NORMALLEŞMEYE BİZİ DE DAHİL ETTİLER!

ERDOĞAN, NORMALLEŞMEYE ÇALIŞTIĞI ÖZEL'İ KKTC'YE DAVET ETTİ VE BÖYLECE BİZİ DE MASAYA SÜRMÜŞ OLDU. ANA YEMEK MİYİZ; YOKSA MEZE Mİ GÖRECEĞİZ ARTIK!

0
blank

KKTC’ye birlikte geleceklermiş! Kim davet etti, niçin davet etti bilmiyoruz tabii ama buyursunlar; başımızın üstünde yerleri vardır!

Bu yıl, 20 Temmuz Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünü kutlayacağız. Böylesi yıldönümlerine özel anlamlar yüklemeye çalışmak olağandır. Bu yılki törenlerde Türkiye Cumhurbaşkanı ve resmi zevatının yanı sıra muhalefet partisi liderlerini de aramızda görmek elbette anlamlı olacaktır. Ama bunlardan daha anlamlı olacak olan şey, törenlerin içeriği ve verilecek mesajlardır.

Ben bu törenlerden, “Türkiye’nin bugünkü iktidarı gibi gelecekteki iktidarı da Kıbrıs Türk halkının yanında olacaktır” mesajını almak istiyorum… Bu vesile ile verilecek mesajlarda, “çözümsüzlüğün kalıcılaştırılmasında birlikteyiz” anlamının yer almamasını; uzlaşmaya hazır olduğumuz mesajının bütün dünya ile paylaşılmasını tercih ederim. Tören alanında olması gereken Kıbrıslı Türk siyasi liderlerinin önemli bir bölümünün karşı çıkacağı fikirlerin tören kürsüsünden sanki de tartışılmaz doğrularmış gibi ifade edilmesini de istemem ve hoş karşılamam.

Türkiye Cumhurbaşkanı, liderlik anlayışı gereği, sürpriz yapmayı seviyor. Böylece gücünü kanıtladığını sanıyor. 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kürsüsünden bütün dünyaya meydan okunması, Kıbrıslı bir Türk olarak beni çok rahatsız edecektir. Dünya ile savaşmak istemiyorum! Bütün dünyanın bize karşı tavır almasından korkuyorum ve korkusuz görünmek veya gösterilmek de istemiyorum.

Bunlar, bu ziyaretin bende yarattığı korkulardır. “Vehim” de denebilir! Çok kuşkucu oldum; içim dışım da kuruntu dolu!

blank
ERDOĞAN VE ÖZEL BİRLİKTE GELECEKLER… BELKİ DE BİZİM İÇİN DÜŞÜNDÜKLERİ YENİ ADIMLARI DA BİRLİKTE AÇIKLAYACAKLAR. O GÜN TV BAŞINDA OLMAKTA YARAR VAR; SÜPRÜZLERİ SEVEN ERDOĞAN BAKALIM BİZİM İÇİN NELER AÇIKLAYACAK?

Bir kuruntum da Türkiye’de yaşananlara KKTC’nin meze edilmesidir. Türkiye’de yaşanmakta olan “normalleşme sürecinin” Türkiye’ye demokrasi ve refah artışı getirmeyeceğini düşünüyorum. Erdoğan iktidarının insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda hiçbir adım atmadan, mahkemeler keyfi kararlar almaya devam eder ve siyasi cinayetler cezasız kalırken neyi normalleştirecekler?

Örnek vermek istiyorum… Erdoğan-Özel görüşmesinde emekli maaşlarının açlığı önlemeye yetmediği gündeme gelince CHP’li ekonomistlerin Maliye Bakanı Şimşek ile görüşmesine karar verilmiş… Ne büyük başarı değil mi? Şimşek’in CHP’lilere ne söyleyeceği daha şimdiden belli değil mi?

Türkiye’deki enflasyonun nedenleri ekonomik değil; siyasidir. Bu enflasyon bilerek ve isteyerek yaratılmıştır. Bugünkü yoksulluk bu enflasyonun sonucudur. Bunun hesabı sorulmadan yeni sorumsuzluklar nasıl önlenecek? Bunun hesabı verilmeden ne normalleşme olur ne de dezenflasyon yaşanır; göreceksiniz! Göreceğiz ama iş işten geçmiş, yeni CHP yönetimi Erdoğan’ın kuyruğuna takılarak küçük düşmüş olacak. Elbette bunun da siyasi sonuçları ortaya çıkacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü CHP yönetimini dereye suyla götürüp, susuz getirecek gibi görünüyor. Normalleşme adı altında CHP’nin etkisizliğini kanıtladıktan sonra bir-iki “milli mesele” ileri sürerek bu arayışa son verirse hiç şaşmayacağım. Böylece CHP okkanın altında kalacak, AK Parti ve Erdoğan “yola devam” nutukları atabilecektir. Bu “milli meselelerden” biri PKK terörü olacaksa bir diğeri de Kıbrıs meselesi olacak diye korkuyorum!

Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü kutlamaları, daha şimdiden bir tür ayak oyunu olan bu normalleşme siyasetinin mezesi olmuş gibi görünüyor. Bir Kıbrıslı Türk olarak ben, bundan da rahatsızlık duyuyorum tabii…

Dilerim böyle olmaz ve ben de vehmim ile baş başa kalmış olurum. Belki o zaman siyaseti takip etme derdinden ve kuruntularımdan da kurtulur ve huzur bulurum!

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz