Ulusal Birlik Partisi, yeni bir kurultay süreci başlattı. Zaten biliniyor ve bekleniyordu ama bu sürecin resmen başlatılmış olması bile önemli görülüyor. Bunun başlıca nedeni, bu sürecin nasıl geçeceğine dair merak, endişe veya beklentilerdir.
Ulusal Birlik Partisi, ne yazık ki, Ankara’dan gelen mesajlara bağımlı bir parti haline getirildi. Üyeler, kendi ilişkileri kadar Ankara’nın hangi adayı desteklediğini araştırıyorlar. Bunun da nedenleri vardır tabii… Ankara’nın desteklemediği bir UBP Başkanı’nın başbakanlık yapamadığını gördük, yaşadık. Yeni durumda, gerçekçi bir tutumla, Ankara’dan da destek alabilecek bir adayın arkasında durmak hem partinin bütünlüğünü korumak, hem de hükümette kalabilmenin yolu olarak görülüyor herhalde.
Sadece başkanı belirleyecek olanlar değil, bizzat başkan adayları da gözlerini Ankara’ya çevirmiş vaziyettedir. Ankara’dan destek bekliyor olmasalar bile Ankara’nın adaylardan birini işaret edip etmeyeceğini gözlüyorlar. Kazandığı başkanlığı sürdüremeyen ve şimdi yeniden aday olabileceği söylenen Faiz Sucuoğlu “Demokratik bir kurultay olacaksa adayım” demedi mi zaten?
Başbakan Üstel, bu beklentileri karşıladı. Hükümet ile Ankara arasında başlıca köprü oldu. Bakanların doğrudan temasları büyük ölçüde sınırlı kaldı. Yapılması düşünülen işler veya ortaya çıkan sorunlara aranan çözümler için Ankara ile temas bizzat Üstel tarafından yapılıyor. Narenciye sorununa çözüm, elektrik üretimini artırma, maliyeye katkı, mali protokolün imzalanması gibi bütün olaylarda Üstel’in hakim durumunu gördük zaten.
Başbakan, bu sürece hakimiyetini adaylık sürecinde de gösterdi. Önce Ankara’ya gitti ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile birlikte KKTC’ye bir “istikrar” mesajı yolladı. Döndü, parti meclisini topladı ve kurultay tarihiyle birlikte adaylığını da ilan etti. Adaylığını ilan ederken Ankara’nın desteği ile yürüttüğü projelerden söz etti. Parti binası dışına toplanan UBP’lilerden de güzel bir destek aldı.
Bu görüntülere göre Üstel’in projesi de mesajı da bellidir: Ankara arkamdadır; bu desteği kullanarak hayata geçireceğim projeler iş birliği protokolü ile kayıtlara da geçmiştir. Köy köy dolaştım partililerimizin desteğini de aldım. Adayım ve kurultaydan genel başkan olarak çıkmak istiyorum. Üstel için her şey tamam görünüyor!
Üstel’in karşısında Hasan Taçoy ve Ahmet Karavelioğlu var… Amcaoğlu da aday olacak gibi… Evren, adaylık için gözlem yapıyor. Sucuoğlu, aday olmak için UBP’ye demokrasi gelmesini bekleyecek!
Adaylık açıklayanlar veya açıklamaya hazırlananlar, Üstel gibi bir tutum benimseyecek mi merak ediyorum. Karavelioğlu, finans dünyamızın tanınmış aktörlerinden biridir. Ekonomi konusunda söylediği veya söyleyebileceği çok şey vardır ama siyasi desteklerinin ne olduğunu da açıklaması gerekecek. Taçoy, deneyimli bir politikacıdır. O’nun da söylenecek çok sözü olabilir. Aynı şekilde Amcaoğlu ve Evren de toplumsal sorunlar konusunda fikir sahibidirler ama bu birikimlerin “siyasi bir proje” haline gelip gelmediğini göstermeleri gerekir. Kimin desteği ile ilerleyecekler? Nasıl ilerleyecekler? Nereye doğru ilerleyecekler?
Böyle bir tartışma başlarsa ana muhalefet partisi ve diğer partiler de katılmak zorunda kalacaklar; bizim gibi köşe yazarları ve hatta akademisyenler de görüş açıklamak fırsatı bulacaklardır. Toplum tartışacak ve ortaya güzel yaklaşımlar çıkabilecektir.
Daha önce de yazmıştım… Siyasetin, oyun parkı veya otopark gibi olmasa da farklı projelere ihtiyacı var gerçekten. UBP kurultayı böyle bir tartışmaya vesile olursa ciddi toplumsal yararları olabilecektir.
Projeleri görmek hepimize iyi gelecek!