Dünyada nesilleri tükenmekte olan canlılar kateogrisinde yer alan, dünyadaki popülasyonunun yaklaşık 700 kadar olduğu tahmin edilen Akdeniz fokunun üreme alanının keşfedilmesinin Akdeniz foklarının korunması açısından “büyük önem” taşıdığı ifade edildi.
Beton ve arkadaşları tarafından kaleme alınan ve Oryx – Uluslararası Koruma Dergisi’nde önceki gün yayımlanan “Yeni İzleme Kuzey Kıbrıs’ta Akendiz Foku’nun Düzenli Üremesini Teyit Ediyor” adlı makalede açıklanan çalışmanın sonuçları, Akdeniz foklarının daha önce bilinmeyen ana üreme alanının Kuzey Kıbrıs’ın batısında, Lefke bölgesinde yer aldığı açıklandı. Dernek yetkilileri, bu alanın henüz herhangi bir koruma statüsüne sahip olmadığını ancak bu konuda ilgili dairelerinin olumlu bir tutum sergilediğini kaydetti.
Esrarangiz canlılar olarak bilinen Akdeniz foklarının üreme alanlarının tespit edilmesi zor olmasına rağmen, Exeter Universitesi ve Kablumbağaları Koruma Derneği (SPOT) araştırmacıları Damla Beton ve Robin Snape, Kuzey Kıbrıs kıyılarındaki gözden ırak mağaralarda harekete duyarlı gece çekim kameraları kullanarak Akdeniz foklarının bu bölgede ürediğini tespit etti. Söz konusu çalışmada, 2016 ve 2019 yılları arasında Kuzey Kıbrıs kıyılarında dört yetişkin fokun gözlemlendiği ve bir mağarada en az üç yavru fokun doğduğu belirtildi.
“KUZEY KIBRIS’TA İLK KEZ DÜZENLİ OLARAK AKDENİZ FOKLARININ ÜREDİĞİ BİR ALAN BELİRLENDİ”
Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) konuşan Damla Beton, sadece bazı belli mağaraların Akdeniz foklarının üremesi ve güvende hissetmesi için uygun olduğunu ifade ederek, “Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez düzenli olarak Akdeniz foklarının ürediği bir alanın belirlendiğini, çok az sayıda olan bu mağaraların korunması için acil önlem alınması gerektiğini” söyledi.
Damla Beton, Aralık 2013 tarihinde Özel Koruma Alanı olan Alagadi sahlinde bulunan bir bar sahibi olan Gökmen Güneş’ten bölgede bir Akdeniz foku görüldüğüne dair bir telefon aldıktan sonra bir doğa fotoğrafçısından konuya göz atmasını istediklerini ve bölgede bir erkek yavru foku tespit etmekten dolayı “büyük heyecan” duyduklarını anlattı.
Beton, insanların ulaşımına imkan tanımayan mağaraları üreme alanı olarak kullanan ve “esraregiz” yapısı olan Akdeniz fokların incelenmesinin sadece mağaralara yerleştirilen kamera tuzakları ile mümkün olduğunu, ancak girintili çıkıntılı mağara koşullarına uyumlu kameralarla bile bu gözlemi yapmanın zor olduğunu belirtti.
