Çeşitli görüşmelerde Kıbrıs sorununun da ele alınacağı Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları yarın (17 Eylül 2023) başlıyor. Genel Kurul gündeminde olmasa bile çeşitli konuşma ve görüşmelerle Kıbrıs sorunun da ele alınacağı genel kurul çalışmaları 21 Eylül Perşembe gününe kadar devam edecek.
Türkiye basınına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın genel kurula hitaben 19 Eylül Salı günü yapacağı konuşmada, tahıl koridorunun canlandırılması, Karadeniz’de istikrar, Suriye, Kafkasya ve Balkanlar’daki gelişmeler, mülteciler, yabancı düşmanlığı ile İslam karşıtlığına dikkat çekmesi bekleniyor. Erdoğan’ın Kıbrıs sorununa nerede ve nasıl değineceği ise henüz bilinmiyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar da BM Genel Kurul çalışmaları sırasında New York’ta olacak. Tatar’ın adadan 17 Eylül Pazar sabahı ayrılması bekleniyor. Kıbrıslı Rum lider Hristodulidis’in de bugün Atina’da yapmakta olduğu görüşmelerden sonra yarın New York’a hareket etmesi bekleniyor. Hristodulidis, 20 Eylül’de BM Genel Kurulu’nda bir konuşma yapacak ve 22 Eylül’de BM Genel Sekreteri Guterres ile görüşecek.
ÜÇLÜ GÖRÜŞME BELİRSİZLİĞİ
BM Genel Kurul çalışmaları sırasında Kıbrıslı Türk ve Rum liderleri bir araya getirmek için çalışan BM diplomatları, henüz bir netice alamadı. BM Genel Sekreteri Guterres’in de katılımı ile yapılması düşünülen bu üçlü görüşme için kesinleşmiş bir tutum veya tarih bulunmuyor. Rum tarafı geçmiş yıllardaki tutumunun tersine bu görüşmenin yapılması için çalışırken Türk tarafı görüşmenin gündemi üzerinde duruyor.
FARKLI HEDEFLERİ VAR
Üçlü görüşme gündemi ile ilgili tartışmalar, aslında, tarafların Kıbrıs sorununun geleceğine ilişkin tutumlarını yansıtıyor.
Rum tarafı, üçlü görüşmenin yapılmasını ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulunmasını amaçlayan müzakereleri başlatacak “özel temsilci” atamak için zemin kazanmasını istiyor. Kıbrıs Rum lider, bu tutumu pekiştirmek amacıyla BM Genel Sekreteri’ne 7 Eylül 2023 tarihinde gönderdiği mektupta Tatar ile görüşme ayarlamasını talep etmiş bulunuyor.
Rum tarafının tutumuna karşın üçlü görüşmeye ihtiyatlı yaklaşan Türk tarafı, üçlü görüşmenin olup olmamasından daha çok, bu görüşmenin gündemi üzerinde duruyor. Türk tarafı, “egemen eşitlik” tanınmadan kapsamlı çözüm müzakerelerine başlamayacağını her fırsatta dile getirirken, bu görüşünü üçlü toplantıda değil Tatar ile Guterres arasında yapılacak görüşmede ifade etmeyi tercih ediyor. Tatar’ın Guterres ile yapması beklenen görüşmenin ayrıntıları ise henüz belirlenmedi.
TÜRK TARAFININ GÜNDEMİ
Türk tarafı, adadaki yaşamı iyileştirecek ve “iki egemen taraf arasındaki iş birliğini güçlendirecek” bir gündem belirlenmesi halinde üçlü görüşmeye katılacak gibi görünüyor. Türk tarafının böyle bir görüşmede gündeme gelmesini istediği konular ise şöyle sıralanıyor:
- Doğu Akdeniz’de doğal gaz arama faaliyetlerinin koordine edilmesi ve iş birliği yapılması
- Adanın su ihtiyacının Türkiye’den döşenen boru hattından sağlanması için iş birliği yapılması
- Adanın, Türkiye’nin yatırımını gerçekleştirmeye hazır olduğu şekilde yine Türkiye üzerinde elektrik enterkonnekte sistemine dahil edilmesi
- Ada çevresindeki düzensiz göç hareketlerine karşı iş birliği yapılması
- Ara bölgedeki mayınların temizlenmesi konusunda iş birliğinin sürdürülmesi
GÜNDEMLERİN BİRLEŞTİRİLMESİ
Türk tarafının iş birliği odaklı çalışma isteği ile Rum tarafının kapsamlı çözüm müzakerelerinin başlatılması için özel temsilci atanması isteğinin BM Genel Sekreteri tarafından ilişkili bir şekilde gündeme getirilmesi ise diğer bir seçenek olarak New York çalışmalarında yer bulabilecek gibi görünüyor. BM Genel Sekreteri’nin özellikle ABD ve İngiliz diplomasisinden de destek alarak özel temsilci atanarak kapsamlı çözüm müzakereleri için zemin aranması ve bu arada Türk tarafının önerdiği konularda iş birliğine gidilip gidilemeyeceğini arayışının sürdürülmesini taraflara önerebileceği belirtiliyor.
BM Genel Sekreteri’nin, bu konularda yapacağı girişimlerin sonucunu BM Güvenlik Konseyi’ne rapor ederek kendi sorumluluğunu yerine getirmiş olma eğilimini taşımasına ise “normal bir görev” olarak bakılıyor. Guterres’in, yoğun gündemi nedeniyle başarı vaat etmeyen bir çabaya girişmesi ise beklenmiyor.