivil havacılık alanlarında ek mesai kısıtlamasına giderken personel takviyesi ile oluşabilecek hizmet açığını kapatmayı da düşünüyor musunuz? Bu konuda kapsamlı bir planlama, inceleme yaptınız mı?”