“BATI KIYISINDAKİ MAĞARADA ÜÇ FARKLI YILDA ÜÇ YAVRU DÜNYAYA GELDİ”
2006 ve 2007 yıllarında Türkiye’deki ODTÜ ekibi tarafından yapılan bir etüt çalışmasında gözlemlenen bir erkek bireyin aynı ekip tarafından Türkiye kıyılarında daha önce kaydedilmiş bir yetişkin fok olduğunu ve bu gözlemin iki popülasyon arasında bir bağlantı olduğuna işaret ettiğini anlatan Beton şöyle konuştu:
“2010 yılında ülkemiz balıkçıları ile yaptığımız anketler ve görüşmeler sonucunda, Akdeniz foklarının görüldüğü ve hatta az sayıda fokun ağlara hedef-dışı olarak yanlışlıkla yakalandığı bilgisine ulaştık. 2013 yılında Alagadi Özel Çevre Koruma Bölgesinde fotoğraflanan yavru bireyden sonra özellikle uzun süreli devamlılığı olan izleme çalışmalarını başlatmaya karar verdik. ODTÜ’den meslektaşlarımız desteği ve genel olarak bulguların değerlendirilmesi ile, 2016 yılında, ilk çalışmalarımızı, batı kıyısındaki bir mağraya odakladık. 2017-2018 yılında izleme çalışmalarımızı değişik bölgelerdeki sekiz mağarayı kapsayacak şeklide genişlettik. Kameralardan elde edilen bulgular, en az dört fokun bu mağaraların üçünü kullandığını teyit etti. Üç bireyin, batı kıyısındaki mağarayı kullandığını, aralarından bir dişinin 2016-2017-2018 yıllarda birer yavru dünyaya getirdiğini gözlemledik. Karpaz yarımadasındaki iki mağaranın da farklı bireyler tarafından kullanıldığını tespit ettik.”
“ÇALIŞMAYA, ÇEVRE KORUMA DAİRESİ VE HAYVANCILIK DAİRESİ DESTEK VERDİ”
Damla Beton, SPOT önderliğinde yürütülen bu çalışmanın, Atlantik ve Doğu Akdeniz’de küçük popülasyonu ile dünyanın en nadir görülen Akdeniz foklarının, Kuzey Kıbrıs kıyılarında düzenli olarak ürediklerinin ilk kez tespit edilmesi açısından “çok önemli” olduğunu belirtti. Beton, bu çalışmanın, nesilleri tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan Akdeniz foklarının korunması çabalarının yoğunlaştırması ümidini dile getirerek şu şekilde konuştu:
“Tüm çalışmalarımız, Çevre Koruma Dairesi ve Hayvancılık Dairesi’nin bilgisi ve izni dahilinde gerçekleştirilmektedir. Çalışmalarımızın başlamasından bu yana her iki daire de bulgularımıza büyük ilgi göstermiştir, çalışmalarımıza destek vermiştir. 2019-2020 sürecinde üreme mağarasının olduğu bölgede gerçekleştirilmek üzere olan bir liman çalışması sürecinde, özellikle Hayvancılık Dairesi müdürü ve dönemin Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı duyarlılığı sayesinde limanın yerinin değiştirilmesi sağlanmıştır. Gelinen süreçte özellikle üreme mağarasının korunmasına dair Şehir Planlama Dairesinin ve Lefke Belediyesi’nin de büyük hassasiyet gösterdiğini biliyoruz. Çevre Koruma Dairesinin de mağaraların korunmasına dair girişimleri olduğu haberi ise bizleri sevindiriyor.”
“İLGİLİ DAİRELERİN, FOKLAR İÇİN ÖNEM ARZEDEN MAĞARALARIN KORUNMASINA ÖNCÜLÜK EDECEĞİNE İNANIYORUZ”
İlgili dairelerin konuya hassasiyeti olmadan bu yapılan çalışmaların bir sonuca varmasının mümkün olmadığını ifade eden Beton, “Bu nedenle, buradan tüm ilgili bakanlara, daire müdürlerine ve tüm ilgili yetkililere hassasiyetlerinden dolayı çok teşekkür ederiz. Bu hassasiyetin foklar için önem arzeden tüm mağaraların korunmasına yönelik kararların alınmasına öncülük edeceğine inanıyoruz. Şu anda bu mağaralara ilişkin güncel bir envanter üzerinde çalışıyoruz. Yakın zamanda bu envanteri ilgili dairelere sunacağız. Ülkemizde yaşayan Akdeniz foklarının korunmasında ve ülkemiz sınırlarında yaşayabilmesinde bizim de bir katkımız olursa çok mutlu olacağız” dedi.
Damla Beton, ülke denizlerinde fok görülmesi halinde halkın Kaplumbağaları Koruma Cemiyeti ile iletişime geçmesi çağrısında da bulundu.