OLSUN DA NASIL OLURSA OLSUN! EKONOMİ ÇÖKSE BİLE ÜCRETLER YÜKSELSİN!

DIŞTAN GELİR GETİREN SEKTÖRLERİMİZ ADETA CAN ÇEKİŞİRKEN BİZ REFAH ARTIŞI İSTİYORUZ. BU RAFAHA NASIL ERİŞECEĞİMİZİ İSE BİLMİYORUZ; SADECE İSTİYORUZ!

0
blank

Konut veya emlak sektörünün yaşamakta olduğu sorunlar herkesin bilgisindedir. İlk darbeyi, yabancılara mal satışını zorlaştırarak biz kendimiz vurduk. Şimdi iktidar da muhalefet de kabul ediyor ki bu konuda yapılan yasal düzenlemeler yanlıştı. İlk fırsatta düzeltecekler! Sonra Rum tarafının saldırıları geldi. Bu saldırının bizden daha çok Rumlara ve Rum tarafına zarar vereceğini öngörüyorum ama bundan bizim de zarar göreceğimiz de kesindir.

Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, sektörün durumuna ilişkin acı dolu mesajlar yayınladı. Hükümetten herhangi bir açıklama gelmedi… Yaz turizmi tam bir fiyasko ile sonuçlandı; kışın kötü geçeceği de kesinleşti. Daha önce bir sezonda 80-100 bin yolcu getiren operatörler şimdi 15-20 binden söz ediyor. Oteller kapanacak, turlar çalışmayacak; restoranların işi azalacak.

Türkiye’den beklenen öğrenci sayısına ulaşan yükseköğretim için Türkiye’deki ekonomik krizden etkilenebileceği korkusu yaşıyoruz; hepimizin uykuları kaçıyor. Aldığımız yeni öğrenci sayısına sevinirken derinleşen krizle birlikte ciddi kayıplar yaşayabiliriz.

Kuzey Kıbrıs ekonomisi genel olarak bu üç kaynaktan beslenir. Dürümcü de otelci de… Bahçeci de sıvacı da… Taksici de marangoz da… Kimse, “bana ne bunlardan” diyemez! Memur da diyemez! Bütün bu işlerin yarattığı ekonomik aktiviteden toplanan vergiler de memurun cebine girer.

blank
YABANCILARA TAŞINMAZ MAL SATIŞI İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER SEKTÖRE CİDDİ DARBELER İNDİRDİ. ADAYI YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKTİĞİMİZİN KAMPANYASINI YAPANLAR ŞİMDİLİK SUSTU… HÜKÜMET VE SEKTÖR TEMSİLCİLERİ YENİ ÇIKIŞ YOLLARI ARIYOR… BİZİM TARTIŞMALARIMIZ BÖYLEDİR İŞTE: YAPTIĞIMIZI BOZAR, SONRA NE YAPACAĞIMIZI TARTIŞMAYA BAŞLARIZ.
…………………………………………………………………………………….

Son günlerde asgari ücret tartışması alevlenmiş gibi görünüyor. Aslında esas sorun kamu görevlilerine verilmesi gereken hayat pahalılığı ödeneğidir. Memura hayat pahalılığı ödeneği verirseniz asgari ücreti de yükseltmek zorundasınız. Oysa ne hayat pahalılığı ödeneği ne de asgari ücreti yükseltecek kaynak vardır. Kaynağı sağlayan sektörler ciddi şekilde küçülme eğilimindedirler. Turizm ve emlak sektörleri küçülür, yükseköğretim tehlikeli sularda yüzerken maaş ve ücretler için kaynak nasıl temin edilecek? Alevlenen tartışma, esas olarak, turizm, emlak ve yükseköğretimin kalitesini artırmak, sürdürülebilirliğini sağlamak için neler yapılması gerektiği konusunda olmalıydı.

Kendimizi krizin akışına bırakırsak ücretler elbette belli bir oranda artacaktır ama çalışanların alım gücü yine de korunamayacaktır. Çalışanların bir kısmı işlerine devam ederken önemli bir kısmı, kapanan veya küçülen işletmeler nedeni ile en kötü şey olan işsizlikle karşı karşıya kalacaktır. İşletmeleri ve çalışanlarını koruyabilmek için gelirlerimizi artırmak, sürekliliği sağlamak gerekiyor.

Biz böyleyiz işte!

Son günlerde bu cümleyi oldukça sık kullanıyorum: Biz böyleyiz! Neyi tartışmamız gerektiğini bile bilmiyoruz. Tartışmayı doğru noktalara yöneltemiyoruz ama refah içinde yaşamayı hak ettiğimizi sanıyoruz.

Allah aşkına söyler misiniz? Kendi sorunlarını tartışmayı bile beceremeyen bir halka, refahı kim sağlayacak?

Oysa, refah artışı için tartışmayı doğru şekilde başlatmak bile yetmiyor… Doğru ve etkili şekilde sürdürmek, refah artışına yardımcı olacak sonuçlara ulaşmak ve bu sonuçları kararlı bir şekilde uygulamak gerekiyor…

Peee! Ölme eşşeğim ölme! Biz öyle değiliz; bunu yapamayız!

Bunu yapamayacağımızı bildiğimiz için tartışmaları saptırıyor ve refahı başkalarının sağlamasını bekliyoruz.

Bize rahat bir hayat lazım… Hem de hemen lazım!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz